11 Şub 2022 13:39 Son Güncelleme: 11 Şub 2022 13:46

Erdoğan'ın korumalarına mahkemeden kötü haber

Cumhurbaşkanlığı korumaları tarafından darp edilen avukat Sertuğ Sürenoğlu’nun işkence davasındaki “kovuşturmaya yer yok” kararı, “yeterli delil olduğu” gerekçesiyle kaldırıldı.

Cumhuriyet'ten Sefa Uyar'ın haberine göre Avukat Sertuğ Sürenoğlu, 13 Nisan 2019’da, İstanbul’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılacağı bir düğün nedeniyle trafiğin durdurulmasına tepki göstermişti. Sürenoğlu, bu sırada eleştiriyi duyan “Cumhurbaşkanı yakın korumaları tarafından bir araca alınarak darp edildiği, yoğun şiddete, eziyet ve işkenceye maruz kaldığı” gerekçesiyle korumalardan şikâyetçi olmuştu. Soruşturma sonunda “kovuşturmaya yer yok” kararı verilmiş, bunun üzerine Sürenoğlu karara itiraz etmişti.

İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği, söz konusu kararı, 21 Ocak’ta kaldırdı. Adli Tıp Kurumu raporuna işaret edilen kararda, “‘kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle ‘kasten yaralama’ suçuna sebebiyet verebileceği, bu suç yönünden kamu davası açılması için yeterli delil bulunduğu” kaydedildi. Yeniden başlaması beklenen yargılama öncesinde, Türkiye İnsan Hakları Vakfı İstanbul Temsilciliği’nin de “tıbbi değerlendirme raporu” düzenlediği ortaya çıktı.

"İNSAN ELİYLE TRAVMA"

Olayın ve tıbbi incelemelerin yer aldığı raporun sonuç kısmında, “tespit edilen fiziksel ve ruhsal yakınma ve bulguların birbirleriyle ve kişinin anlatımlarıyla uyumlu ve gözaltı sürecinde maruz kaldığını aktardığı işkence süreçlerine ilişkin anlatımlarını destekler nitelikte olduğu ve anlatımlarına güvenilebileceği” kaydedildi. Travmatik yaralanmaların da “kaba dayak öyküsü ile uyumlu olduğu” aktarılan raporda, “travmatik sürece maruz kaldığı ortam koşulları ve yaralanmaların özellikleri birlikte değerlendirildiğinde, kişinin bu süreçte ‘insan eliyle oluşturulmuş travmaya’ maruz kaldığı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün Uluslararası Hastalık Sınıflandırması, ICD10 kapsamında Y07.3 kodu ile de belirtilen ‘işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele’ kapsamı içinde değerlendirilmesi gerektiği” vurgulandı.

"İMZALAMAZSAN DENİZE ATARIZ"

Sürenoğlu’nun, raporda yer alan olaya ilişkin anlatımları ise dikkat çekti. “Bir düğün için yol kapatılır mı?” demesinin ardından araca alınarak darp edilmeye başlandığını aktaran Sürenoğlu, “Hakaret, sövme, ölüm tehdidi, insanlık dışı sözler söylediler. ‘Vatan haini’ dediler. Ben vatanımı seviyorum. İngiltere’den vatanıma hizmet etmek için döndüm. Aidiyet hissettiğim tüm bağlarıma hakaretler, küfürler ettiler” dedi. Araca alındığı andan itibaren ellerinin ters kelepçeli olduğunu kaydeden Sürenoğlu, darp uygulayanların müdürünün geldiğini ve “Ne yapalım seni?” dediğini aktaran Sürenoğlu, “‘Hukuk ne gerektiriyorsa onu yapın’ dedim. O zaman daha da hiddetlendiler ve tekrar vurmaya başladılar. ‘Hukuk benim burada’, ‘Sen kendini ne sanıyorsun? Avukatlığın sökmez burada’ dediler. Aracın içinde bana bir tutanak imzalattılar. Okuyamadım bile ne yazdığını. ‘İmzalamazsan ayaklarından bağlayıp denize atarız’ dediler” ifadelerini kullandı.