07 Eyl 2011 05:19 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:46

ERTUĞRUL ÖZKÖK FENA ÇUVALLADI! ÖYLE ÖRNEKLER VERDİ Kİ!..

Ertuğrul Özkök bugün bir deney önerdi okurlarına. Sonucu kendisi açıkladı. Verdiği örnekler ise şoke edici cinsten...

MEDYARADAR - Ertuğrul Özkök bugün ilginç bir deney paylaştı okurlarıyla. Deneyin amacı; telefonu dinlenen kişilerin halet-i ruhiyesini öğrenmek. Detaylıca açıklamış Özkök yapılması gerekenleri. Deney sonunda tüyler ürpertici bir sonuç alınacağının garantisini veriyor.

Yazının sonunda sadede geliyor Özkök: "Neden sadece Türkiye’de bu kadar yaygın kullanılıyor telekulakçılık?" Chavez, Ahmedinecad hatta Kaddafi bile bu yola başvurmazken neden Türkiye?

Telefon dinlemelerini savunacak değiliz, elbette rahatsız herkes bu durumdan. Ancak Özkök’e İngiltere’yi hatırlatmadan geçemeyeceğiz.

Koskoca Rupert Murdoch imparatorluğu yıkılmanın eşiğine geldi. Koskoca News Of The World gazetesi kapandı. Hatta Ertuğrul Özkök’ün kankası Rebekah Brooks gözaltına alındı. Murdoch senatoda ifade verdi, Oray Eğin’in deyimiyle kan ter içinde kaldı vs...

Hem de bu olaylar daha önceki ay yaşandı. Ertuğrul Özkök; Kaddafi’den, Chavez’den ve Ahmedinecad’tan bahsediyor. En yaygın şekilde Türkiye’de telefon dinlendiğinden bahsediyor. İngiltere’de dik alası yaşanan telekulak skandallarının Türkiye’deki örneğini güvenlik güçleri gerçekleştirmiş. İngiltere’de ise Özkök’ün kankaları, yani basın mensupları yapmış telekulakçılığı, yani tamamen yetkisiz, tamamen hukuksuz biçimde.

Acaba Türkiye’de de basın mensupları telefon dinleme işine girmiş midir? şeklinde bir soru sorup Özkök’ün bugünkü yazısına geçelim...

İşte Ertuğrul Özkök’ün o yazısı...

Haydi, hep birlikte ilginç bir deney yapalım.

Operasyonun kod adı şöyle:
“Telefonu dinlenmiş insanın ruh halini anlama deneyi...”
Cesaretiniz varsa ve hazırsanız; başlıyoruz.

Önce çok güvendiğiniz bir arkadaşınızı bulacaksınız.
Onunla anlaşıp, birbirinizin telefonunu dinleyeceksiniz.
Sakın, illegal yollara başvurmayın.
Sadece birbirinizle yaptığınız telefon konuşmasını dijital bir teyple kaydedeceksiniz.
Dikkat etmeniz gereken kural şu:
Mümkün olduğunca rahat olacaksınız. Yani, sesinizin kaydedildiğini düşünüp, tetik vaziyetine geçmeyeceksiniz.
Konuşmanızda o malum “Yani”ler, “Mmmm’lar”, “Şeyy’ler”,
O normal cümle düşüklükleri, yarıda kalmış cümleler...
Artık günlük dilin en masum ifadeleri haline gelmiş olan “H...stir”ler”,
Hayatın şeyleri haline gelmiş olan küçük dedikodular, masum beyaz yalanlar;
Başkaları, hatta en yakınlarınız hakkında atıp tutmalar...
Bunlardan hiç feragat etmeyeceksiniz.
Bu konuşmayı kaydettiniz mi?
Şimdi arkadaşınızla oturup, teybi geri alacak ve kendi sesinizi dinlemeye başlayacaksınız.
Ne mi olacak?
Kıdemli bir telefon mağduru olarak söyleyeyim.
Sesiniz kulağınıza çok tuhaf gelecek.
Benimki bana domuz böğürtüsü gibi gelmişti.
Konuşmalarınızdan utanacaksınız.
Türkçenizin ne felaket olduğunu fark edeceksiniz.
En önemlisi de o tetiği düşürülmüş ruh halinizdeki en masum muhabbetin ne kadar felaket bir şey olarak görülebileceğini keşfedeceksiniz.

Şimdi geçelim deneyin ikinci aşamasına.
Güvendiğiniz bazı arkadaşlarınızı çağıracaksınız.
Kalabalık bir ortamda, bu telefon konuşmasını hep birlikte dinleyeceksiniz.
Ve göreceksiniz ki iki kişiyken edindiğiniz o kötü intiba, bir felakete dönüşmüş.
Söylediğiniz en masum sözler, geyik muhabbeti nasıl felaket bir gerçeklik kazanmış anlayacaksınız.
Araştırmanın bir de son evresi var.
Bu telefon konuşmasını deşifre edip yazıya dökeceksiniz.
Oradaki durum çok daha felaket hale gelecek.
Çünkü, şaka yaparken kullandığınız ses tonlamaları, kelimeleri uzatıp kısaltmalar ortadan kalkacak ve geriye ciddiyetten ibaret düz bir yazı kalacaktır.
O düzyazı, “İnanmış, yeminli rakipleriniz için dünyanın en şehvetli avıdır.”
Bu deneyin bir de ikinci versiyonunu yapmalısınız.
Yani aynı konuşmayı görüntülü biçimde kaydedip hep birlikte seyredin.
Mimikler ve ses tonlamalarının hepsini veren bir “kayıt”ın, sohbetin, “geyik özelliğini” çok daha iyi yansıttığını fark edeceksiniz.
Denemesi bedava...

Türkiye’de özellikle üniversitelerin psikoloji bölümlerine seslenmek istiyorum.
Telefonu dinlenen insan psikolojisi üzerinde bu türden grup dinamikleri yapmalarında yarar var.
Çünkü önümüzdeki yıllarda bu olay
çok daha yaygın bir toplumsal sorun olmaya doğru gidiyor.

NİYE SADECE TÜRKİYE’DE BU KADAR YAYGIN KULLANILIYOR

Siyasal bilgiler fakültelerine de şunu araştırmalarını tavsiye ediyorum:
Bu çağda telefon dinleme, ortam dinleme imkânları her ülkede kullanılacak kadar basitleşti.
Bütün ülkelerde kişilerin, kurumların, çetelerin, iktidarların elinde bu imkânlar varken niye sadece Türkiye’de böylesine iğrenç ve yaygın biçimde kullanılıyor?
Niye “Chavez”, “Ahmedinecad” hatta “Kaddafi” rejimleri bile buna başvurmuyor?
Üzerinde durmaya değmez mi?
Yoksa, “Sen mazrufa da bak”, “Benim dinlenmekten korkacak bir şeyim yok” gibi bahanelerle bu iğrençliğe ortak olmaya devam mı edeceğiz?
Böyle düşünenlere, yukarıdaki deneyi hemen bugün yapmalarını tavsiye ederim.
Çünkü sıra bir gün mutlaka onlara da gelecek.
En azından manen hazırlıklı olmakta yarar var.

Ertuğrul Özkök/Hürriyet