30 Haz 2013 14:36
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:15
ERTUĞRUL ÖZKÖK'Ü KUDURTAN FOTOĞRAF; ''HEP ONU GEÇMEYE ÇALIŞTIM''
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, o genel yayın yönetmenini neden hep kıskandığını bugünkü köşesinde açıkladı..
Beni bu fotoğraf kudurttu
EVET, beni bu fotoğraf kudurtmuştu.
Kudurtmuş ve yoldan çıkarmıştı.
Bütün genel yayın yönetmenleri kıskançtır.
Ben hepsinden daha kıskançtım.
O koltukta oturduğum yıllar boyunca Washington Post’un esfanevi genel yayın yönetmeni
Ben Bradlee’yi kıskandım.
Hep onu geçmeye çalıştım, ama geçemedim.
Bir kere adam 24 yıl boyunca
o görevde kalmıştı.
Watergate skandalını ortaya çıkaran gazetenin genel yayın yönetmeniydi.
Allah kahretsin bir de yakışıklıydı.
Hepsine katlanabilirdim ama ne zamanki Beyaz Saray’da çekilen şu fotoğrafı gördüm, içimdeki kıskançlık daha yıkıcı bir kudurmuşluğa dönüştü.
Çünkü bu adamı asla geçemezdim...
Şu poza bakın, Allah hangi genel yayın yönetmeninin kollarına böylesine harika bir first lady emanet eder...
Ben, 20 yıl Türkiye’nin en büyük gazetesini yönetmiş olan ben...
Jacqueline Kennedy bir saniye bile benim koluma böyle yaslanmadı.
Haber televizyonları kurulmamıştır. İnternet yoktur. Twitter çağı açılmamıştır. Facebook yoktur.
Yani kâğıt kraldır.
Ülkesinde demokrasi vardır, kapısında vergi hükümetin gönderdiği vergi memurları yoktur...
Ve koluna yaslanan böylesine güzel bir first lady vardır.
Ben Bradlee’yi kıskanırım ama onun asıl takdir ettiğim yanı başka.
Herkes onu Watergate gibi, Amerikan siyaset tarihinde bir dönemi kapatıp ötekini açan tarihi olayın kahramanı olarak tanır. Bense onu, ilk göreve geldiği günlerde, yani daha 1969 yılında gazetesinde yaptığı ilk büyük değişiklikle tanıdım.
Washington Post gazetesinin en yerleşik bölümlerinden biri olan “Woman” (Kadın) sayfasının adını “Styles” yani “Stil” olarak değiştirdi.
Hayatı siyasetten ibaret gören bir gazeteci için bunun hiçbir anlamı olmayabilir.
Ama bu değişiklik, 1980’li yıllarda medyada başlayacak olan büyük devrimin ilk adımıydı.
Yani gazetecilik konularının genişlemesi.
Yani ben bir anlamda Ben Bradlee’nin paltosundan çıkan gazetecilerden biriyim.
Benim katkım da, “sitcom gazeteciliği” dönemini açmaktı.
Kim bilir belki ben de ileride bir başka genel yayın yönetmenini kudurturum.
Ertuğrul Özkök’ün yazısının tamamı için tıklayın
EVET, beni bu fotoğraf kudurtmuştu.
Kudurtmuş ve yoldan çıkarmıştı.
Bütün genel yayın yönetmenleri kıskançtır.
Ben hepsinden daha kıskançtım.
O koltukta oturduğum yıllar boyunca Washington Post’un esfanevi genel yayın yönetmeni
Ben Bradlee’yi kıskandım.
Hep onu geçmeye çalıştım, ama geçemedim.
Bir kere adam 24 yıl boyunca
o görevde kalmıştı.
Watergate skandalını ortaya çıkaran gazetenin genel yayın yönetmeniydi.
Allah kahretsin bir de yakışıklıydı.
Hepsine katlanabilirdim ama ne zamanki Beyaz Saray’da çekilen şu fotoğrafı gördüm, içimdeki kıskançlık daha yıkıcı bir kudurmuşluğa dönüştü.
Çünkü bu adamı asla geçemezdim...
Şu poza bakın, Allah hangi genel yayın yönetmeninin kollarına böylesine harika bir first lady emanet eder...
Ben, 20 yıl Türkiye’nin en büyük gazetesini yönetmiş olan ben...
Jacqueline Kennedy bir saniye bile benim koluma böyle yaslanmadı.
Haber televizyonları kurulmamıştır. İnternet yoktur. Twitter çağı açılmamıştır. Facebook yoktur.
Yani kâğıt kraldır.
Ülkesinde demokrasi vardır, kapısında vergi hükümetin gönderdiği vergi memurları yoktur...
Ve koluna yaslanan böylesine güzel bir first lady vardır.
Ben Bradlee’yi kıskanırım ama onun asıl takdir ettiğim yanı başka.
Herkes onu Watergate gibi, Amerikan siyaset tarihinde bir dönemi kapatıp ötekini açan tarihi olayın kahramanı olarak tanır. Bense onu, ilk göreve geldiği günlerde, yani daha 1969 yılında gazetesinde yaptığı ilk büyük değişiklikle tanıdım.
Washington Post gazetesinin en yerleşik bölümlerinden biri olan “Woman” (Kadın) sayfasının adını “Styles” yani “Stil” olarak değiştirdi.
Hayatı siyasetten ibaret gören bir gazeteci için bunun hiçbir anlamı olmayabilir.
Ama bu değişiklik, 1980’li yıllarda medyada başlayacak olan büyük devrimin ilk adımıydı.
Yani gazetecilik konularının genişlemesi.
Yani ben bir anlamda Ben Bradlee’nin paltosundan çıkan gazetecilerden biriyim.
Benim katkım da, “sitcom gazeteciliği” dönemini açmaktı.
Kim bilir belki ben de ileride bir başka genel yayın yönetmenini kudurturum.
Ertuğrul Özkök’ün yazısının tamamı için tıklayın