Ertuğrul Özkök Adalet Bakanı'na seslendi: Nazlı Ilıcak'ın koğuşundaki duşlar çalışmıyor
"Sayın Adalet Bakanı’na diyorum ki; 'Bu defa aynı hatalar yapılmasın'"
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin ardından Gülen cemaatine yönelik başlatılan operasyonlar kapsamında tutuklanan gazeteci Nazlı Ilıcak'ın kaldığı cezaevindeki duşların çalışmadığını öne sürdü. Nazlı Ilıcak'ın kızı Aslı'nın kendisini aradığını aktaran Özkök, "Aslı’nın anlattığına göre Nazlı Hanım’ın dışarıdayken de kullandığı bir sakinleştirici ilacı varmış. Onu vermiyorlarmış. Cezaevlerinin sakinleştirici ilaç politikalarını bilmediğim için bir şey diyemiyorum. Ama bir şikâyetleri var. Yattıkları binadaki 5 duştan sadece biri çalışıyormuş" dedi.
Ertuğrul Özkök'ün "Ne yani onlara Four Seasons lüks kahvaltı mı verelim" başlığıyla yayımlanan (2 Eylül 2016) yazısının ilgili bölümü şöyle:
Nazlı Ilıcak'ın kızı Aslı aradı.
Arkasından da Lale Sarıibrahimoğlu’nun kız kardeşi Zeynep aradı.
İkisi de aynı görüşme günü cezaevine gitmişler.
Onlardan öğrendiğime göre Nazlı Ilıcak, Nuriye Akman, Lale Sarıibrahimoğlu ve Hanım Büşra Erdal aynı koğuşta kalıyorlarmış.
Aslı’nın anlattığına göre Nazlı Hanım’ın dışarıdayken de kullandığı bir sakinleştirici ilacı varmış.
Onu vermiyorlarmış.
Cezaevlerinin sakinleştirici ilaç politikalarını bilmediğim için bir şey diyemiyorum.
Ama bir şikâyetleri var.
Yattıkları binadaki 5 duştan sadece biri çalışıyormuş.
O yüzden uzun kuyruklar oluşuyormuş.
3 Temmuz kumpasından sonra cezaevinde ziyaret ettiğim Aziz Yıldırım’dan bir şey öğrenmiştim.
Bazı askerlerin yattıkları koğuşlardaki ranzalar kırık döküktü.
Aziz Bey onları tamir ettirmişti.
Şimdi merak ediyorum.
Acaba bu duşları tamir ettirecek bir Aziz Yıldırım çıkmaz mı...
Bu olay bana çok üzüldüğüm bir şeyi hatırlattı.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği soruşturmasında haksız yere içeri alınan bir arkadaşımızın perişan halini yazdığımızda Taraf gazetesinin zalim bir yazarı, “Ne yani onlara Four Seasons kahvaltısı mı verilecekti” diye yazmıştı.
O adam şimdi ortada yok.
Ama o acımasız cümlesi hâlâ kulaklarımda.
Sayın Adalet Bakanı’na diyorum ki...
Bu defa aynı hatalar yapılmasın.