25 Kas 2015 11:22 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:12

Ertuğrul Özkök'ten "can alıcı" soru: Vur emrini kim verdi?

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, düşürülen Rus savaş uçağıyla ilgili bugünkü yazısında ilginç ayrıntılar aktardı.

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, düşürülen Rus savaş uçağıyla ilgili "Vur emrini kim verdi?" diye sordu.

Rus savaş uçağının Türk hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle Türk F-16'ları tarafından düşürülmesi olayı köşe yazarlarının gündeminde.

Özkök, bugünkü köşesinde Türkiye ve Rusya arasında krize yol açan dünkü gelişmede vur emrini kimin verdiği sorguladı. İşte o yazının ilgili bölümü:

BİZİ HAKLI GÖSTERECEK SAĞLAM DELİL VAR

"Uçak olayını, iki şapkamla izledim.Türk vatandaşı olarak, düşürülen uçağın Rusya'ya ait olduğu açıklandığı zaman, "Eyvah" dedim.

Uçaktan iki parçanın, Türk sınırı içine düştüğünü öğrendiğim zaman, içim biraz rahatladı. Elimizde, bizi haklı gösterecek sağlam delil vardı...

Olaya bir de gazeteci gözüyle bakan yanım vardı ki, onun işi o kadar kolay değildi. Cevabını merak ettiğim soru şuydu: “Düşür” emrini kim verdi...

Önümde değerlendirmeme yardımcı olacak iki bilgi var.

- BİR: Türk Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklaması. “Beş dakika boyunca 10 kere uyardık” diyor...
- İKİ: Yine Genelkurmay’ın, biraz da telaşla basına verdiği “iz haritası” var.

SİYASİ MERCİ Mİ YOKSA SADECE ASKERİ MERCİ Mİ?

Demek ki, bütün olay 5 dakika içinde olup bitmiş ve karar da o sürede verilmiş. Cevabını merak ettiğim soru şu: Bu kadar kısa sürede, Rusya gibi bir devletin uçağını düşürme kararı nasıl alındı...

Eminim siyasi otorite şunu diyecektir: “Biz angajman kurallarımızı açıkladık. Gerisi, devriye gezen pilotların ve Genelkurmay’ındır..”

HIZLI KARAR MEKANİZMASI ÇALIŞMIŞ

Unutmayın, dans ettiğimiz ülke Rusya... Böylesine kritik bir kararın, bir F-16 pilotuna kalacağına ihtimal vermek istemiyorum. Belli ki Ankara’da çok hızlı bir karar mekanizması çalışmış... O 5 dakika içinde, nasıl bir mekanizma çalıştı, karar nasıl alındı ve “Uçağı indirin” son emrini kim verdi... Siyasi bir merci mi... Yoksa sadece askeri merci mi..."