"ERTUĞRUL'DAN ALLAH'IN HUZURUNDA BİR İSTEĞİM VAR"!..İŞTE O İSTEK...
Gazeteci Emin Çölaşan, kendisini işten kovan eski yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök'ten ne istedi? İşte o istek!...
Gazeteci Emin Çölaşan, yeni kitabın 14 baskı birden yapılarak piyasaya çıktığını belirtti ve "Her kuşun etinin yenmeyeceğini, Doğan ve Özkök'le birlikte kamuoyuna da kanıtlamak için kitabıma bu adı koydum. Benim olayımda sert kayaya çarptılar ve her kuşun etinin yenmeyeceğini öğrenmiş oldular. Aslında benim asıl amacım onlar değil. Onların kişiliğinde medyadaki iktidar baskısını ve sömürü çarkını gündeme getirmekti" dedi.
"ÖLÜM İLANIM BİLE ÇIKMAZ"
Çölaşan yeni kitabında, Aydın Doğan'ın "Ben yaşadığım sürece Çölaşan bu grupta çalışamaz, bunu kızlarıma da vasiyet edeceğim" sözlerine de yer verirken, "Zaten benim o gruba dönme konusunda en ufak bir düşüncem yok. Bir gün ölsem ve yakınlarım peşin parayı bastırıp, Hürriyet'e ölüm ilanımı verseler, bana karşı kin ve nefretlerinden dolayı, o ilanı bile kabul etmezlerse şaşırmayın'' dedi. Çölaşan "Doğan ya da Özkök'ün başına bir şey gelse, siz onların cenazesine gider misiniz?'' sorusuna ise "Allah onlara sağlıklı, uzun ömür versin. Böyle bir şeyi düşünmem bile'' cevabını verdi.
``Kovulduk Ey Halkım Unutma Bizi' isimli kitabını 1 milyon kişinin okuduğunu kaydeden Çölaşan, "Kovma olayını en ağır sözlerle kınayan binlerce yazılı mesaj aldım ve hepsini saklıyorum. Keşke yürekleri yetse de, yanıma gelip hem bir çayımı içseler, hem de kendilerinden söz eden o mesajları bir okusalar. O ikili için insanlarımızın neler yazdığını bir görseler. Ben ise unutulmadım. Bunun bir tek nirengi noktası vardır, o da halkın sevgisi, ilgisi ve özlemidir. Bunlar `paradan' çok daha önemlidir'' dedi.
"BİRBİRLERİNE MUHTAÇLAR"
Çölaşan "Yeni kitapta, Doğan ve Özkök'ün, AKP iktidarına destek verdiğini belirtiyorsunuz ama, Başbakan ile aralarında ciddi bir kavga yaşandı'' hatırlatması için ise şunları söyledi: "O, kayıkçı kavgasıdır. Saman alevi gibidir. Başlar ve söner. Kitabımda, her konuda nasıl haklı çıktığımı belgelerle, onların ağzından çıkan sözlerle kanıtlıyorum. Recep Tayyip, elinde yedi gazete ve dört televizyon kanalı olan Aydın Doğan'a muhtaçtır, çünkü Aydın Doğan, Türkiye'deki medya kartellerinin en büyük temsilcisidir. Bay Patron ise hükümete bağımlıdır, çünkü gazetecilik dışında yaptığı bir sürü iş vardır, hükümetten beklentileri vardır. POAŞ'tan tutun Hilton arazisine, Ceyhan rafinerisinden özelleştirme ihalelerine kadar milyarlarca dolarlık beklentiler. Böyle bir patron, hükümetle sürtüşme içinde olabilir mi? Nitekim olamadı. En kısa zamanda yelkenleri suya indirdi. Yani pes etti.''
"SİVRİLEN BAŞ KESİLİR"
Çölaşan, Aydın Doğan ile arasındaki tazminat davası için de "Tanıklar dinlenecek. Benim Ertuğrul'dan, Allah'ın huzurunda bir isteğim var. Onu, mahkemede ifadesini verirken doğruları söyleyeceğine dair, torunları üzerine yemin etmiş sayacağım. Açıktan etmese bile, öyle sayacağım. Sonrasının manevi sorumluluğu, omuzlarındadır'' dedi ve şöyle devam etti:
"Aydın Doğan, `Emin Çölaşan için üzerimizde hiçbir siyasi baskı olmamıştır ve olamaz da Allah'ın izniyle' dedi. Sonra ne oldu? Recep Tayyip ve ekibinden gelen baskıları kendisi itiraf etmek zorunda kaldı. İşte bütün bunları da kitapta belgeliyorum. Baskı yemeyen patron da yok. Bütün patronların kaderi ve geleceği, Recep Tayyip, Kemal Unakıtan ve hükümetin iki dudağının arasında. Doğan Grubu bu iktidar döneminde (Deniz Feneri hariç) hep sustu. Orada da hedefleri hükümet değil, RTÜK Başkanıydı. Bu iktidar döneminde tek vurgun, tek yolsuzluk Deniz Feneri miydi! Sustular çünkü hükümetten çok büyük, parasal çıkarlarına ilişkin beklentileri vardı. Yani desteklerini -birkaç onurlu, yürekli köşe yazarı dışında- susarak, görmeyerek, gerçekleri ıskalayarak verdiler. Bu acı gerçekleri yazılarımda korkmadan dile getirdiğim için beni kovmak zorunda kaldılar. Çünkü kovulmam baskılarla istenmişti. Sivrilen baş kesilir. Onlar da kesmek zorunda kaldı. Ama her kuşun etinin yenmeyeceğini görmüş oldular.''
GAZETEPORT
http://www.81dns