"ERTUĞRUL ÖZKÖK SAYESİNDE NİHAYET BİR EFSANEMİZ OLDU!.." GİDECEK Mİ KALACAK MI EFSANESİNE SERDAR TURGUT YORUMU!..
Ama artık üzülmeme gerek yok. Ertuğrul Özkök sayesinde şimdi biz de Kilroy'a benzer bir popüler efsaneye kavuştuk.
Ertuğrul Özkök sayesinde nihayet bir efsanemiz oldu
İkinci Dünya Savaşı yıllarında Avrupa'da özellikle Amerikan askerlerinin aktif olduğu bölgelerde duvarlarda, kamyonların üzerinde, köylü evlerinin kapılarında 'Kilroy was here' (Kilroy buradaydı) cümlesi aniden ve eşzamanlı belirdi. Bunları kimin yazdığı ve 'Kilroy'un da kim olduğu bilinmiyordu. Dahası 'Kilroy' adlı bir karakterin gerçekten olup olmadığı da net değildi.
Tüm dünyaya yayılmış olan Amerikan askerleri sayesinde Kilroy efsanesi de dünyaya salgın gibi yayıldı. Çeşitli ülkelerde çeşitli 'Kilroy buradaydı' yazıları belirdi. Bazı ülkelerde 'Kilroy' efsanesi başka adlarla ifade edilip o 'buradaydı' sloganları orada burada da çıkmaya başladı.
Amerika'nın bazı küçük kasabalarında, örneğin ahır kapılarında bile 'Kilroy buradaydı' yazıları belirince olay tam bir şehir efsanesine dönüştü. Kilroy hakkında kısa filmler filan yapıldı, şarkılar bile bestelendi.
Ben bu tür zararsız çılgınlıkların popüler kültüre büyük bir zenginlik kattığını hatta bu tür oyunların gelişmişlik düzeyinin de bir göstergesi olduğunu düşünüyorum. Ve Türkiye'de buna benzer popüler efsanelerin kolektif bilinçaltına yerleşmemiş olmasına üzülürdüm.
Ama artık üzülmeme gerek yok. Ertuğrul Özkök sayesinde şimdi biz de Kilroy'a benzer bir popüler efsaneye kavuştuk. Onun yayın yönetmenliğinden ne zaman gideceği üzerine spekülasyon yapmak için neredeyse farklı bir sektör oluşmuş durumda. Mesele folklorik bir derinlik kazandı son dönemde.
Onunla arkadaşlığım uzun yıllara dayandığından ve mesleğe aynı dönemde başladığımızdan bu yeni şehir efsanesinin yıllar içinde nasıl geliştiğine ben şahit oldum.
Aradan geçen uzun zamanda her yıl aynı dönemde, aynı insanlar tarafından, aynı cümle yapısıyla bıkmadan usanmadan ifade edilir 'Ertuğrul yakında gidecek' hissiyatı.
'Batı alemindeki Kilroy buradaydı' efsanesinin yerini bizde, popüler efsanemizde bile illa da negatif enerji olması gerektiği için, mutlaka olumsuzluk ifade edilmesi gerektiğinden 'Kilroy buradaydı' türünden bir kavuşmayı çağrıştıran, beklenenin gelmesi türünden pozitif duygu içeren bir efsane üretilemedi tabii ki...
Bizim popüler efsanemiz 'Ertuğrul gidecek' haline geldi.
'YAKINDA GİDİYOR' LAFI HEP AYNI DELİDEN ÇIKIYORDU
Hürriyet'te çalıştığım yıllarda benim başıma şöyle şeyler gelirdi:
Örneğin; odamda oturmuş yazı konusu düşünüyorum. Kapı açılır, stresten bembeyaz olmuş suratıyla bir adam girer odaya ve masanın öteki tarafına çöker. Siz 'Keşke burada hiç olmasaydı bu' diye düşünürken, o maalesef konuşmaya da başlar. 'Artık kesinleşti' diye başlar sözüne ve 'Ertuğrul yakında gidiyor' diye devam eder.
