07 Tem 2015 13:20
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:43
Eşinden Ertuğrul Özkök'e referandum tepkisi: Haysiyetsiz adam...
Yunanistan'da referandumdan "evet" çıkmasını isteyen Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, bugün ilginç bir yazı kaleme aldı.
Yunanistan referandumu nedeniyle eşiyle tartıştığını yazan Ertuğrul Özkök, eşi Tansu'nun kendisine "Haysiyetsiz adam..." dediğini aktardı.
Özkök'ün yazısından bir bölüm şöyle:
Anlıyorum ki, Yunanistan'da referandum sonuçları belli olmaya başlamış ve...
Tansu kazanmış...
Kazanmış ve evin içini Sintagma Meydanı'na çevirmiş...
Facebook grubu, Whats-App arkadaşları, Instagram hesabı yıkılıyor...
Bense bambaşka bir havadayım ve durmadan konserden fotoğraf gönderiyorum...
Tansu'nun umurunda değil...
O elinde "Oxi" pankartı, refarandum sonucunu kutluyor...
Ben ona War on Drugs konser fotoğrafı gönderiyorum, onun cevabı ise mutluluk gülücükleri atan bir Çipras fotoğrafı oluyor...
Altında da iki kelime:
"N'aber Ert'im..."
Ben "Yes'çiyim" ya...
Bana nanik yapıyor...
* * *
Pazar gecesini kazasız belasız atlatıp, konserin kulağımda bıraktığı harika sesle yatağa giriyorum.
Kafamdaki tek soru ise şu:
"Yunanlar hayır deyince, Beyaz Türkler neden bu kadar sevindi..."
Kafam o kadar iyi ki, cevabını 24 saat erteliyorum...
Asıl felaketin ertesi sabah geleceği aklımın ucundan bile geçmiyor.
Güzel bir uyku çekiyorum...
Yunanlar 'Hayır' deyince Tansu niye bu kadar sevindi
İTİRAF edeyim, yine de kendim arandım...
Sabah uyanır uyanmaz Tansu'yu arayıp, şu affedilmez soruyu sordum:
"Yunanlar hayır dedi, Türkler niye bu kadar seviniyor..."
İntikam için bu soruyu bekliyormuş ve her zamanki gibi lafını gediğe tam 12'den koydu:
"Sen zaten bir halkın haysiyeti nedir zerre kadar anlamazsın..."
* * *
"Ama" diyecek oluyorum...
O an aklıma geliyor...
Tansu kendinden emin olduğu zaman, araya girmek, hele hele "Ama" kelimesinin arkasına sığınmaya kalkmak, yapılacak son hareketti.
Son defasında kafama ağır bir ütü fırlatmış, üstelik arkadaşlarım da onu haklı bulmuştu.
Yani beni sadece Allah korumuştu...
* * *
Cevabı şu oldu:
"Yunan halkı, Avrupalıların onları aşağılamasına, yukarıdan bakmasına, zorla bir şeyler empoze ettirmeye kalkmasına hayır dedi..."
Ekledi:
"Bu sonuç, sosyal devlet anlayışının, vicdansız kapitalist Avrupa'ya kesin dönüş yapmasıdır..."
* * *
O an anladım ki Tansu yeni bir "Gezi ruhu" yakalamış.
Yanılmamışım, biraz sonra nasıl olduysa lafı Erdoğan'a ve onun bizleri aşağılamasına, hakaret etmesine getirdi.
Ah şu sersem kafam, kendimi tutamayıp "Ama Tansu, Yunanlar orada Erdoğan'a hayır demediler ki" demeye kalktım...
Ne aptalca, ne zavallı bir bahaneymiş...
Cevabını buraya yazamayacağım cümlelerle aldım.
* * *
Dün itibariyle, bizim evdeki durum şöyle...
Ben Yunanistan referandumunda, "Evet" oyu kullandım, Tansu ise "Hayır..."
* * *
Durum yüzde 50 yüzde 50 diyeceksiniz ama hiç öyle değil...
Biraz geç saatte, aile Whats-App grubundan gelen genç oylar, bütün dengeleri altüst ediyor.
Gülümsün de annesinin yanında oy kullanınca, bizim evdeki referandum şöyle sonuçlanıyor:
Hayır: Yüzde 67...
Evet: Yüzde 33...
Anlayacağınız, bizim evde "haysiyet" yüzde 67 gibi ezici bir çoğunlukla iktidara geldi.
* * *
Her zamanki gibi, alttan almak ve yaranmak için, Cemal Süreya'nın harika dizelerine sığınıyorum:
"Onursuzunum senin
Daha neyin olayım..."
Tabii ki yalakalığım sökmüyor... Cevabı şu son darbe cümlesiyle geliyor:
"Bir de utanmadan, 'Türkiye'de bir askeri veya sivil darbe daha olursa, sığınacağım yer Yunanistan' diye yazdın ve o ülke haysiyeti için oy kullandı, sen orada kafa yapıyorsun... "
"Tansu, bu 'hayır' kararından sonra Yunan ekonomisi daha da dibe gider biz de orada ucuza bir ev alır yerleşiriz" diyorum.
