ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN "SOKAKLARI KANA BULAYAN ÜLKÜCÜLER" TANIMI ÜLKÜCÜLERİ AYAĞA KALDIRDI!..HANGİ GAZETE CİNAYET FOTOĞRAFLARI İLE ÖZKÖK'E CEVAP VERDİ!..İŞTE O CEVAP!..
Milliyetçi kesime yakınlığı ile tanınan Yeni Çağ Ertuğrul Özkök'ün yazısında geçen 'Sokakları Kana Bürüyen Ülkücüler' ifadesine 'Hala O Kafada' başlıklı yazı ve cinayet haberlerinin kupürleriyle cevap verdi.
HÂLÂ O KAFADA
Ülkücü düşmanlığı Ertuğrul Özkök´ün, 30 yıl sonra bile kaleminden kan damlattı.
Türkiye, 1980 öncesinde ateş çemberinden geçti. Ülkücünün de devrimcinin de kanı döküldü. Çatışmalar, ABD´lilerin "bizim çocuklar yaptı" dediği ihtilale kadar devam etti. Sonra onlar da bir sağdan bir soldan asıp adalet tesis ettiler. (!) Aradan 30 yıl geçti. Hürriyet´in Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, o dönemleri anlatırken bilinçaltına işlemiş önyargısıyla Nemrut Mustafa Paşa rolüne soyundu. Ülkücüleri, "sokakları kana boyamak"la suçladı. Kalplerinde vatan sevgisi taşıyan milyonlarca Türk Milliyetçisini bir kalemde infaz etti. Eğer geçmişe tarafsız bakmayı becerebilseydi, yaşanan trajedinin, kaleminden dökülen o "incitici ve tahrik edici" cümleyle çok farklı olduğunu görecekti. Aşağıdaki , o döneme ait gazetelerde yeralan haberler, o ve onun gibilerin dünyaya korsan gözle baktığını anlatmaya yeter...
Ertuğrul Özkök ne yazmıştı?..
O GECEYİ HİÇ UNUTMADIM
O geceyi bütün hayatım boyunca unutmadım.Sonuna kadar unutacağımı da sanmıyorum.
Çünkü hayatımın en büyük bozgun gecelerinden biriydi.
Tam tarihi ile, 5 Haziran 1977.
Yer Ankara´nın Çevre Sokağı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi önünde büyük ve coşkulu bir kalabalık toplanmış.
Sandıklar açılmış ve Karaoğlan Bülent Ecevit´in CHP´si, büyük bir zaferle çıkmış.
Oyların yüzde 42´sini almış.
Süleyman Demirel´in AP´si yüzde 37´de kalmış. Geride yüzde 8.5´le Erbakan´ın MSP´si geliyor. Onu yüzde 6.4´le Türkeş´in MHP´si izliyor.
* * *
CHP tek başına iktidar olmuş.
Kutluyoruz.
Kutluyoruz çünkü, Türkiye Milliyetçi Cephe Hükümeti´ni etkisinden kurtulacak.
Kutluyoruz çünkü sokakları kana boyayan "ülkücüler" artık hükümetten ve devletten destek bulamayacak.
Kan duracak, cinayetler bitecek.
Dile kolay, yüzde 42.
Üstelik bir seçim önce yüzde 34 olan oyunu, bu defa yüzde 42´ye çıkarmış.
AKP´nin geçen seçimde aldığından 8 fazla. 22 Temmuz´da "Anadolu ihtilali" diye yorumlanan seçimde aldığından sadece 4 puan eksik.
Sevincimiz, üç saat sürdü.
Saatler gece yarısını gösterdiğinde, o sevinç hüsrana döndü.
CHP tek başına hükümeti kuracak çoğunluğu elde edememişti.
CHP, oyların yüzde 42´si ile sadece 213 milletvekili çıkarabilmişti.
Karaoğlan ihtilali, bir anda balon gibi söndü. Onun yerini yine korkular aldı.
* * *
Geçen hafta yine o geceyi hatırladım.
Hatırladım ki, bu ülkede Ecevit gibi bir lider, yüzde 42 oyla tek başına iktidarı elde edememişti.
Niye hatırladım?
Çünkü, bugün bir iktidar bundan sadece 4 puan fazla oyla, Anayasa´yı tek başına değiştirme girişiminde bulunuyor.
Onun arkasında duran basın ve yazarlar da durmadan pompalıyor.
"Bu Anadolu ihtilalidir." "Halk böyle istiyor." "Vatandaş onları hüsrana uğrattı."
İkisi de seçim, ikisi de demokrasi.
Birinde yüzde 42´yle iktidar olunamıyor.
Ötekisinde açık ara iktidara gelen partinin bazı şımarık destekçileri, kraldan fazla kralcı bir edayla bağırıyor:
"Siz kralsınız, imparatorsunuz, ne isterseniz onu yaparsınız. Çünkü halkın iradesi bu."
Ya o günkü halkın iradesi?
O bizim parti olmadığı için, "halkın iradesi" sayılmaz. O,
"Cumhuriyetçi elitlerin" iradesi. Evet ikisi de seçim, ikisi de halk, ikisi de yüzde 40´lar.