27 Eki 2012 08:48 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:18

"ESKİDEN ASKERDEN KORKAR SORAMAZDIK, ŞİMDİ İKTİDARDAN KORKUYORUZ"

Ahmet Altan, kendi gazetesinin manşeti üzerinden Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay'ı topa tuttu

Cebinde demokrasi var

Bizim için bir tür egzotik meyve gibi bu “demokrasi” dediğimiz şey, bizim topraklarda hiç yetişmemiş, tadını, kokusunu, rengini bilmiyoruz.

Bizim cehaletimizden yararlanmak isteyenler de, “bu topraklarda demokrasi yetişmez, zaten de alışkın değilsiniz, size dokunur” diye bizi bir iyi kandırmak istiyorlar.

Modern dünyada “demokrasinin” çıkış sorusu, halkın devlete sorduğu çok basit bir sorudur.

“Benden topladığın vergileri ne yapıyorsun?”

Halk bunu sorar ve hesabın dökümünü görmeyi ister.

Neticede “devletin parası” halktan topladığı paradır.

Bunun nasıl harcandığının hesabını veren devletler demokrasiye adım atarlar.

Bizim ülkemizde devlet bunun hesabını vermek istemez.

Özellikle en çok paranın ayrıldığı “ordunun” bu parayı ne yaptığı halktan gizlenir.

Eskiden de gizlenirdi, şimdi de gizlenir.

Demokrasinin olmaması “sizin cebinizdeki” paranın kaşla göz arasında iç edilmesi demektir.

Anlayacağınız öyle “egzotik bir meyve” değildir demokrasi, sadece entelektüellerin ilgisini çeken bir “masal kuşu” da değildir, demokrasi cebinizdeki paradır.

Demokrasi yoksa, cebinizden parayı alırlar.

Lale Kemal, çok çarpıcı bir “parayı götürme” operasyonunu açığa çıkarıyor bugün.

Bizim orduya “dört milyar dolarlık” füze alacaklarmış.

Bundan haberiniz var mıydı?

Dört milyar dolar gidecek, bu kimin parası sizce?

Sizin paranız.

Sizin paranız ama siz, paranızın ne yapıldığına dair hiçbir fikre sahip değilsiniz.

Belki de siz füze istemiyorsunuz, belki bu parayla “her köye yüzme havuzu” yapılmasını istiyorsunuz, ki herhalde bu parayla epeyce köye yüzme havuzu yapılır.

Belki hastane istiyorsunuz, belki park istiyorsunuz, belki daha iyi şehirler istiyorsunuz, belki daha düzenli trafik istiyorsunuz.

Bu işin uzmanı değilim ama dört milyar dolarlık bir yatırımla herhalde İstanbul’un trafiği epey düzelir, İstanbul’un trafiği düzelirse “benzine harcadığınız” para azalır, büyük bir zaman ve enerji tasarrufu olur.

Ama size sormuyorlar.

Sizi parlamentoda temsil etmekle görevli, işi sizin yerinize “paraları denetlemek” olan milletvekilleri de “silahlara harcanan” paraları denetlemiyor.

İşlerini yapmıyorlar.

“Orduya silah” dendiğinde herkes susuyor.

Asla tartışılmaz bir konuymuş gibi.

Hâlbuki bu işleri bilen Lale Kemal çok mantıklı bir soru soruyor:

“NATO üyesi olan ve NATO’nun koruma şemsiyesi altında bulunan bir ülke neden dört milyar dolarlık füzeye ihtiyaç duyuyor?”

Bu mantıklı sorunun mantıklı cevabı ne?

Ne siz biliyorsunuz bu cevabı, ne biz biliyoruz.

Sizin paraları size sormadan harcıyorlar.

“Gerçekten ihtiyacı var mı Türkiye’nin bu füzelere” diye tartışmıyorlar, parlamentoda kamuoyunun da dikkatini çekecek tartışmalar yapmıyorlar.

Muhalefet partileri de bu konularla ilgilenmiyor.

Eskiden herkes askerden korktuğu için bu konulara değinmezdi, şimdi herkes siyasi iktidardan korktuğu için bu konulara değinmiyor.

Bizim ordunun “silah” taleplerinin öyle her zaman akla mantığa uygun olduğunu da sanmayın, bir ara “uçak gemisi” istemişlerdi.

Bir Akdeniz ülkesi “uçak gemisini” ne yapacak?

Okyanuslara mı çıkacağız uçak gemisi ile?

Okyanuslara çıkarsak ne için çıkacağız?

Bu saçmalıkları da “silahları oyuncak sanan generallerin” çocuksulukları olarak görmeyin, silah alım satımlarında akla hayale gelmeyecek miktarda “komisyonların” döndüğünü hiç unutmayın.

Ve, gene hiç unutmayın ki Lockheed askerî uçak alımında dönen “rüşvetleri” açığa çıkarmamış yeryüzündeki tek ülke Türkiye’dir.

Rüşvet verildiği resmen açıklandı ama Türkiye “rüşveti kimin aldığını” asla açıklamadı.

Rüşveti alan, sizin paraları kendi çıkarı için harcayan adamdı.

Hesabını soramadınız.

Askerî vesayetten kurtulduk ama keyfilikten kurtulamadık.

Kemal’in yazısına göre bu füzelerin kimden alınacağına başbakan, genelkurmay başkanı ve milli savunma bakanı karar vereceklermiş.

Sizin dört milyar dolarınız hakkında nasıl üç adam karar verebilir?

Lale Kemal, bu füze sistemine verilecek paranın, Sağlık Bakanlığı’nın yıllık bütçesinin üç katı olduğunu da söylüyor.

Sizin sağlığınız için harcayacakları paranın üç katını sadece bir füze sistemi için harcayacaklar.

Bunu onaylıyor musunuz?

Bu paraların “sağlık araştırmaları” için harcanması gibi bir fikriniz, böyle bir öneriniz olamaz mı?

Olabilir, eğer size sorarlarsa.

Ama size sormuyorlar işte.

Sormadıkları gibi size haber de vermiyorlar, “biz sizin dört milyar dolarınızı füzelere harcayacağız” demiyorlar.

Demokrasi yoksa, cepteki paralar gider.

Demokrasi, paranıza sahip olma hakkıdır.

Niye ordunun harcamalarını “denetim dışı” bıraktılar sanıyorsunuz?

Avrupa Birliği kriterlerini uygulasalar, böyle alımları gizlice yapamazlar, ordunun harcamalarını “denetim dışı” bırakamazlar.

AB raporlarının niye “çöpe atıldığını” bir de bu açıdan düşünün.

Demokrasi olmadığında devleti keyiflerince yönetir, paraları keyiflerince harcarlar.

Gitti gider sizin paralar.

Ahmet ALTAN / TARAF