Ergenekon yalanı böyle çökmüş: Kumpas ipuçları gerekçede
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 275 sanıklı Ergenekon davasının usul ve esastan bozulmasına ilişkin gerekçeli kararında kumpasın ipuçları yer aldı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 274 sanıklı Ergenekon davasının usul
ve esastan bozulmasına ilişkin gerekçeli kararında "Yargılama
sürecinde isim içeren ve içermeyen ihbar mektuplarının kim ya da
kimler tarafından yazıldığı yönünde herhangi bir araştırmaya
gidilmeksizin hükümde yer alması kanuna aykırı" dendi. Kararda,
soruşturma aşamasında devlet sırrına ilişkin belge ve bilgilerin,
mahkeme yerine savcılıkça incelendiğine vurgu yapıldı. Devlet sırrı
olduğu şüphesi duyulan belgeler konusunda ilgili kurumlardan görüş
alınması yerine, konunun uzmanı olmayan askeri savcılıklar ve
Genelkurmay Adli Müşavirliklerinden alınan görüşler doğrultusunda
hüküm kurulması bozma gerekçesi sayıldı.
Hürriyet'ten Oya Armutçu'nun haberine göre, Yargıtay üyeleri dün
çalışarak gerekçeli kararı tamamladı. UYAP’tan tatil günü
yayınlanan ilk karar olan Ergenekon kararı, en kapsamlı temyiz
kararı olma özelliği de taşıyor. Kararda ‘Ergenekon operasyonlarını
hep aynı polislerin yapması, savcıların tutanakları sorgulamadan
iddianameye geçirmesi ve hâkimlerin de yasalara aykırı kanıtlara
göz yumması nedeniyle tarafsızlıkları konusunda haklı şüphe
oluşması’ yasaya aykırı görülüp bozma nedeni yapıldı. Gerekçeli
kararda, mahkemelere ve kolluğa gözaltı, arama, dinleme, dijital
delillerin toplanması konularında usul dersi verildi.
Kararda özetle şu saptamalar yer aldı:
Kroki 8 gün önce Taraf'ta
İşçi Partisi’ndeki aramada ele geçirilen bir CD’de yer alan
Yargıtay binası krokisi ve bu krokinin açılımına dair bir metin
belgesi 24 Mart 2008’de Taraf gazetesinde yayınlandı. Belgenin
büyütülerek incelenmesinde 13 Mart 2008’de, yani aramadan 8 gün
önce Taraf gazetesinin Ankara - İstanbul büroları arasında
fakslandığı hususundaki iddialar araştırılmadı. Bu konuda Taraf
gazetesi yetkilileri hakkında kamu davası açılmışsa dosyanın
incelenmesi gerekirdi.
Aynı CD’deki Nusret Senem tarafından oluşturulduğu mahkemece kabul
edilen ‘Liman Lokantası Yemeği’ belgesinde, yemeğe sanık Ergun
Poyraz’ın da katılacağı yazılı ise de belgenin oluşturulma tarihi
olan 2 Ocak 2008’de sanık Poyraz’ın tutuklu olduğu ve belgenin
gerçek dışı olduğu hususundaki savunmasının araştırılmadan karar
verilmesi.
İhbar mektupları kimden?
Yargılama sürecinde isim içeren ve içermeyen ihbar mektuplarının
kim ya da kimler tarafından yazıldığı yönünde herhangi bir
araştırmaya gidilmeksizin hükümde yer alması kanuna aykırı.
Soruşturma aşamasında devlet sırrına ilişkin belge ve bilgiler,
mahkeme yerine savcılıkça incelendi. Devlet sırrı olduğu şüphesi
duyulan belgeler konusunda ilgili kurumlardan görüş alınması
yerine, konunun uzmanı olmayan askeri savcılıklar ve Genelkurmay
Adli Müşavirliklerinden alınan görüşler doğrultusunda hüküm
kurulması.
Mahkemece, belgelerin ele geçtikleri tarihte halen sır niteliğini
taşıyıp taşımadıklarının araştırılması ve bu araştırma sonucuna
göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiğinin
gözetilmemesi.
