Erdoğan’ın o sözleri üzerine ‘tedirginlik’ yorumu! ‘Cumhurbaşkanı öyle bir şey söyledi ki…’
Ahmet Taşgetiren, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan için sarf ettiği sözlerini kaleme aldığı bugünkü yazısında “Birlikte yola çıkılan ve çok zor zamanları birlikte göğüsleyen yol arkadaşlarını, bugün farklı bir mecrada memlekete hizmet etmek istedikleri için ‘ihanet’le suçlamak hoş değil. Yakışık almıyor. Sağlıklı değil. Kayıp psikolojisini, özgüven kaybını, tedirginliği yansıtıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi lideri Ali Babacan için "Onlar o makamlara kendileri layık oldukları için gelmediler. O makamlara getirildiler. Eğer onlara bakanlık verildiyse, başbakanlık verildiyse, hepsi onlara bir irade o makamları verdi. Onlar bunun kıymetini bilemedi. Biz milletimizin ferasetine inanıyoruz" ifadelerini kullanmasını köşesine taşıdı.
Taşgetiren, "Cumhurbaşkanı öyle bir şey söyledi ki..." başlıklı yazısında şunları kaydetti:
"Davutoğlu ve Babacan için söylenen sözlerin bir başka acayip yanı, halen görevde bulunanların kendilerini nasıl hissettikleri ile ilgilidir. 'Layık oldukları için değil, irade ile gelmiş olmak…' Yani O var sadece. Geriye kalanların tamamı onun lütfu keremi sayesinde oradalar. Bunu içselleştirmek ve yarın farklı bir pozisyon almak durumunda olurlarsa “ihanet”le suçlanmayı kabul etmek. Nasıl bir ilişki bu?
Davutoğlu ve Babacan, bugün Ak Parti’nin kendilerinin görevde oldukları dönemi aradığını hatırlatarak haklı olarak soruyorlar: Her şey bir irade ile oluyorsa, neden üstelik Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile o irade çok daha keskin hale geldiği halde bir irade ile enflasyon düşürülmüyor, neden iktidar gemisi su alıyor? O iradenin görevlendirdiği kadrolar neden sonuç alamıyor?
Farkında mı bilmem ama sayın Cumhurbaşkanı’nın o ifadeleri bir “kibri” yansıtıyor. Bizzat kendisi, Ak Parti ile kitleler arasına “kibr”in girdiğini defalarca seslendirmiştir. Kibir alt kadrolarda yanlış da, tepelerde yakışan bir özellik mi?
Birlikte yola çıkılan ve çok zor zamanları birlikte göğüsleyen yol arkadaşlarını, bugün farklı bir mecrada memlekete hizmet etmek istedikleri için “ihanet”le suçlamak hoş değil. Yakışık almıyor. Sağlıklı değil. Kayıp psikolojisini, özgüven kaybını, tedirginliği yansıtıyor.
Kendisi de biliyor ki, birlikte yol aldığı insanlar, Gül, Davutoğlu, Babacan, Arınç ve daha birçoğu, kıymetli insanlardı. Onların ürettiği yer yer o “irade” denen şeye itirazı da ihtiva eden “ortak akıl” ile başarılı icraatlar yapıldı."