ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN GAZETECİLİK MODELİ
Özgür Mumcu, Ertuğrul Özkök'ün "Uğur Mumcu da Abdi İpekçi'nin katili olabilir mi?" diye yazdığı ironik yazısına yanıt verdi.
Radikal yazarı Özgür Mumcu, köşesinde Ertuğrul Özkök'ün 'Uğur Mumcu'yu Nazlı Ilıcak ve Rauf Tamer mi öldürttü' diye sorduğu ve "Uğur Mumcu da Abdi İpekçi'nin katili olabilir mi?" diye yazdığı ironik yazısının ardından, 'Özkök'ün gazetecilik modeli'ni inceledi.
Ertuğrul Özkök’ün gazetecilik modeli
"Ertuğrul Özkök, bu salı Hürriyet gazetesinde ’Uğur Mumcu’yu kim öldürttü’ başlığını attığı bir yazı yayımladı. Haliyle yazıyı merakla okudum. Merakım, yazının hemen başında yerini şaşkınlığa bıraktı zira Özkök bu başlığı Dink cinayeti hakkında Hürriyet gazetesine getirilen eleştirilere karşı kullanmıştı.
(...) Aynı yazıda Özkök, yazısının anafikrini sağlamak için şöyle bir cümle sarf etmiş: "Abdi İpekçi... Sizce onu öldürenlere tahrik lojistiğini kim sağlamıştır? Mesela onun hakkında çok ağır yazılar yazan Uğur Mumcu olabilir mi?"
Bu cümle üzerine arşive baktım. Uğur Mumcu’nun Abdi İpekçi’yi eleştirdiği bir, rakamla 1 yazı var.
24 Ocak 1975 tarihinde Yeni Ortam’da yayımlanmış. Ertuğrul Özkök, Paris Cujas Kütüphanesi kayıtlarına göre doktora tezini 1976 senesinde savunduğuna göre muhtemelen o tarihte Paris’te bulunuyordu. ’Ağır yazılar’ olarak değerlendirilen o tek yazıda, Abdi İpekçi yönetimindeki Milliyet’te yer alan bazı yazı dizilerinin ve haberlerin eleştirildiği görülüyor.
Mumcu’nun İpekçi’ye getirdiği ana eleştiri ise iddianamesi gazetede yayımlanan bir davanın beraat kararının, davanın iddianamesi yayımlanırken gösterilen ’biçim ve özen’ gözetilerek basılmaması.
Kaldı ki Abdi İpekçi’nin öldürülmesinden sonra Uğur Mumcu’nun yazdığı ilk yazıda şu ifade yer alıyor: "Daha geçen cumartesi günü, İstanbul’da düzenlenen bir açıkoturumda iş çevreleri önünde, beraberce düşünce özgürlüğünden söz ediyor; vergi adaletsizliğinden örnekler veriyorduk."
Demek ki temelsiz ’ağır yazılar’ iddiası bir yana, o 1975 senesinde yazılmış yazı dahi Abdi İpekçi’nin dikkatini Ertuğrul Özkök’ünkü kadar çekmemiş.
Daha sonra Uğur Mumcu, Abdi İpekçi cinayetini aydınlatmak için ’Ağca Dosyası’ ve ’Papa, Mafya, Ağca’ kitaplarını yazdı.
İpekçi cinayetinin izini sürdüğü onlarca yazı da gazete arşivlerinde bir gazetecilik onur nişanı olarak yerini korumakta. Herhalde Abdi İpekçi’nin ’Anayasa, Yasalar, Devlet’ kitabının 1982 basımının önsözünü Uğur Mumcu’nun yazması da bu sebepledir.
ÖZKÖK’ÜN ÇARPIK TAHLİLİ
Özkök, söz konusu yazısını "önyargılar cehennemine çevrilen ülkemde, küçük bir kenar notu olsun diye yazdım" diye sonlandırmış. Ben de bir eleştirisi yazısını ’ağır yazılar’ diye değerlendiren ve bunu Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümünden bir hafta sonra ve Abdi İpekçi’nin ölüm yıldönümünden bir gün önce yazan birinin çarpık tahlilini ortaya koyan bir kenar notu olarak yazdım.
(...) Yeni modelleri arayıp bulana kadar, keşke kendisi Uğur Mumcu’nun Abdi İpekçi için yaptığı araştırmayı Hrant Dink için yapsaydı. Unutulmasın ki Uğur Mumcu yazdıklarıyla kapanmış İpekçi dosyasının tekrar açılmasını sağlamıştır. Eminim Hürriyet gazetesinde Uğur Mumcu ve Abdi İpekçi gazetecilik modelini eski genel yayın yönetmenlerine rağmen müzeye kaldırmak istemeyenler mevcuttur.
Özgür Mumcu/Radikal