Etyen Mahçupyan: İyi ki Abdullah Öcalan diye biri var!
Etyen Mahçupyan, Habertürk gazetesine verdiği röportajda "İyi ki Abdullah Öcalan diye biri var!" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Başdanışmanı Etyen
Mahçupyan, daha önce yaptığı "Öcalan ideolojik olarak bir
rehber ve lider” açıklamasını bir kez daha tekrarlayarak, "Öcalan
Kürt dünyasında en rasyonel, ufku en geniş insan
muamelesi görüyor" dedi. "Öcalan'ın toparlayıcı ve sürükleyici bir
yeteneği var" diyen Mahçupyan, "Şu an geldiğimiz noktada beğensek
de beğenmesek de “İyi ki Abdullah Öcalan diye biri
var” diyoruz" ifadesini kullandı.
Habertürk gazetesinden Kübra Par'a konuşan (2 Şubat 2015)
Mahçupyan'ın açıklamalarının ikinci bölümü şöyle:
Türkiye’de laik kesim daha otoriter bir döneme girileceğine
dair endişe taşıyor. Bu endişeye katılıyor musunuz?
Niçin öyle olsun? Şu anda AK Parti’nin isteyip de yapamadığı ne
var? Daha fazla otoriteyi kimin için isteyecek? Bu endişeyi
taşıyanların Türkiye’yi tanımadıklarını düşünüyorum. Yaşanmakta
olan dönüşümün AK Parti’yi ne kadar avucunun içine aldığını
görmüyorlar. AK Parti’yi iki-üç figürün yönettiğini zannediyorlar.
Velev ki AK Parti her şeyi yasaklasın, bu kaç sene sürebilir?
Demokrasinin gidişatı açısından hiç kaygı duymuyor
musunuz?
Tabanın çoğunluğuna baktığımda hiç kaygı duymuyorum. Her iki
tarafta da milliyetçi ve bağnaz insanlar var ama yeni nesilde
dünyaya daha fazla entegre, daha çoğulcu insanlar geliyor. Bu
gerçeği görmek istemiyorlar. Laik kesime tavsiyem, Tayyip
Erdoğan’ın söylemine takılmasınlar, AK Parti’yi Tayyip Erdoğan’dan
ibaret sanmasınlar ve sistematiğin tam tersine işlediğini
unutmasınlar.
Ya artan kutuplaşma?
Laik kesimden baktığınız zaman AK Parti’yle bir çatışma var. Ama o
çatışma muhafazakâr kesimle değil, çünkü muhafazakâr kesim
çatışmıyor, çoğullaşıyor. Aslında muhafazakârlar kavgalı bir
Türkiye’de yaşamak istemiyor ama risk almak da istemiyor. AK
Parti’nin doğru da yapsa yanlış da yapsa yanında duruyor. Ta ki
normalleşme yaşanana kadar...
TÜSİAD ile hükümet arasındaki gerilimi nasıl
yorumluyorsunuz?
TÜSİAD Başkanlığı isteseniz de istemeseniz de siyasi bir pozisyon.
TÜSİAD’ın başındaki kişi sözlerinin nasıl algılanacağını düşünerek
konuşmak zorunda. Haluk Dinçer’in sözlerinde kötü niyet olduğunu
sanmıyorum. Yeni bir döneme giriliyor, iyi ilişkiler kurulmak
isteniyor. Gezi sonrası bazı işadamlarının Cemaat ile ilişkiye
girmesi AK Parti’yi tetikte olmaya itti. Fakat esasında İslami
kesim AK Parti’nin laik kesimi iyi yönetebildiğini, Batı dünyasında
iyi bir imajının olduğunu görmek istiyor. Bu onlara gurur verecek.
AK Parti de bunu sanıldığından çok fazla istiyor.
‘Kürt dünyasında en rasyonel, ufku en geniş insan
Öcalan’
“Öcalan ideolojik olarak bir rehber ve lider” sözleriniz
tartışma yarattı. Öcalan algısı değişiyor mu?
Öcalan ‘bebek katili’ diye adlandırılan, ismi anılmayan bir adamdı.
Şimdi o algı radikal biçimde değişti. Artık Öcalan Kürt dünyasında
en rasyonel, ufku en geniş insan muamelesi görüyor. Toparlayıcı ve
sürükleyici bir yeteneği var. Kendisiyle uğraşan ve öğrenen bir
kişi. Nereden nereye geldiğine baktığınızda takdire şayan bir durum
var. Bu siyasetçinin yeteneklerinin Türkiye açısından doğru yönde
kullanılması meselesi var. Şu an geldiğimiz noktada beğensek de
beğenmesek de “İyi ki Öcalan diye biri var” diyoruz.
'Türklerin Ermenilere karşı davranışı
iyileşiyor'
Başbakan Davutoğlu ile nasıl bir rutininiz
var?
Yerleşmiş bir rutinimiz yok. Çok yoğun bir dönemden geçiyoruz.
Haftada bir, bir araya geliyoruz ama her zaman verimli geçmiyor.
Seçimden sonra gerçek bir mekanizma kurulur sanıyorum.
Ermeni olaylarının da anma günü olan 24 Nisan’da Çanakkale
Savaşı’nın 100’üncü yıl dönümü törenleri kutlanacak. Bir Ermeni
olarak ne hissediyorsunuz?
24 Nisan Ermeni meselesi ve soykırım yelpazesinde doğru dürüst adım
atarsanız, bu şekilde kutlanmasının bir mahsuru yok. Geçen seneki
taziye, bu seneki Hrant Dink mesajı... Türkiye yavaş yavaş belli
bir yola doğru gidiyor. Devletlerarası ilişkiden bağımsız olarak
Ermeni olmayan Türklerin davranışları açısından olumlu bir gidiş
var.
AK Parti içinde bir çatlak oluşması, Erdoğan’dan bağımsız
bir hareketin ortaya çıkması olası mı?
Bence öyle bir ihtimal yok. AK Parti geriye bakmıyor. Abdullah Gül
de dahil herhangi bir siyasetçinin sırf geçmişte yaptıklarından
dolayı gelecekle ilgili bir hak talep edebileceğini sanmıyorum.
Söyleşinin tamamı için
tıklayın