14 Oca 2009 10:57 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:29

ERTUĞRUL ÖZKÖK, HÜRRİYET'İN SÜRMANŞETİNDEKİ HANGİ ÖNEMLİ AYRINTIYI ÇIKARTTI?..

Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök; "Haberde çok önemli bir unsur vardı. O bilgiyi haberden çıkarttık.."

Bugün Hürriyet´in sürmanşetinde gördüğünüz emekli albayla ilgili haberde çok önemli bir unsur vardı.


Kısa bir tartışmadan sonra, o bilgiyi haberden çıkarmaya karar verdik.


Oysa o unsur, "Ergenekon" denilen bu sürecin ne kadar karmaşık olduğunu, birbirinegeçen halkaların, ilmeklerin ayıklanmasının ne kadar zor olduğunu çok güzel anlatıyordu.

Bir de bazı kişilerin "kahramanlık" noktasından, "karanlık ilişkilere" nasıl geçtiğini gösteriyordu.

Haberi çok daha ilginç hale getiren bu unsuru ayıkladık.

Çünkü amacımız, bir kahramanlığı yok etmek değil, bir suçun unsurunu ortaya koymaktı.

Haber üzerinde bir işlem daha yaptık.

Sorgulamada zanlıya, birçok insanın özel hayatı hakkında tuttuğu notlar, hazırladığıfişlerle ilgili sorular soruluyordu.

Bu üçüncü kişilerin isimlerinin inisiyallerini bile habere koymadık.

Çünkü olayla hiç ilgisi bulunmayan üçüncü kişilerin, özel hayatların işe karıştırılmamasıgerektiğini düşündük.

* * *

Dün üç partinin grup toplantısını izledim, konuşma metinlerini dikkatle okudum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi´nde temsil edilen üç partinin liderinin de söylediklerinde çok doğru şeyler vardı.

Başbakan Erdoğan diyor ki:

"Hangi kurumun içinde olursa olsun, eğer bunu yapanlar ve istemiş olanlar varsa,bunun karşılığını görmesi lazım."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli diyor ki:

"Adına Ergenekon denilen davanın, varsa demokrasimiz üzerindeki gölgesini ortadankaldıracak, sorumlularını bulup ortaya çıkaracak adil yargılanma süreci önemli ve ciddiye alınması gereken bir gelişmedir."

Ama CHP Genel Başkanı Deniz Baykal´ın şu sözleri doğru değil mi:

"Ergenekon davası, bir yönüyle suç örgütleriyle ilişkisi olan insanlara yönelik; birboyutuyla da onlarla hiç ilgisi olmayan, hatta onlarla mücadele etmiş hukuk adamlarına, aydınlara, komutanlara yönelik. Her nedense her dalgada bu ikisi bir arada."

Ergenekon olayında bir yol ayrımındayız.

Bu dava, ciddi delillerle, intikam duygularından arınmış ve marjinal medyanın rövanşprovokasyonlarından etkilenmeden, siyasi iktidarın etkilerinden azade biçimdesürdürülüp sonuçlandırılırsa, Türkiye bir hukuk devleti olma yolunda önemli mesafekatedecektir.

Yok, bu ilkeler uygulanmaz, geçmiş bir buçuk yıl içinde yapılan hukuk dışı ve keyfiuygulamalar devam eder, insanların özel hayatını hiçe sayan hoyrat bir dinleme vesızdırma yönteminde ısrar edilirse, o zaman hukuk devleti değil, polis devleti halinegeliriz.

"Askeri vesayetten" şikáyetçi olanlara sözüm şu: Polis vesayeti daha az tehlikeli değildir.

* * *

Bütün çatışmalara, siyasetin bazen kaçınılmaz kıldığı polemiklere rağmen dün Meclis´teciddi bir konsensüs vardı.

Devlet içinde illegal bir örgütlenme varsa, birtakım karanlık kişiler, karanlık amaçlarlaoraya buraya silah gömüp saklamışsa, bu yapılanmanın ortaya çıkarılmasını herkes canı gönülden istiyor.

Ama, hazır yeraltından silahlar çıkarken; şahsi kan davalarını, sevmediğiniz siyasetçilerin,işadamlarının, gazetecilerin, hukukçuların kellelerini de aynı torbaya koyup o çukurlara atma zihniyeti galip gelirse, Türkiye huzura kavuşmaz.

Çünkü her intikam hareketi, bir sonraki intikama gebedir.

Herkesin herkesi dinlediği bu serseri mayın toplumunda, böyle bir kargaşadan sadecekaranlık ruhlar beslenebilir.

Tabii bütün bunlardan sonra bir de şu var.

Başbakan Erdoğan ve Türk hukuku, Ergenekon konusunda, kamuoyunu daha ikna ediciolmak istiyorsa, kendisinden aynı cesaret, samimiyet ve sürati kamuoyunun son derece hassas olduğu Deniz Feneri davasında da göstermesi beklenir.

Sabah kroki bulunup, akşam silah çukurları açılabiliyorsa, Almanya´da cezası kesilen bir dava dosyasının Türkiye´ye 4 ayda ulaşamamasını izah etmek güçleşir.

Yani, Ergenekon´da herkese dokunulabilir, Deniz Feneri´nde dokunulamaz diye çok hukuklu bir algılamaya yol açılırsa, Başbakan´ın dün grupta söylediği şu sözlerin de hiçbirmanası kalmaz:

"Hangi kurumun içinde olursa olsun, eğer bunu yapanlar ve istemiş olanlar varsa,bunun karşılığını görmesi lazım."