- Erman Hoca'yı da mı izlemiyorsunuz?
- E.Y: Bazen internetten izliyorum.
- Evliliğinizde bir de Bodrum faktörü var tabii...
- E.T: Dünyada çok yer gördüm, gitmediğim yer kalmadı gibi. Ama dünyanın en güzel iki yeri, İstanbul ve Bodrum. Ama tabii Bodrum'un yeri bende başka. Bodrum'daki beş saat uyku, İstanbul'daki 10 saate bedeldir.
- E.Y: İkili bir yaşamı var Erman'ın. Ben de çok seviyorum Bodrum'u, İstanbul'un stresini orada atıyoruz.
- Hocam yemek yapmaya düşkünsünüz. Evde mutfakta siz mi varsınız, yoksa avukat hanım mı?
- E.T: Genelde ben varım çünkü, yemek yaparken dinlenirim.
- E.Y: Aslında yemek yapmak zevklidir ama o kısmı kaptırdım. Bana da soğan, sarımsak soymak gibi görevler veriyor Allah'tan (gülüyor). Ama ben mutfaktaysam gelir yemeğime güzel katkılar yapar, yemeklerimi zenginleştirir.
Hocanın en iyi yaptığı yemek hangisidir?
- E.Y: Tüm zeytinyağlıları güzel yapar, dolapta dün yaptığı kereviz var. Ayrıca dün de 10 kiloya yakın sigara böreği sardı.
- E.T: Ezgi'nin yemekleri güzeldir ama bak bunu da söylemeliyim. Benim babam Orta Asya yörüğü, annem Selanik kökenli, yemeği de iyi yapardı. Mesela evli, bekar her insanın buzdolabında mutlaka zeytinyağlı olmalı.
- Mutfakta hocayla anlaşamadığınız konu var mı?
- E.Y: Tuz! Her şeyi tuzlu yapıyor! Bir de çok yağ koyuyor.
- E.T: Zeytinyağı konusunda taviz veremem. Faydası tartışılmaz, her yemeğe koyarım. Tuzda ise ben tam bir Türk erkeğiyim. Tadına bakmadan yemeğe tuzu dökerim. Bu arada çok güzel köfte yaparım.