Telefonda işittiğim son söz şu oluyor:
"Haysiyetsiz adam..."
Özkök'ün yazısından bir bölüm şöyle:
Anlıyorum ki, Yunanistan'da referandum sonuçları belli olmaya başlamış ve...
Tansu kazanmış...
Kazanmış ve evin içini Sintagma Meydanı'na çevirmiş...
Facebook grubu, Whats-App arkadaşları, Instagram hesabı yıkılıyor...
Bense bambaşka bir havadayım ve durmadan konserden fotoğraf gönderiyorum...
Tansu'nun umurunda değil...
O elinde "Oxi" pankartı, refarandum sonucunu kutluyor...
Ben ona War on Drugs konser fotoğrafı gönderiyorum, onun cevabı ise mutluluk gülücükleri atan bir Çipras fotoğrafı oluyor...
Altında da iki kelime:
"N'aber Ert'im..."
Ben "Yes'çiyim" ya...
Bana nanik yapıyor...
* * *
Pazar gecesini kazasız belasız atlatıp, konserin kulağımda bıraktığı harika sesle yatağa giriyorum.
Kafamdaki tek soru ise şu:
"Yunanlar hayır deyince, Beyaz Türkler neden bu kadar sevindi..."
Kafam o kadar iyi ki, cevabını 24 saat erteliyorum...
Asıl felaketin ertesi sabah geleceği aklımın ucundan bile geçmiyor.
Güzel bir uyku çekiyorum...
Yunanlar 'Hayır' deyince Tansu niye bu kadar sevindi
İTİRAF edeyim, yine de kendim arandım...
Sabah uyanır uyanmaz Tansu'yu arayıp, şu affedilmez soruyu sordum:
"Yunanlar hayır dedi, Türkler niye bu kadar seviniyor..."
İntikam için bu soruyu bekliyormuş ve her zamanki gibi lafını gediğe tam 12'den koydu:
"Sen zaten bir halkın haysiyeti nedir zerre kadar anlamazsın..."
* * *
"Ama" diyecek oluyorum...
O an aklıma geliyor...
Tansu kendinden emin olduğu zaman, araya girmek, hele hele "Ama" kelimesinin arkasına sığınmaya kalkmak, yapılacak son hareketti.
Son defasında kafama ağır bir ütü fırlatmış, üstelik arkadaşlarım da onu haklı bulmuştu.
Yani beni sadece Allah korumuştu...
* * *
Cevabı şu oldu:
"Yunan halkı, Avrupalıların onları aşağılamasına, yukarıdan bakmasına, zorla bir şeyler empoze ettirmeye kalkmasına hayır dedi..."
Ekledi:
"Bu sonuç, sosyal devlet anlayışının, vicdansız kapitalist Avrupa'ya kesin dönüş yapmasıdır..."
* * *
O an anladım ki Tansu yeni bir "Gezi ruhu" yakalamış.
Yanılmamışım, biraz sonra nasıl olduysa lafı Erdoğan'a ve onun bizleri aşağılamasına, hakaret etmesine getirdi.
Ah şu sersem kafam, kendimi tutamayıp "Ama Tansu, Yunanlar orada Erdoğan'a hayır demediler ki" demeye kalktım...
Ne aptalca, ne zavallı bir bahaneymiş...
Cevabını buraya yazamayacağım cümlelerle aldım.
* * *
Dün itibariyle, bizim evdeki durum şöyle...
Ben Yunanistan referandumunda, "Evet" oyu kullandım, Tansu ise "Hayır..."
* * *
Durum yüzde 50 yüzde 50 diyeceksiniz ama hiç öyle değil...
Biraz geç saatte, aile Whats-App grubundan gelen genç oylar, bütün dengeleri altüst ediyor.
Gülümsün de annesinin yanında oy kullanınca, bizim evdeki referandum şöyle sonuçlanıyor:
Hayır: Yüzde 67...
Evet: Yüzde 33...
Anlayacağınız, bizim evde "haysiyet" yüzde 67 gibi ezici bir çoğunlukla iktidara geldi.
* * *
Her zamanki gibi, alttan almak ve yaranmak için, Cemal Süreya'nın harika dizelerine sığınıyorum:
"Onursuzunum senin
Daha neyin olayım..."
Tabii ki yalakalığım sökmüyor... Cevabı şu son darbe cümlesiyle geliyor:
"Bir de utanmadan, 'Türkiye'de bir askeri veya sivil darbe daha olursa, sığınacağım yer Yunanistan' diye yazdın ve o ülke haysiyeti için oy kullandı, sen orada kafa yapıyorsun... "
"Tansu, bu 'hayır' kararından sonra Yunan ekonomisi daha da dibe gider biz de orada ucuza bir ev alır yerleşiriz" diyorum.
Telefonda işittiğim son söz şu oluyor:
"Haysiyetsiz adam..."