Eşcinsel dergisine 'genel ahlâk' sansürü!
TİB, Fransa'nın dünya çapında tanından eşcinsel dergisi Têtu’nün web sitesine erişimi engelledi
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) Fransa’nın dünya çapında
tanınan eşcinsel dergisi Têtu’nün web sitesinin Türkiye’de
erişimini engelleme kararı aldı.
TİB, “Teknik uyarı ve hukuki değerlendirme sonucunda” idari
tedbir uygulayarak Fransa’nın dünya çapında tanınan eşcinsel
dergisi Têtu’nün web sitesinin Türkiye’de erişimini engelledi.
TİB'in “genel ahlâk” gerekçelendirmeli kararında ayrıca idari
tedbirle erişimini engellediği belirtildi
Mehmet Efe Fırat'ın KaosGL'de yayımlanan haberine göre,
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın idari tedbirle erişimini
engellediği derginin resmi web sitesi Türkiye’de 1997’de dolaşıma
girdi. 2009 yılında tam anlamıyla yenilenerek interaktif duruma
getirildi. Web sitesinde derginin eski sayılarından yazılara,
görsellere, güncel haberler ve videolara yer veriliyor.
Derginin hikayesi ise şöyle:
Her ne kadar web sitesi engellenmiş olsa da, Têtu eleştirel ve
radikal LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) okurun, “queer” bir
gözün süzgecine takılacak düzeyde merkezde ve “ölçülü” bir yayın
politikasına sahip. Söz gelimi muhafazakâr bir gözün aradığı
“çıplaklık” ya da “pornografi” ise, Têtu’de bulunmaz. Politik
radikalliğin yerini ana akıma bıraktığı, herkesin okuyabileceği,
ciddi bir “eşcinsel dergisi” olan Têtu’nün hikâyesine kısaca göz
atalım.
Temmuz 1995’te ilk sayısının çıktığı günlerde, Fransa LGBT
topluluğu, büyük ölçüde benimsediği böyle bir yayından mahrumdu.
1992’de yayın hayatına son veren dillere destan Gai Pied dergisi
içeriği bakımından bir hayli farklı olsa da, üç yıllık bir fetret
devrinden sonra tahtını Têtu’ye devretmiş oldu. Gai Pied, kelimesi
kelimesine “gey ayağı” anlamına gelse de, Fransızca’da guêpier
(kapan) kelimesiyle eşsesli bir sözcük. Öcü sayılabilecek bu
radikal derginin ismi önemli, zira isim babası Michel Foucault.
Nisan 1979’da ilk baskısını yapan dergi Devrimci Komünist Birlik
tarafından basılmış, Pembe Üçgen Yayınları tarafından yayınlanmış.
İki bini aşkın noktada satışa çıktıktan kısa bir süre sonra LGBT
topluluğunun ve cinsel radikallerin takip ettiği bir yayına
dönüşür. Politik ve düşünsel anlamda sistem karşıtı tavrı dergiyi
iyiden iyiye göz bebeği yaptığı sırada 1980’de Jean-Paul Sartre’la
meşhur bir söyleşi gerçekleştirirler. Dönemin pek çok öncü
düşünürü, sanatçısı ve aktivisti dergiyle dayanışmayı sürdürür.
Derginin politik tavrı 1987’de İçişleri Bakanlığı’nı harekete
geçirir. Eşcinsel dergisi Gai Pied “genel ahlâka aykırı” olduğu
gerekçesiyle yasaklanmak istenir. Aynı yılın Mart ayında eylemler
ve dayanışma kampanyaları neticesinde Kültür Bakanı François
Léotard harekete geçer ve bakanlığın müdahalesi sonucu dergi ne
yasaklanır, ne de kapatılır. 1992’de son baskısını yapana kadar
Fransa’daki LGBT aktivistleri ve topluluk için bir okul niteliğinde
olan derginin politik mirasını Act Up-Paris topluluğu devralır.
Yıllar içinde değişen şartlar ve değişen ihtiyaçlar LGBT
topluluğunun da taleplerini belirlemiş olmalı ki üç yıllık bir
boşluktan sonra 1995 yılında Gai Pied’den çok farklı bir içerikle
ilk sayısını yayınlayan Têtu büyük başarı elde eder. İlk
sayısından itibaren Gai Pied’nin benimsediği politik radikalliğin
yerine ana akım bir merkezciliği benimseyen Têtu bundan hiç bir
zaman gocunmadı. Üstelik LGBT’lerin, cinsel radikallerin ve
homofobi karşıtı herkesin dergisi olmak yerine öncelikli okur
kitlesini sadece erkek eşcinseller olarak sınırladı. Derginin
kurucuları Gai Pied’li yılların iki LGBT aktivisti Didier Lestrade
ve Pascal Loubet’di, her ikisi aynı zamanda Act Up-Paris örgütünün
de kurucularındandı. Derginin ilk sayısı Temmuz 1995’te Paris
Onur Yürüyüşü temasıyla çıktı. İlk olarak tanımlanabilecek bir
diğer durum da şuydu: Bir eşcinsel dergisi için ilk kez moda,
telefon operatörü, parfüm ve içecek gibi sektörlerden dev markalar
sayfa sayfa reklam vermişlerdi. LGBT topluluğunun gerçekliği,
ihtiyacı ve hacmi 70’li, 80’li yıllarınkinden çok başka olsa da
Devrimci Komünist Birlik tarafından basılan Gai Pied ile, büyük
markaların reklam ödemeleriyle basılan Têtu arasındaki fark politik
kırılmalar da yarattı.
