Eski Danıştay Genel Sekreteri Kökçam'a tahliye
- FETÖ'nün darbe girişimi sonrasında meslekten ihraç edilen ve tutuklanan eski Danıştay Genel Sekreteri Kökçam, Yargıtay 9. Ceza Dairesinde yargılandığı davada, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı - Kökçam'ın, ByLock kullandığı iddia edilerek öğretmenlik mesleğinden ihraç edilen eşi Aynur..
ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan eski Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılanmasına devam edildi.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, önceki celse suçlamaları reddeden sanık eski Danıştay Genel Sekreteri Mustafa Kökçam hakim karşısına çıktı.
Duruşmaya, Kökçam ile yakınları ve avukatları katıldı.
İddianamede, Kökçam'ın, Danıştay Genel Sekreterliği döneminde, FETÖ mensuplarını genel sekreter yardımcılığı ile birinci başkanlık tetkik hakimleri olarak görevlendirdiği, böylelikle örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, örgüt stratejisi doğrultusunda sıkı bir disiplinle hareket ettiği öne sürüldü.
Savunmasında darbe girişimini lanetleyen Kökçam, girişimin ardından 16 Temmuz'da Danıştayda darbeye karşı düzenlenen toplantıya katıldığını, burada bazı Danıştay üyelerinin gözaltına alındığını hatırlattı. Polislerin elindeki listede isminin bulunmadığını, bu nedenle orada gözaltına alınmadığını söyleyen Kökçam, "17 Temmuz'da evimde uyurken gözaltına alındım. Darbeyle ya da FETÖ ile bir ilgim, alakam yoktur. Hakkımda suçüstü hükümlerinin uygulanması hukuki değildir." dedi.
Mesleğe başladığı 33 yıl öncesinden bugüne, tetkik hakimliği, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı, Danıştay Üyeliği ve Genel Sekreterliği görevine kadar yargının her kademesinde alnının akıyla çalıştığını savunan Kökçam, "Hayatımın hiçbir döneminde bu örgütün içinde olmadım. Aklımı ve vicdanımı kiraya vermeden çalıştım." diye konuştu.
- Tanık beyanları
Kökçam, hakkında ifade veren eski HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur'un "Cemaatle bağlantısı olmadığını düşündüğüm kişidir." dediğini aktararak, aynı zamanda örgütün taleplerini yerine getirdiğini, bu konuda şikayetler geldiğini söylediğini ancak kimlerden hangi taleplerin geldiği ve bunların hangilerini yerine getirdiği konusunda bilgi vermediğini söyledi.
Eski Danıştay üyesi Vahit Bektaş'ın da kendisi için "Yapıyla ilgisi olduğunu düşünmüyorum." ifadesini kullandığına dikkati çeken Kökçam, lehine olan bu beyanın iddianameye konulmadığını ileri sürdü.
Kökçam, eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem'in ise "Mustafa Kökçam'ın Danıştaya Genel Sekreter olması konusunda ısrarcı olduk. İşleri Genel Sekreter yardımcıları yürütüyordu, fatura Kökçam'a kesildi." şeklinde ifade verdiğini anlattı.
Mustafa Kökçam, eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici'nin de kendisi hakkında "Cemaat mensubu olmadığını kesin olarak biliyorum." dediğini, ifadelerde kendisinin bu yapı içerisinde olmadığının açıkça ortaya çıktığını, iddianamede de hakkında başka herhangi bir delil olmadığını savundu.
Eski Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu döneminde genel sekreterlik yaptığını anımsatan Kökçam, önceden tanıdığı için kendisini Karakullukçu'nun bu göreve getirdiğini söyledi.
Kökçam, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı döneminde adalet sarayları ve cezaevi inşaatlarıyla ilgilendiği için, Danıştayın yeni binasının yapımıyla ilgilenmek üzere bu göreve getirildiğini öne sürdü.
Mustafa Kökçam, 2001-2013 arasında Danıştay Genel Sekreterliği görevini yürüttüğünü, bu dönemde 17-25 Aralık sürecinin yaşanmadığını, örgütün de henüz silahlı terör örgütü olarak görülmediğini söyledi.
Telefonunun sivil yargı imamlarıyla aynı yerlerde baz sinyali verdiği yönündeki suçlamaya değinen Kökçam, söz konusu adreslerin ikamet ettiği Bağlıca'daki lojman, çalıştığı Danıştay binası olduğunu öne sürdü. Kökçam, "Bahsedilen kişiler şu anda Kızılay'dan geçse, buradaki herkes ile aynı yerden baz sinyali vermiş olur. Bu teknik bir konu." savunmasını yaptı.
Örgütün yargı kanadıyla irtibatlı olduğu suçlamasını da reddeden Kökçam, telefon görüşmesi yaptığı kişilerin aynı yerde çalıştığı isimler olduğunu, haklarında soruşturma yürütüldüğünü bilmesinin mümkün olmadığını savundu.
Eşinin ByLock kullandığı gerekçesiyle öğretmenlikten ihraç edildiğini ancak "Mor Beyin" uygulaması nedeniyle yanlışlık yapıldığının ortaya çıktığına işaret eden Kökçam, eşinin de son çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevine iade edildiğini bildirdi.
Danıştayda görev yaptığı dönem boyunca sadece Başkandan talimat aldığını, hiçbir örgüt ya da yapıdan talimat, emir almadığını ileri süren Kökçam, "Yasalara göre Danıştaya atanan tetkik hakimlerinin örgüt mensubiyetini o dönemde bilmem mümkün değildi." ifadesini kullandı.
Sanık Kökçam, tahliyesine karar verilmesini istedi.
Avukatları da Kökçam ile aynı dönemde görev yapan eski Danıştay Başsavcısı Mevlüt Çetinkaya'nın tanık olarak dinlenmesini istedi. Ancak Çetinkaya'nın, Kökçam'ın savunması sırasında salonda dinleyici olarak bulunması nedeniye usul yönünden talep reddedildi.
Kökçam'ın avukatları, sanığın eşinin darbe girişiminin ardından ByLock kullandığı gerekçesiyle öğretmenlik mesleğinden ihraç edildiğini ancak sonradan yanlışlık yapıldığının ortaya çıkması üzerine "pardon" denilerek, son KHK ile göreve döndürüldüğünü söyledi. Avukatlar, müvekkilleri hakkında somut bir suç delili bulunmadığını öne sürerek, tahliyesine karar verilmesini talep etti.
- Savcı tahliye istedi
Savunmanın ardından mütalaasını sunan Yargıtay Savcısı, sanığın savunmasını yapması ve delil durumu dikkate alınarak tahliyesini talep etti.
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Buna göre Kökçam'ın adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verildi. Kökçam'a yurt dışı çıkış yasağı konuldu ve haftada bir kolluğa imza verme şartı getirildi.
Sanık hakkında ifade veren İbrahim Okur, Ahmet Hamsici, Birol Erdem ve Vahit Bektaş'ın tanık olarak dinlenmesi, duruşmanın 2 Mayıs'a bırakılması kararlaştırıldı.