Ertuğrul Özkök'ten 'Nuray Mert' tepkisi: "İçerdeki Cumhuriyetçi arkadaşlar mutabık mısınız?"
Orhan Erinç'in Nuray Mert'i "Silivri'deki arkadaşlarla da görüşerek bu kararı aldık" diye kovmasına Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök isyan etti. Özkök'ün, Nuray Mert'in Akif Beki sözlerine de tepkisi vardı.
Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi Orhan Erinç'in, Nuray Mert'e
yazılarına son verildiğini tebliğ ederken "İçerdeki arkadaşlarla da
mutabık akalarak bu kararı aldık" sözlerine Ertuğrul Özkök'ten
farklı bir tepki geldi.
Özkök, Cumhuriyet tutukluları Akın Atalay, Kadri Gürsel, Murat
Sabuncu, Ahmet Şık'a "Nuray Mert'in kovulma gerekçesi konusunda
Orhan Erinç'le mutabık mısınız?" diye sordu.
Bir eleştiri de Nuray Mert'in “Adımın Akif Beki ile birlikte
anılmasını istemiyorum” sözlerine getiren Ertuğrul Özkök, "Sevgili
arkadaşım diyeceğim ama korktum, adının benimle de anılmasını
isteyip istemeyeceğini bilemediğim için sadece şunu soracağım, o
düşünceni şöyle dile getirmen en azından daha zarif olmaz mıydı:
“Benim durumum onunkinden farklı. O nedenle ikisini aynı kefeye
koymayın...”
İşte Ertuğrul Özkök'ün o yazısı:
İçerdeki arkadaşlar siz mutabık mısınız bu
sözle
Ah...
Keşke izin verselerdi ve Silivri’ye gidip oradaki arkadaşlarımı
ziyaret edebilseydim.
*
Enis Berberoğlu’nu, Kadri Gürsel’i...
Nazlı Ilıcak’ı, Ali Bulaç’ı, Şahin Alpay’ı, Ahmet Turan
Alkan’ı...
Yüz yüze gelmeden çok mücadele ettiğim, yüz yüze gelip az sohbet
ettiğim Mümtazer Türköne’yi...
Yeterince arka çıkamadığım, destek veremediğim bu meslektaşlarıma,
hiç olmazsa “Geçecek bir gün bütün bunlar” diye moral
verebilseydim...
*
Sonra da Cumhuriyet’teki arkadaşların hepsinin bulunduğu tarafa
geçip onlara şu soruyu sorabilseydim:
“Siz içerideki Cumhuriyetçi arkadaşlar, dışardaki Cumhuriyetçi
arkadaşların söylediği ile gerçekten mutabık mısınız...”
Çok isterdim bu soruyu sormayı...
Çünkü Cumhuriyet yetkilileri, ilgiyle okuduğum ve her dönemde
mücadeleciliğini imrenerek izlediğim Nuray Mert’i, “Gazeteyle görüş
ayrılıkları yüzünden işten çıkardığını” tebliğ ederken, bir de şunu
söylemişler:
“İçerdeki arkadaşlar da bizimle aynı fikirde...”
Merak ettim...
Sırf düşünceleri yüzünden haksız bir şekilde içeri alınmış
insanlar, sırf kendi düşüncelerine uymuyor diye işinden çıkarılan
biri hakkında acaba ne düşünür...
*
Acaba içeridekiler ne hisseder... Çünkü, dışarıdaki biri olarak ben
kendimi iyi hissetmedim...
Keşke
- Cumhuriyet’teki işine son verildikten sonra Nuray Mert, “Adımın
Akif Beki ile birlikte anılmasını istemiyorum” demiş...
“Sevgili arkadaşım” diyeceğim ama korktum, adının benimle de
anılmasını isteyip istemeyeceğini bilemediğim için sadece şunu
soracağım, o düşünceni şöyle dile getirmen en azından daha zarif
olmaz mıydı:
“Benim durumum onunkinden farklı. O nedenle ikisini aynı kefeye
koymayın...”