Ertuğrul Özkök Kadri Gürsel'in öpüşmesini böyle yorumladı: 'Türkiye’den dünyaya giden en güzel fotoğraf'
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Cumhuriyet gazetesi davasında tahliye edilen Kadri Gürsel’in eşiyle aşk dolu kavuşmasını köşesine taşıdı.
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, "Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına ve anayasal düzene karşı suç işlemek" iddiasıyla 330 gündür tutuklu yargılanıp dün tahliye olan Cumhuriyet Yayın Danışmanı Kadri Gürsel'in cezaevi önünde eşiyle birlikte çekilen görüntüleri hakkında "Ve ben bu fotoğrafa bakarak hem Kadri’ye “Hoş geldin” diyeceğim... Hem de içeride kalan bütün öteki gazetecilere, suçsuz yere yatan başkalarına da “Allah kurtarsın” diyeceğim... Bir de “Bugün adalet kurtarsın diyemiyorum ama, bir gün mutlaka onu da diyeceğim...” İşte bir de bunu diyeceğim..." ifadelerini kullandı.
Ertuğrul Özkök'ün "Türkiye’den dünyaya giden en güzel fotoğraf" yazısının ilgili bölümü şöyle:
Her şey geçer...
Bugünün doğru diye anlatılanları, yarının büyük yalanlarına dönüşebilir...
Hakikatler bir gün mutlaka...
Mutlaka ortaya çıkar...
Sonra geriye yaşanılan acıları, yapılan yanlışlıkları, zulümleri unutturan fotoğraflar kalır...
*
Bu fotoğraf önceki gece yarısından sonra Silivri Cezaevi’nin önünde çekildi ve Fransız ajansı AFP bütün dünyaya geçti.
Gazeteci arkadaşımız Kadri Gürsel’in aylardır haksız yere yatırıldığı hapishaneden çıkışında karısına sarılışını gösteren fotoğraftır bu...
Tabii karısının da ona sarılışını...
*
Son yıllarda Türkiye’den dünyaya giden ilk güzel fotoğraftır bu...
Ortadoğu denilen şu makûs talihimizi kırabileceğimizi gösteren bir fotoğraf.
Mutluluğu paylaşan askerimiz de bu kareyi daha unutulmaz hale getirmektedir.
*
Umut vardır bu fotoğrafta...
“Elbet... Bir gün mutlaka” cümlesini tamamlayan bir şeyler vardır...
*
Bu ülkeye bir gün mutlaka adalet, demokrasi, mutluluk, kardeşlik gelecek diyen bir şeyler söylemektedir hepimize...
İki yakamızın tekrar bir araya gelebileceği umudunu da vermektedir.
*
Ve ben bu fotoğrafa bakarak hem Kadri’ye “Hoş geldin” diyeceğim...
Hem de içeride kalan bütün öteki gazetecilere, suçsuz yere yatan başkalarına da “Allah kurtarsın” diyeceğim...
*
Bir de “Bugün adalet kurtarsın diyemiyorum ama, bir gün mutlaka onu da diyeceğim...”
*
İşte bir de bunu diyeceğim...
62 yıldır unutulmadı
İkinciİ Dünya Savaşı’nın bitişini simgeleyen en önemli fotoğraflardan biri bu.
Kinin, nefretin, savaşın, düşmanlıkların bittiği, artık bunun yerini barışın ve sevginin alması gerektiğini daha güzel ne anlatabilir ki.
Fotoğraftaki kadın geçen yıl öldü.
Ama bu an, dünyanın hafızasından hiç silinmedi.
Bu sevgi fotoğrafları çoğaldıkça, yaşadığımız dünya da daha güzel olacak.
Jöleli'nin yerinde olsam kendimi şöyle savunurum
Adı “Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı” ya...
Cumhurbaşkanı’na şöyle bir görüş bildirirdim.
- “Biz bu referanduma karşı çıkalım ama Amerika kadar karşı çıkalım. Öyle savaş çığlıkları, sınır kapatma tehditleri falan yapmayalım. Bırakalım en yüksek sesten bağıran İran olsun, Irak merkezi hükümeti olsun.
- Adam nasılsa hemen bağımsızlık ilan etmeyecek. Zaten ekonomisi, dışa açılan kapıları, vanaları bizim tarafımızda.
Bırakalım Türkiye’ye daha da yakınlaşsınlar, ticaretleri daha da artsın.
- Neticede adı ister Kuzey Irak olsun, ister Kürdistan, nasılsa orası yüzü tamamen bize çevrili bir yer olur.
- İşte o zaman benim 3 yıl önce söylediğim kehanet gerçek olur.
Yani bu referandum, gerçekte Türkiye’ye katılma anlamına gelir...”
Eğer aşırı jöle akla ziyan değilse....
Tek kurtuluşu bu yorum...