- Nerede tanıştınız?
- ERMAN TOROĞLU: Bir arkadaş toplantısında tanıştık. O zaman beni çok bilmiyordu, sonradan tanıdı.
- EZGİ YAVUZ: Spora yabancı biri değilim, Galatasaraylıyım ve kulüp üyelik belgemi merhum başkan Mustafa Cengiz'den almıştım. Ama televizyon izlemiyorum, bu sebeple futbol programlarını da bilmem yani.
- İlk kez Cihangir'de görüntülendiniz, yaş farkı sebebiyle magazin basınının gündemine oturdunuz...
- E.Y: O gece beni magazinciler evime kadar takip etti, bu hiç hoş değildi! Görüntüleyebilirsiniz ama insanların peşine takılıp evine kadar takip edemezsiniz. İnsanlar kağıt üzerindeki şeylere bakıyor. Ruhlar uyuyor mu, buna bakan yok! Oysa bizim yaşam adına paylaştığımız o kadar çok şey var ki... İkimiz de yemeyi seviyoruz, gezmeyi seviyoruz. Bodrum'u seviyoruz.
- E.T: Ezgi için 17 yaşında diye yazmışlar. Güldük, geçtik. Hiçbir şeyin üstüne gitmeyeceksiniz. Sana verdiğimiz bu söyleşi de ilk ve son olacak. O da SABAH gazetesi olduğu için. Ezgi, 39 yaşında bir avukat. Bizler yetişkin insanlarız. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ikimiz de çok iyi biliyoruz. Bundan kime ne?
- E.Y: Açıkçası beni genç kız diye yazmaları hoşuma gitmedi değil (gülüyor). Erman Hoca'nın kamuoyunca yeterince tanındığını düşünmüyorum. Çok bohem, kaliteli bir hayatı var. Pahalı zevkleri var ama çok mütevazı bir insan. Mesela geçen hafta sanayide tamircilerle personel yemeğine oturacak kadar halktan biri.
- Erman Hoca'yı tanıyoruz ama sizi pek tanımıyoruz Ezgi Hanım...
- E.Y: Avukat olduğumu biliyorsunuz zaten. Daha çok Çağlayan Adliyesi'nde çalışıyorum. Beşiktaş'taki ofisimi, trafiğe takılmamak için artık Beyoğlu'na taşıyorum. Yıllarca başta Doğuş olmak önemli gruplarda görev yaptım. İki senedir serbest avukat olarak çalışıyorum. Uzmanlık alanım arabuluculuk.