15 Şub 2011 09:10 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:02

"ERGENEKON'UN MEDYADAKİ UZANTILARI KİMLER, BUNLAR ORTAYA ÇIKARILACAK MI?"

"Özellikle Ergenekon'un bu süreçte ortaya çıkarılmayan yanlarına aklım takıldı..."

Ergenekon’un medya bacağı

Dün Müslüman âlemi için büyük önem taşıyan Hz. Muhammed’in doğumunu kutladığımız Mevlid Kandili’ydi...

Gene dün, Valentine adlı Azizin -rahibin- yaşadığı aşka sevgilisinin...

...karşılık vermemesi üzerine intihar etmesi ve kalbinin sevgilisine gönderilmesini vasiyet ettiği “Sevgililer Günü” idi...

Bitmedi, gene dün Abdullah Öcalan’ın yakalanıp Türkiye’ye getirilmesinin yıldönümüydü ve Hakkâri’nin Yüksekova İlçesi bu nedenle yapılan gösteriler sonucu karıştı...

Mevlid Kandili’nin, Sevgililer Günü’nün ve Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilişinin üst üste çakışması sadece kendi başına çok yüklü bir liste iken, inanılmaz yoğun da bir gündem vardı...

***

Balyoz Davası tutuklamaları, tutuklamalara itirazlar...

Ergenekon Davası’nın medya bacağına yönelik hareketlenme...

Daire ve üye sayısının artırılmasına ilişkin kanunun Cumhurbaşkanı Gül tarafından onaylanmasına Yargıtay ve Danıştay başkanlarından gelen tepki... CHP’nin bu yasayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağını açıklaması...

Dört binden fazla Kuzey Afrikalı göçmenin İtalya’nın Lampedusa Adası’na dayanması ve binlercesinin de Tunus Limanı’nda beklemesi...

Trabzon’daki Santa Maria Katolik Kilisesi’nin çatısındaki ışıklandırılmış haçın indirilmesini isteyen meçhul kişilerin, kilisenin bahçesine, içinde yanıcı madde bulunan bir şişe ve üzerinde “kilisenin tepesindeki haçı ya siz indirin ya biz indireceğiz” yazılı tehdit mesajı fırlatmaları...

Bahreyn’de de halkın sokaklara dökülmesi...

İran’da Cumhurbaşkanı Gül’ün demokrasi talep eden çarpıcı konuşması...

Ve Independent Gazetesi’nin Mısır’daki devrimin kaderini konu aldığı önceki günkü başyazısında generallerin kritik rolüne dikkat çekip örnek olarak Türkiye’yi göstererek “seçilmiş politikacıların derece derece bir zamanlar güçlü olan generalleri siyasetin dışına çıkardığını” vurgulayan bir başyazıyı kaleme alması...

***

Dün Balyoz ve Ergenekon Davası ile ilgili gelişmeleri izlerken, özellikle Ergenekon’un bu süreçte ortaya çıkarılmayan yanlarına aklım takıldı...

Ergenekon’un medyadaki uzantıları kimler?

Bunlar ortaya çıkarılacak mı?

Dünkü hamle acaba Ergenekon’un medya boyutuna yönelik muhtemel bir hamlenin ilk sinyali mi?

Sadece Ergenekon’un medya bacağı değil, bu örgütlenmenin “ekonomik” boyutu da henüz ele alınmadı...

Ergenekon’un parasal kaynakları nedir, bu örgütün finansmanı nasıl sağlanıyor, Ergenekon bahanesiyle elde edilen rantlar ne?

Galiba daha oraya da gelinmedi...

Ama belli ki bu süreç durmadı, ilerlemekte...

***

Günün mana ve ehemmiyeti...

Günün gelişmeleri...

Ergenekon’un medya ayağı ve Balyoz tutuklamaları...

Bunlar bana sabahın çok erken saatlerinde peşinde koştuğum bir konuyu unutturmadı...

Sabah tüm gazetelerin ilk sayfalarında Kahramanmaraş’ın Afşin İlçesi’ndeki Çöllolar Kömür Sahası’nda umut kesilen dokuz işçi ile ilgili haberleri aradım... Ama pek bulamadım...

Hâlbuki...

Bir hafta içinde onu OSTİM, on biri de Afşin-Elbistan Termik Santrali’nde olmak üzere yirmi bir işçimizi yitirdik... Ama onca skandal iddiaya rağmen bu pek usul ve sessiz geçiştirildi.

***

Türkiye’nin Arap âlemine model olması her gün biraz daha fazla konuşuluyor...

Biz Arap âlemine model olacak bir atılım içindeyiz ama “ölçü” olarak Arap âlemi alınırsa böyle bu.

Eğer ölçü AB standartlarında bir gelişmişlik düzeyi ise bir hafta içinde ölen ve sessizce geçiştirilen işçi sayısının da gösterdiği gibi o düzeyden epeyce uzağız...

***

Bu çelişkiyi çözmedikçe...

Demokratik konularda adımlar atsak, Ergenekon’un medya bacağını, parasal kaynaklarını ortaya çıkarsak da...

Balyoz’u sonuna kadar kazısak da kazanımlar “kurumsallaşmadığından” dolayı, gelinen nokta, Birinci Cumhuriyet’i tamamıyla geride bırakacak demokratik bir rejimin yerleşmesini sağlamaz...

Çok kritik sularda ilerlerken, demokratikleşmenin kurumsallaşması konusu en elzem mesele olarak duruyor...

Bu kadar çok işçinin AB reformları yapılmadığı için göz göre göre öldüğü bir ülkede, atılan çok önemli anti-militer adımların sürmesi de tehlikeye girer...

Umarım siyasal iktidar bu noktada daha fazla gecikmez ve kendini gereğinden fazla güçlü sanma tuzağına düşmez.

Mehmet ALTAN / STAR GAZETESİ