Ben bunu ilk duyduğumda gitmesi için ortada bir neden olmadığı halde 'acaba doğru olabilir mi?' diye düşünmüştüm ama sonra ertesi yıl aynı ayda neredeyse aynı gün ve saatte aynı kişi yine odama gelip aynı surat ifadesi ve sinirle aynı lafları tekrarlayınca ortada cidi bir ruh hastalığı vakası olduğunu anladım. Tedavisi de yoktu bunun. Her deli gibi bu da kendi halüsinasyonlarına inanıp tavırlar filan alıyordu. Deliler kendilerini kolay ikna ettiklerinden çevrelerini de etkileme güçleri olabiliyordu...
Böylece bizim popüler kültürümüze 'Kilroy buradaydı' sloganı belki yerleşmedi ama 'Ertuğrul gidecek' sloganı sağlam biçimde yerleşti.
Ben yıllardır onun gidip gitmeyeceğine takan insanların deli olmaları dışındaki takma nedenlerini iyice merak etmişimdir. Cevabım hala yok, hala daha merak etmeyi sürdürüyorum.
YAYIN YÖNETMENİ İLE NASIL UĞRAŞILIR BİR BİLSELER
Zavallı adam, ben orada yazıyorken belki de gerçekten gitmediğine pişman olduğu da olmuştur. Çünkü onunla bayağı uğraşıyordum. Hepsi belgeli ve Hürriyet'in arşivinde duruyor ona yaptıklarım.
Bugünün yeni yayın yönetmenleri kendileri ile uğraşıldığını filan sanıyorlarsa onlar uğraşılmanın ne olduğunu henüz bilmiyorlar, öğrenmek istiyorlarsa Hürriyet internet arşivinde biraz dolaşıp örnekleri görebilirler.
Bozuk saatin günde bir kez doğru vakti göstermesi zorunluluğu gibi bir gün elbet o da gidecek o koltuktan ve konuyu yıllar önce ilk ortaya atan kişi bile 'Bakın sonunda haklı çıktım' diye konuşabilecek. Çünkü adam zırdeli.
Ben söylentiyi ilk, orijinal ortaya atan kişiyi de bildiğimi sanıyorum ama açıklamayacağım bunu. Çünkü popüler efsanenin büyüsünü bozmak istemiyorum.
O ASLINDA ÇOKTAN ÖLDÜ, BEN ONU DOLDURTTUM
Ben bir keresinde Hürriyet'te, Ertuğrul Özkök'ün görev başında öldüğü ve öldükten sonra da benim onun cesedini doldurtup makamına koyduğum üzerine bir fantastik yazı yazmıştım.
Yazıda o durumda bile bazılarının hala daha 'Ertuğrul yakında gidiyor' şeklinde konuşmayı sürdürmeleri de yer alıyordu.
Kilroy hakkında efsaneyi görselleştirmek için anonim yaratılan bir figür ortaya çıkmıştı. Uzun burunlu bir adam bir çitin üzerinden burnunu aşağıya sarkıtmış şekilde etrafa bakıyordu resimde ve resmin üstünde de 'Kilroy buradaydı' yazıyordu.
LATİF ÇİZSİN BULUTSUZLUK ÖZLEMİ BESTELESİN
'Ertuğrul gidiyor' söylentisinin görseli de, yarı açılmış bir kapıdan içeride görülen boşaltılmış bir masa olarak çizilebilir diye düşünüyorum. Bunu çizmek de Latif Demirci'ye yakışırdı doğrusu.
Kilroy için ayrıca şarkılar da bestelendi. Biz de 'Bulutsuzluk Özlemi' grubundan 'Ertuğrul gidiyor' konulu bir şarkı rica edebiliriz ki tüm çılgınlık tamam olsun, eksik bir nokta kalmasın...