Erdoğan’ın Putin’e mektubu Rus basınına bomba gibi düştü
Kremlin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e gönderdiği mektupta Türkiye’nin vurduğu Rus uçağı için özür dilediğini bildirdi.
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, Rus gazeteleri genel olarak
Türkiye'nin batılı müttefikleriyle arasının bozulmasının ve tüm
cephelerde yalnızlaşmasının Erdoğan'ı bu adımı atmaya zorladığı
yorumunu yapıyor ve artık ikili ilişkilerin hızla tamir
olabileceğini öngörüyorlar.
'Müttefikleriyle arası kötü'
Mali çevrelerin izlediği Vedomosti gazetesinde, Moskova Carnegie
düşünce kuruluşundan Aleksey Malaşenko, Türkiye'nin Avrupalı
müttefikleriyle arasının bozulduğunu bu nedenle Rusya ile
ilişkileri düzeltmeye çalıştığını yazıyor.
"Türkiye'de durum dramatik bir şekilde değişti. Ankara'nın Avrupa
ile ilişkileri kötüye gidiyorken Erdoğan bir de Büyük Britanya'nın
AB'den ayrılma kararını sevinçle karşıladı. Moskova ile ilişkilerin
geliştirilmesi Ankara'ya, Avrupa'yı herkesin kaçmaya çalıştığı ve
Türklere hakaret ettiği için mülteci akınıyla da başedemeyen
kırılgan bir yapı olarak sunma şansı verecek. Erdoğan gururunu bir
kenara bırakarak, güç ve karizma göstermek yerine Moskova'yı
şaşırtan bir tersten hamle yaptı: dizlerinin üzerine çökmedi ama,
bu hamleyle ekonomik ve stratejik kazanımları geri
alabilecek."...
'Putin Erdoğan'a hassas yaklaşmalı'
Rus yorumcu Malaşenko "Putin şimdi Erdoğan'ı incitecek bir dil
kullanmaktan kaçınmalı, yoksa, tekrar uzaklaşabilir ve bir daha
dönmeyebilir" diye sürdürüyor. Bu durumda yorumcuya göre Rus
diplomasisi de bir sınavdan geçecek. Örneğin Türkiye'nin IŞİD'le
ilişkisi konulu açıklamalardan nasıl geri adım atılacağı kritik bir
konu olacak. Fakat Malaşenko, Rusya'nın da Türkiye kartını iyi
oynarsa, hem Türk kökenli nüfusun ağırlıklı olduğu eski Sovyetler
Birliği ülkeleri, hem Avrupa hem de Orta Doğu politikaları
açısından bunu bir avantaja dönüştürebileceğini savunuyor.
Moskova'nın yüksek tirajlı gazetesi Moskovsky Komsomolets
gazetesine konuşan Türkiye uzmanı Aleksandır Sotniçenko da
Erdoğan'ın dünkü adımına benzer bir yorum getiriyor:
"Türkiye bütün müttefiklerini kaybeder ve Suriyeli Kürtlere desteği
yüzünden Washington ile de arası bozulurken Erdoğan adımını attı.
Erdoğan'ın özür dileyecek gücü kendisinde bulması ikili ilişkilerin
kısa sürede eski düzeyine gelebileceği, hatta gelişebileceği
konusunda umut veriyor."
'Suriye'de işbirliği yapılabilir'
Sotniçenko, Erdoğan'ın Rusya politikasının yanlışlığını kavramış
göründüğü yorumunu da yapıyor ve bundan böyle Türkiye ve Rusya'nın
işbirliği yapılabileceği konular arasında Suriye'yi de sayıyor.
Merkez politik çizgideki Nezavisimaya Gazeta'da haber "Erdoğan özür
dilemeyi öğrendi" başlığıyla verilmiş. Haberde Rusya Bilimler
Akademisi Doğu Çalışmaları Enstitüsü'nden Vitaly Naumkin'in
görüşleri de aktarılıyor:
"Bence Erdoğan çok ciddi bir adım attı. Görüşmeler için bazı
zeminler doğması muhtemeldir ve Türk liderden yeni tavizler de
beklenebilir"
'En önemli mesele halloldu'
Etkili iş dünyası gazetesi Kommersant da gelişmeyi olumlu bir
başlıkla karşılamış: Rusya-Türkiye ilişkilerinde dönüm noktası bir
özür.
Haberde "Uzlaşmaya doğru ilk adımların Moskova'nın koşulları
doğrultusunda gerçekleştiğini de gözönüne alındığında gazetemizin
görüştüğü uzmanlar ikili ilişkilerdeki en önemli rahatsızlığın
ortadan kalktığı ve yakında ilişkilerin canlandırılabileceği
görüşünde birleşiyor" deniliyor.
İş dünyasına hitabeden liberal eğilimli RBC'ye konuşan Rus Bilimler
Akademisi Dünya Ekonomisi ve Uluslararası ilişkiler kürsüsünden
Viktor Nadein Rayevsky'ye göre de, Erdoğan'ın "özür dilemek zorunda
kalmasında" öncelikle Rusya'nın uyguladığı yaptırımlar, ikinci
olarak da Türkiye'nin ABD ve AB ile ilişkilerinin kötüleşmesi rol
oynadı.
Hükümet yanlısı İzvestiya'da da benzer bir yorum var. Türkiye'nin
bütün ortaklarıyla kavga edip kendisini tecrit ederek ağır
kayıplara uğraması ardından nihayet hatasını gördüğü ve bu yüzden
Rusya ve İsrail ile ilişkilerini düzeltmeye karar verdiği
yazılıyor.
Devletin resmi gazetesi Rossiyskaya Gazeta Erdoğan'ın mektubunun
çok iyi düşünülmüş bir politik adım olduğu, ültimatomlarından geri
adım atarken, çıkarlarının ve adalet fikrinin arkasında duran bir
diplomatik dil kullanıldığı kaydediliyor.