Ertuğrul Özkök'ten 'Rıfat Ababay' itirafı: Bana takma isimle Posta'ya yazı yazdırırdı!
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, 22 yıl süreyle yönettiği Posta'dan ayrılan Rıfat Ababay'ın kendisine takma isimle yazı yazdırdığını yıllar sonra itiraf etti.
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Posta gazetesini uzun yılları
yöneten Rıfat Ababay'ın kendisine takma isimle yazı yazdırdığını
söyledi. Özkök, mahlasının "E. Tahsin" olduğunu söyleyerek, Ababay
hakkında, "Posta gazetesini 20 yıla yakın süre bir “CEO-genel yayın
yönetmeni” gibi yönetti" ifadesini kullandı.
Özkök'ün "Hangi genel yayın yönetmeni bana takma isimle
yazdırdı" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü
şöyle:
Hafta başında Zülfü Livaneli’nin, ünlü yazarların takma isimleri
üzerine kurulu yeni kitabı “Gölgeler”i okudum.
Geçtiğimiz yıllarda ben de takma isimle yazı yazdım.
Şöyle de garip bir de durum oldu.
Türkiye’nin en büyük gazetesinde kendi adımla yazıyordum. Öteki en
büyük gazetesinde de birinci sayfada takma isimle çok kısa
yorumlarım yayınlanıyordu.
*
Bana takma isimle yazı yazdıran kişi, Türk basınının en önemli
genel yayın yönetmenlerinden biri olan Rıfat Ababay’dı.
*
Benim mahlasım E. Tahsin’di... Sakın ola ilk kurşunu atan Hasan
Tahsin’den esinlendiğimi falan sanmayın.
Dedemin ismi Tahsin’di. Benim de göbek adım...
*
Rıfat Ababay geçen hafta, bütün ısrarlarıma rağmen, kendi arzusu
ile Posta’nın genel yayın yönetmenliğinden ayrıldı. Bana da “Abi
artık senin gibi yaşamak istiyorum” dedi.
Biliyorum, eminim onun daha yapacak çok işi var.
*
Şunu hiç abartmadan söyleyebilirim.
Türk medyasına gelmiş en başarılı ve en renkli genel yayın
yönetmenlerinden biridir.
Müthiş kültürü, sirklere, palyaçolara ve eski boksörlere ait acayip
tutkusu ve koleksiyonculuğu ile, sadece ona ait bıyıkları, kareli
pantolonları ile büyük bir “personage”dır.
Posta gazetesini 20 yıla yakın süre bir “CEO-genel yayın yönetmeni”
gibi yönetti.
*
Günümüzde en büyük gazetelerin de ancak “butik management” anlayışı
ile ayakta kalabileceğini ispatladı.
Sadece içerik olarak değil, kârlılık açısından da mükemmel bir
gazete yarattı.
Seçtiği fotoğraflar, konular, attığı başlıklar, özenle yazılmış çok
açık ve net spotlarla modern halk gazeteciliğinin kanunlarını
yazdı.
Ondan çok şey öğrendim, öğrenmeye devam ediyorum.
*
Habertürk kapanırken aklıma Rıfat geldi.
Gazete ancak “A la Rıfat” bir management anlayışı ile
kurtulabilirdi diye düşündüm.
*
Peki bunu niye açıklıyorsun derseniz, cevabı çok basit ve insani...
Takma isimle de olsa böyle bir genel yayın yönetmeninin yönettiği
bir gazetede bir süre yazdığım için gurur duyuyorum... Bu gururumu
da herkes bilsin istedim.
O nedenle Zülfü’nün kitabını da fırsat bilip açıklıyorum.