Örgütü ne zaman, kim kurdu?
Mahkemece, farklı zaman ve yerlerde ele geçen ve birbirini teyit
eden kanuni delillere göre Ergenekon terör örgütünün varlığının
sabit kabul edildiği belirtildi ve şu tespit yapıldı:
“Kararda ise örgütün hiyerarşik yapısının ortaya konulamadığı,
departmanlar ya da hücre yapılanmaları arasında irtibatın ne
suretle sağlandığı, astlık-üstlük ilişkisi, emir-talimat verme
yetkisi her bir sanık için ayrı ayrı değerlendirilerek, kime bağlı
faaliyet yürüttüğü ve kabul edilen örgüt hiyerarşisindeki yeri
somut delillerle ortaya konulmamış, sanıkların örgütün ana
belgeleri kabul edilen dokümanlardaki ibarelere atıflar yapılmak
suretiyle örgüte bağlandığı anlaşılmış olup, örgütün nerede, ne
zaman, kimler tarafından ne amaçla kurulduğu somut bilgilerle
tespit edilmemiştir.”
Yasa Başbuğ'a uygulanmadı
Müebbet hapis cezasına mahkûm edilen eski Genelkurmay Başkanı
emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında dava açıldıktan sonra yasa
değişikliği yapıldığı; Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları
hakkında soruşturma açılmasının Başbakan iznine bağlandığı
anımsatıldı. Mahkemenin, Başbuğ’un atılı suçları görev kapsamında
işlemediği kabul ederek, davaya devam ettiği, suçlama konusu
İnternet Andıcı ve Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nce beraatle
sonuçlanan İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın Başbuğ’un Genelkurmay
Başkanlığı görevinin kendisine sağladığı kolaylık ve avantajla
gerçekleştirildiği, bu eylemlerin doğrudan göreviyle ilgili olduğu
vurgulandı. Kararda, Başbuğ hakkında Yüce Divan yerine ağır ceza
mahkemesinde dava açılması ve yargılamaya bu mahkemede devam
edilmesinin Anayasa’ya ve yasalara açıkça aykırılık oluşturduğu
belirtildi. Kararda, “Yargılama henüz kesin olarak bitmemişse, yeni
yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren yapılacak yargılama
işlemlerinde kural olarak yeni yasanın uygulanmasıdır. Açıklanan
nedenlerle, sanık Mehmet İlker Başbuğ ile bağlantılı suç işlediği
iddia olunan diğer sanıkların durumlarının da Yüce Divan tarafından
takdir edilmesi uygun görülmüştür” denildi.
Gerekçeli kararda, Ergenekon davasından ayrılmasına karar verilen
Danıştay cinayetinin faili Alparslan Arslan hakkında verilen ceza
miktarı, bozma içeriği, tutuklulukta geçirdiği süre ve halen başka
suçlardan cezaevinde olması nedeniyle adli kontrol kararının
yeterli olmayacağı kanaatiyle tahliye talebinin ve temyiz isteminin
reddedildiği kaydedildi.
Kararda mahkemelere ve kolluğa gözaltı, arama, dinleme, dijital
delillerin toplanması ve değerlendirilmesiyle, tarafsızlık ve
hukuka uygun soruşturma konularında usul dersi verildi. Telefon
dinleme ve delil olmayan tapelerin imhası konusunda da AİHM
kararları ışığında yasaya uygun dinleme yapılması gerektiği
vurgulanıp, bozma greekçesi yapıldı.
Tedavi doğruydu
Yargıtay'ın gerekçeli kararında sanık eski milletvekili Başkent
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın dönemin Başbakanı
Bülent Ecevit’in Başkent Hastanesi’ndeki tedavi süreci örgütsel
faaliyet kabul edilerek cezalandırıldığı belirtildi. Gelen raporlar
ışığında Ecevit’e tıbben doğru tedavi uygulandığı ifade edilerek
karar bozuldu.