Ertuğrul Özkök Erdoğan'a seslendi: Tanıdığım Aydın Doğan diz çökmez!
Hürriyet Gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendi: "Biz düşmanınız değiliz".
Bir süredir Aydın Doğan medyası ve iktidara yakın medya arasında çetin bir savaş sürüyor. Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök bugün köşesinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek, medyayı ve trolleri adeta şikayet etti.
Özkök, Aydın Doğan'ın diz çökmeyeceğini sözylerken, buna gerek olmadığını da ifade etti.
"Size bağlı medya, size biat etmiş troller her gün insafsızca hakaretler yağdırıyor bize... Hedef gösteriyorlar. Hoş, vız gelir tırıs giderler ama siz bu ülkenin Cumhurbaşkanısınız ve size şu derdimizi iyi anlatmak isteriz.
Biz sizin düşmanınız değiliz...
Siyasi rakibiniz de değiliz. Olmayız... Olmamalıyız... "diyen Ertuğrul Özkök bakın daha neler yazdı:
ÖZKÖK'ÜN YAZISI:
Yirmi yıllık yöneticilik hayatım bana şunu öğretti.
Bu mahallenin taassuba dönüşen birçok inancı, aslında birer hurafeden ibaretmiş. Muhalif olmak ille de tiraj ve reyting getirmiyormuş.
Muhalif olmak, itibarın garantisi olmayabiliyormuş. İktidar yanlısı olmak da şerefli bir gazetecilik olabilirmiş....
Gazeteciliğin fıtratında, dün iktidarı desteklemek, bugün eleştirmek, yarın güzel bir şeyler yaparsa yeniden destek vermek de varmış. Şimdi geriye bakıyorum, bizim yolumuz böyle zikzaklarla dolu bir patikaymış.
* * *
Öyleyse nedir, çalıştığım kurumun sahibine, çalıştığım kuruma, bana ve arkadaşlarıma karşı bu düşmanlık...
Nedir bir türlü bitmeyen, trollerinden, dijital ve matbu teröristlerinden, seçim meydanlarına kadar taşınan bu kin, intikam ve kan davası...
Nedir arzu edilen, bizi sindirmek, aman diletmek, diz çöktürmek, yandaş saflara nefer haline getirmek mi...
* * *
Eğer buysa amaç, hemen söyleyeyim. Hayır arkadaş....
Tanıdığım Aydın Doğan diz çökmez...
O Anadolu'nun çocuğudur, biz de Evlad-ı Fatihan ve sahillerin çocuğuyuz. İçimizde, Türkiye'nin her tarafından gelen arkadaşımız vardır. Biz de diz çökmeyiz. Diz çökmeyiz, ayakta dururuz...
* * *
Sanmayın ki, bu bir meydan okumadır, bir ego patlaması, kibir, haddini bilmezliktir... Hayır...
Çünkü şuna inanırız: Kimsenin kimseye diz çöktüremediği, çöktürmeye tevessül etmediği bir rejimin adıdır demokrasi...
Halkın seçtiği iktidarın, halkın seçtiği Cumhurbaşkanı'nın karşısında diz çökmeden, aman dilemeden, ama diklenmeden, dik dururuz. Hem hakkımızdır, hem vazifemizdir. Saygıyı da hiçbir zaman elden bırakmayız.
* * *
Sorabilirsiniz...
Nedir öyleyse bu demokratik ticaretten beklediğiniz... Çok basit ve tek madde.... Cumhurbaşkanı'nın her vatandaşına göstermesi gereken şefkattir, adalettir, hoşgörüdür...
* * *
Geliyorum bu iç dökmenin asıl muhatabına...
Sayın Cumhurbaşkanı...
Size bağlı medya, size biat etmiş troller her gün insafsızca hakaretler yağdırıyor bize... Hedef gösteriyorlar. Hoş, vız gelir tırıs giderler ama siz bu ülkenin Cumhurbaşkanısınız ve size şu derdimizi iyi anlatmak isteriz.
Biz sizin düşmanınız değiliz...
Siyasi rakibiniz de değiliz. Olmayız... Olmamalıyız...
Ancak, siz de bizden, yandaşlarınızın şuursuz sadakatini, sorgusuz biatını boş yere beklemeyiniz. O sadakati göremeyince, bizi muhalif, hatta münafık diye etiketleyip öfkenizin hedefi haline getirmeyiniz.
* * *
Biz ne şuursuz yandaşız, ne şuurlu veya şuursuz kindar, ne de yeminli bir düşman... Savaşmıyoruz, itirazımız var ve sadece onu dile getiriyoruz. Biz, hayatını, demokrasinin ona sağladığı özgürlük ve güvence içinde kazanabilen bir mesleğin mensuplarıyız. İstediğimiz tek şey, o özgürlük ve adalettir.
* * *
Yani arkadaş, son sözüm şu....
Neticede, kimsenin, kimsenin önünde diz çökmesi gerekmiyor.