Têtu’nün o yıllardaki bu tercihini hemen olumsuzlamak haksızlık
olabilir. Dergi, Fransa ve dünya ölçeğinde LGBT topluluğunun
değil, herkesin yakından takip ettiği iyi ve ciddi bir
dergiye dönüşmeyi kısa sürede başardı. Têtu sözcüğü, “çetin ceviz”
olarak dilimize tercüme edilebilir. 1995’ten bu yana dile kolay her
ay 36 bin baskıyla tüm dünyayla buluşan Têtu, biraz çetin cevizdir
de. Kültür, moda, yaşam, seyahat, yaşam tarzı, psikoloji,
güncel-politik haberler, Fransa’dan ve dünyadan LGBT halleri olarak
özetlenebilecek sayfalarıyla Têtu, sadece “eşcinsel dergisi”
olmanın gereklerini yapmanın ötesinde bir ciddiyetle her ay çıkmayı
sürdürüyor. Söz gelimi Güzin Abla Köşesi gibisine Fransa’nın
dört bir yanından gelen “dolaptan-kapalı” sorulara yanıtların
bulunduğu sayfaların yanında kırdan olsun, kentten olsun
homofobinin olmadığı mekânların tanıtıldığı sayfaların da yer
aldığı bir dergi. Örneğin Catherine Deneuve’ün de kapak olduğu bu
eşcinsel dergisinde (1996’da ve 2010’da iki kez kapak olmuştur)
Jacques Chirac, Ségolène Royal, Nicolas Sarkozy, François Hollande,
Marine Le Pen ve Jean-Luc Mélenchon gibi sağdan, soldan ve hatta
uçlardan politikacılarla sağlam röportajlara da rastlanabilir.
Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı görevlerinde bulunmuş politik
isimlerden bahsediyorum: Oturmuş, bir “ibne” dergisine demeç verir
halde!!! Têtu, Gai Pied’den farkla politik radikalliğin bir tür
reddiyle bunu mümkün kıldı belki ama, bu durumun kendisi bile daha
hâlâ Türkiye için bir hayli “radikal”. Tabi “genel ahlâk”
sınırlarının yıllar içinde aşınmasını sağlayan radikal
aktivistlerin hakkını teslim etmeyi de unutmayalım.
2013 yılında derginin sahibi Jean-Jacques Augier derginin ve
web sitesinin tüm haklarını Pierre Bergé’ye sattı. Pierre Bergé,
modacı Yves-Saint Laurent’in 50 yıllık hayat arkadaşı olmasının
dışında sanat ve siyaset alanlarındaki öncü ve çok yönlü
kişiliğiyle de tanınıyor. Pierre Bergé 80’li, 90’lı yılların LGBT
aktivizminin ve AIDS karşıtı sosyal kampanyaların kurumsal-merkez
siyasetle buluşmasında kilit bir isim. Eski Cumhurbaşkanı François
Mitterand’la olan dostluğu ve sosyal-demokrasiye olan inancı bunda
etkili olmuş. Hayat arkadaşı Yves-Saint Laurent’in 2008’deki
ölümünden sonra kurduğu Yves-Saint Laurent & Pierre Bergé Vakfı,
375 milyon avroluk bütçesinin büyük bir kısmını AIDS’e dair
çalışmalara, “herkes için evlilik” kampanyasına, homofobi ve
ırkçılık karşıtı örgütlere fon olarak aktardı. Pierre Bergé’nin
Têtu’yü satın almasıyla dergi ilk kez cumhurbaşkanlığı seçimlerinde
politik tavır alarak François Hollande’ın kampanyasına destek
verdi. Dergi, “herkes için evlilik” kampanyası boyunca da
başarılı ve etkili bir performans sergiledi.
Türkiye’de Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın idari tedbirle
erişimini engellediği derginin resmi web sitesi ise 1997’de
dolaşıma girdi. 2009 yılında tam anlamıyla yenilenerek interaktif
duruma getirildi. Web sitesinde derginin eski sayılarından
yazılara, görsellere, güncel haberler ve videolara yer veriliyor.
LGBT topluluğunun dünya çapında artan ilgisine karşılık “yüzde yüz
lezbiyen” sloganıyla bir de Têtue (têtu kelimesinin femineni) web
sitesi dolaşıma girdi. Şu an Türkiye’de erişimi engellenen Têtue
web sitesi Fransa’da 2010’da Basın Sendikası tarafından “En İyi
Dergi Web Sitesi” ödülüne layık görüldü.
“Yeni normalin” amiral gemisi Têtu’nün dergisi ve web sitesiyle
okuruna yönelttiği pedagojik bir tavır söz konusu: “Ne yanlış, ne
de yalnızsınız!” Kendini gerçekleştirme yollarını arayan LGBT
okurun, dünya çapında rehberidir Têtu. İdari tedbirle engellenen
yalnızca web sitesine erişim değil, Türkiyeli takipçilerinin
kendilerini gerçekleştirme ihtimalidir, LGBT olmanın kendisidir.
Nefret söylemi ve şiddet güzellemesiyle dolup taşan yüzlerce web
sitesine erişim varken Têtu’ye erişimin engellemesi “genel ahlâk”
ile gerekçelendirilemez. Gerekçe bellidir: LGBT’lerin özgüvenli,
özgür, özerk ve açık bir hayat sürme ihtimalleri.