Ertuğrul Özkök'ten 'başkanlık' çıkışı: Arkadaş, nedir bu yeni bir rejim arayışı, huzur batıyor mu bize?
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, MHP lideri Bahçeli'nin "Başkanlık sistemi" çıkışını köşesine taşıdı...
Hürriyet yazarı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "AKP bir anayasa hazırlığı varsa, mutabık kalınan diğer maddelerle birlikte TBMM'ye getirmelidir. Vekiller vicdanlarıyla oy kullanacaklardır. Bu anayasa değişiklik teklifi ya 367'yi aşarak kanunlaşacak, ya da 330'un üzerinde kalarak referanduma sunulacaktır. MHP her karara saygılıdır" çıkışıyla yeniden gündeme gelen "Başkanlık sistemi" tartışmalarıyla ilgili olarak "Bir sınırımızın dibindeki Müslüman fotoğrafına bakıyorum, bir otoportremize ve soruyorum; Arkadaş, nedir bu yeni bir rejim arayışı. Batıyor mu huzur bize. İlle de onlar gibi mi olmak istiyoruz?" dedi.
Ertuğrul Özkök'ün "Nesini yazacağım ki Musul denilen şeyin" başlığıyla yayımlanan (20 Ekim 2016) yazısının ilgili bölümü şöyle:
Soruyorlar...
“Niye Musul’u yazmıyorsun...”
Ben de diyorum ki...
Niye yazayım arkadaş...
Söyle Allah aşkına neyini yazayım.
Milli menfaat kavramının yerini, liderlerin şahsi duygu, öfke ve kininin aldığı...
Aklın yerine, ilkel bir mezhepçiliğin ikame edildiği...
Vicdanın silinip karatahtalara “gaddarlık” kelimesinin yazıldığı...
Savaşın yerini, saptırılmış, sahte bir cihadın aldığı...
Mertliğin yerini “kalleşliğe” bıraktığı...
Bütün insani duyguların köreltilip, kirletilip, ne kadar gayriinsani duygusuzluk varsa istihdam edildiği...
Milletin önünün kesilip, kavim ve kabile yolunun açıldığı sınırımız dışındaki bu Ortadoğu coğrafyası için ne yazayım...
Sadece ve sadece liderlerinin, despotlarının ihtirası ve egosuyla yönetilen bu pespayeliğin nesini yazayım...
Hepsi Allah’ından bulsun...
Hiç anlamıyorum rejimimiz huzurumuz batıyor mu bize
Bir yanımız Suriye...
Öte yanımız Irak...
Demokrasileri yoktu...
Diktatörleri vardı.
Şimdi ülkeleri de yok.
Bir de kendi ülkeme bakıyorum.
93 yıldır, ülkenin en yoksul ailelerinin çocuklarına, devletin en yüksek mevkilerinin yolunu açan eşitlikçi, kollayıcı, bir Cumhuriyet’le idare ediliyoruz.
66 yıldır çok partili hayattayız.
Birkaç yıl hariç, hep seçilmiş hükümetlerce idare edilmişiz.
Sınırımızda bunca savaş, içimizde alabildiğine kutuplaşma, her gün kavga gürültü varken bile...
Ekonomimiz yürüyor, fabrikalarımız üretiyor, demokrasimiz işliyor, bankalarımız sağlam...
Ve hâlâ bir ülkemiz var...
Bir sınırımızın dibindeki Müslüman fotoğrafına bakıyorum, bir otoportremize...
Ve soruyorum...
Arkadaş, nedir bu yeni bir rejim arayışı...
Batıyor mu huzur bize...
İlle de onlar gibi mi olmak istiyoruz...