ERMAN TOROĞLU'NUN BOSTAN PROBLEMİ Mİ VAR? ŞERMİN TOPÇU ERMAN HOCAYI KIZDIRACAK!..

Erman Toroğlu'nun bostan problemi

Yine aynı şey oldu; tam da okullar tatile girdi, trafik rahatlayacak diye sevinirken Fatih Köprüsü´nde onarım başladı, okul dönemi trafiğine rahmet okuyacak hale geldik. Yani İstanbul´lulara arifeyi gösteren Rabbim, bayramı gösteremedi. Temmuz sonuna kadar da göstermeyecek. Bunun sonucu olarak da bugünlerde İstanbul halkının gayet tabi ki sağlıklı düşünmesini bekleyemezsiniz. İki ay boyunca İstanbullular mazeretli asabi olacaklar, benden söylemesi.
Bir de üstüne üstlük çok sıcak. Hani neredeyse İstanbulluların mantıklı neden-sonuç ilişkisi kurmasını engelleyecek kadar beter bi´ sıcak var.
Hal böyleyken Bodrum´a kaçan ve kendini Bodrum´un gece hayatına tam gaz veren Erman Toroğlu "erkek" yazar meslektaşlarına fena halde özenmiş, Bodrum´dan inciler döktürmüş; Allah ne verdiyse babında... Mehmet Topuz´la ilgili yazısının içine şu incileri kakıştırmış:
"Erkeğin rolü taşeronluk...
... Sevgili bayan yazarlar sadede gelelim. İşin esas kısmına ve aslına. Herşeyde olduğu gibi sallayın erkeklere, siz kenarda kalın. Erkekler çapkın dersiniz, erkekler zıplar dersiniz. Bırakın hikayeyi. Kararı verecek olan kadın, kalemi kıracak olan da kadın.

Sevgili bayan yazarlar. Olay ne viagra da ne de performans artıran diğer ilaçlarda. Çiftleşmede esas olan kadındır. Kadın, kadın gibi olursa hiç bir performansa ihtiyaç kalmaz. Eğer değilse bir avuç da yutsan hikaye. Hapları yuttuğunla kalırsın."
Aynı zamanda Haydar Dümen´in de epeyce yaşlandığını ve bu alanda bir boşluk olacağını keşfeden Erman Toroğlu, yepyeni bir alanda daha ahkam kesmeye hazırlanıyor. Taşeron Erman, kendisine Hoca diye hitap edilmesini fazlaca ciddiye almış olmalı ki bu konudan da geri kalmak istememiş. Zaten Gazete Habertürk yazarı Rahşan Gülşan da bu konuda kendisine sıkı bir ayar vermiş ama baaayaaan (baaayaan lafı zaten beni delirtmeye yetiyor) yazarların tümünün de bu konuda bir şeyler söylemesi ne iyi olur!
Besbelli ki hal piyasasında işler tatsız; kabak, hıyar, patlıcan vaziyetleri pek iç açıcı değil... Yani Allahın Bodrum´unda gezip tozarken insanın aklına neden böyle konularda konuşmak gelir? Hadi İstanbul´da olsa sıcaktan diyeceğiz, trafikten dolayı asabi diyeceğiz.
Kadın ve cinsellik üzerinde prim hastalığı
İşin şakası, matrağı bi´ tarafa; tartışılması gereken daha önemli bir detay var: Nedir bu erkek yazarların kadın ve cinsellik üzerinden prim yapma hastalığı? Neden bu konularda konuşmak konusunda kendilerinde bir zorunluluk hissediyorlar? Hangi eksikliği doldurmak isteğinden kaynaklanmaktadır bu çeneye vurma halleri?
Geçenlerde yakın bir arkadaşım anlattı, son zamanlarda kadın-erkek arası ilahi eylemi gerçekleştirme konusunda pek bi´ zorlanan erkek arkadaşı, kızcağızın üzerine yürümüş "sen de kadın mısın yahu" diye... Oluyor demek ki böyle ben de anlatanın yalancısıyım.
İşte her şeyin cevabı tam da geliyor burada düğümleniyor. Tamamen aynı psikozla ilk iş olarak kadına saldırmakla başlanıyor aşikar olduğu üzere...
Buna ilaveten, kadınlar üzerinden konuşup tartışarak prim yapma hastalığı böyyük medyamızın tüm erkek köşecileri arasında bir virüs gibi hızla yayılıyor. Ve ne yazık ki çeneye vurma sendromunun en ağır yansıması olarak anında cinsellikten dalıyorlar konuya. Erkek yazarlara gelince bu konulara girmek sonuna kadar mübah, ancak kadın yazarlar bu konuda iki kelam edince "Aaaa oluyor mu böyle ne kadar ayıp"...
Hatta işi daha da ileri götürerek başka suçlamalara da girmeyi kendilerine hak görüyorlar.
Tamamen Mehmet Topuz´la ilgili bir yazının arasında langadanak bu lafları sıkıştırmanın başka bir açıklaması olabilir mi?
Sıcaktandır diyeceğim, trafiktendir diyeceğim amma velakin gel de böyle bahaneler yarat bu durumda... İşin içinde bambaşka problemler var. İşte böyle, vaaa mı bunun başka izah tarzı?==================================== // Bolum 2 Sonu // ==========================================================-->Content -->

Şermin Topçu/Gazeteport