17 Ağu 2011 14:50 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:41

ERTUĞRUL ÖZKÖK 7 ŞEHİT İÇİN NELER YAZDI?

Ertuğrul Özkök'ün, Hakkari'de şehit düşen 7 asker için yazdığı yazı.

Hakkari Çukurca'da PKK terör örgütünün hain tuzağı sonucu 7 vatan evladının şehit düşmesi üzerine Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök bir yazı kaleme aldı. Bir kere daha yarını bekleyemediğini ifade eden Özkök, yazısında dün kazanmıştık bugün niye kaybediyoruza cevap aradı.

İŞTE ÖZKÖK'ÜN 7 ŞEHİT YAZISI;

Bir kere daha yarını bekleyemedim. Kim bilir kaçıncı defa bekleyemiyorum.

Şehit haberleri geldikçe, içimdeki o ıstırap depreşiyor. Bir şeyler boğazıma sarılıyor, çaresizim.

"HERŞEY ÖNCEDEN BELLİ"
Ne yapacağımı bilemiyorum. Yapabildiğim tek şey, "Yarını bekleyememek." Çünkü hançereme yapışan o feryat bekleyemez. Şarapnel gibi kendimi berhava ederim.

Her şey önceden belli.

Anneler ağlayacak; şehit cenazelerinde tabutun başındakiler ağlayacak; ekranların başındakiler ağlayacak.

Bir millet ağlayacak.

HERKESİN SENARYOSU BELLİ

Benim senaryom da belli.

Bir şeyler boğazıma tıkanacak. İçimdeki öfke, akacak bir kanal, çığneyecek bir bend arayacak.

Başka birilerinin senaryoları da hazır.

O da yarını beklemeden askerinin yakasına yapışacak.

Teröristi unutup, pusuya düşen arkadaşını kurtarmaya koşan komutanın, çavuşunun, onbaşısının, erinin yakasına yapışacak; "Niye pusuya düştün", "Niye oraya değil de şuraya konuşlandın."

Siyasetçinin senaryosu da hazır.

İktidarı, "Kanı yerde kalmayacak" diyecek.

Muhalefeti, "Asker artık senin elinde, niye yakasına yapışmadın" diyecek.

İşte böylece, senaryosu önceden yazılmış bir "Kırmızı pazartesi" cinayeti daha işlenecekti ve işlendi..

Herkes biliyordu, herkes bekliyordu... Herkesin senaryosu hazırdı.

NEDEN?

Ve bu harala gürele içinde kimse de çıkıp sormayacak.

"Yahu arkadaş bu millet, 2000 yılında aynı ordusuyla gerilla savaşını kazanmıştı. Bugün niye kaybediyor?"

Hadi hepimiz kendimize bu soruyu soralım.

Eğer bizde yürek varsa, vicdan varsa; akıl izan denen şeyin on binde biri kalmışsa;

Ve bu ülkeyi gerçekten seviyorsak;

Hadi hep birlikte soralım.

"Neden..."

Kimse sinsilik yapmasın; elini taşın altından çekip, öyle, "Ben demiştim, ben yapmıştım" ayağına yatmasın.

"Ben yapacağım" afra tafrası da artık kesmiyor.

Kimse, o dolma gibi işaret parmağını kaldırıp, dünü, bugünü suçlamasın.

Dünün de hatası var; bugünün de...

Görünen o ki, yarının da olacak.

"ŞİMDİ SORMA ZAMANI"

İşte; 7 genç daha gitti...

Dün kazanmıştık, bugün kaybediyoruz.

Şimdi sorma zamanı.

Dün gerçekten kazanmış mıydık? Bugün gerçekten kaybetmek üzere miyiz?

Ama önce millet olarak şunun cevabını vermeliyiz.

Kazanmak nedir?