ERTUĞRUL ÖZKÖK'TEN DARBEYE ÖVGÜ; ''DEMOKRASİ BAZEN DARBEYLE GELİR''
Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, bugünkü yazısında Mısır'da yaşanan darbeyi meşru gördü..
Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, bugünkü yazısında Mısır’da yaşanan darbeyi meşru görürken demokrasinin bazen de askeri darbeyle geleceğini yazdı.
İşte Ertuğrul Özkök’ün o yazının bir kısmı;
Durun, hemen piyanistin üzerine ateş açmayın.
Cümlenin sonunu, yazının ortasını bekleyin.
Cümle bana ait değil.
Geçen pazar günü demokrasinin beşiği İngiltere’de yayınlanan “Sunday Times” gazetesinin yazarı Camilla Cavendish’in sözleri...
Mesela hangi darbe?
Mesela 1974’te Portekiz’de diktatörlüğe son veren sol askeri darbe.
Mesela, Mısır’da Mübarek rejimine son verip Mursi’yi iktidara getiren seçime yolu açan darbe...
Buraya kadar hemfikir miyiz?
Öyle ise devam edelim.
Portekiz’de o askeri darbeden sonra demokrasi bugüne kadar kesintisiz yürüdü.
Yani 40 yıldır.
Peki Mısır’da niye yürümedi?
Bunu bir tartışmamız gerekmiyor mu?
Tartışırsak mı darbeci oluruz?
Yoksa tartışmazsak mı?
Darbeyle başlayan demokrasi süreci Portekiz’de neden 40 yıldır yürüyor da, Arap Baharı’nda daha şimdiden Mısır ve Libya’da duvara tosladı?
Neden Tunus’ta hâlâ herkesin üzerinde anlaşabileceği bir demokratik zemin oluşamıyor?
Bana “Daha 3 yıl oldu, biraz sabret” diyebilirsiniz.
Ben de derim ki: “Tamam kardeşim iyi de, Portekiz’in darbeden sonra da ilk 3 yıl vardı. Neden orada böyle bir şey olmadı?”
Üstelik o 3 yıl Portekiz tarihinin belki de en travmatik dönemiydi. Koskoca bir imparatorluk çöktü. Bir milyona yakın Portekizli, ülkelerine dönmek zorunda kaldı.
Buna rağmen ikinci bir askeri darbe olmadan sistem yürüdü. Neden?
Cevabı çok basit, çünkü daha ilk günden bir demokrasi için gerekli “birlikte yaşama kültürü” oluşturuldu.
Herkes haddini bildi.
Nedir bir demokrasi için olmazsa olmaz ortak yaşama kültürü?
Bir daha, bir daha, bir daha yazayım.
-Hür seçim.
-Seçimle işbaşına gelen iktidarı denetleyici mekanizmalar.
-Hür medya.
-Bağımsız yargı.
-Tarafsız kamu hizmeti.
-Azınlıkların korunması.
-İnanç özgürlüğü.
-Yasalara saygı.
Sonuç, iyi bir demokrat olmak için darbelere karşı çıkmak şarttır.
Ama sadece darbelere karşı olmak yetmez.
Aynı zamanda demokrasinin temel ve vazgeçilmez kurumlarını ve kültürünü de aynı güçle ve samimiyetle savunmak gerekir.
İkinci sonuç: Evet demokrasi bazen darbeyle gelir. Çoğu kez de darbeyle gider.
Bazen de seçimlerle diktatörlükler gelir....
Ama öyle de olsa, geldikleri gibi gitmelidirler.
Yani seçimlerle...
Darbelerin kaldıracağı tek “ama” da budur.
Demokraside mazlumun da yapması gereken şeyler var
-“ZAMANIN yeni ruhu” bana şunları öğretiyor:
-BİR: Demokrasinin önüne İslamcılığı koymaya kalkarsanız, yürümüyor.
Demokrasinin önüne Hıristiyancılığı koyarsanız da yürümez. Yahudiciliği koyarsanız da yürümez.
Demokrasinin başına ateistçiliği koyarsanız da yürümez, LGBTT’ciliği de...
-İKİ: Bir toplumda gerçekten demokrasi istiyorsak, sadece zalimleri cezalandırmak yetmez...
Mazlumların yapması gereken şeyler de vardır.
Mesela, seçimle iktidara geldikten sonra zalimleşmemek...
-ÜÇ: Dincilik karın doyurmuyor.
Karnı doyan insan da, hayatta dincilik dışında başka şeyler istiyor.
Mesela özgür yaşamak, hayat tarzına karışılmaması...
Bu seçimden kan değil iyi demokrasi çıkardı
MAALESEF beklenen oldu.
Mısır’da askeri darbe ile gelen demokrasi, yine askeri darbe ile askıya alındı.
Ve kan dökülüyor.
Oysa geçen yılki seçim sonuçlarından kan değil, bütün Mısır için uzlaşmacı bir demokrasi çıkabilirdi.
Çıkmalıydı.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