Erdoğan'ın eski danışmanından dikkat çeken sözler: Roller tersine döndü!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski danışmanlarından Akif Beki, Erdoğan'ın ilk dönemlerindeki 'muhtar bile olamaz' manşetini hatırlatarak 'Roller tersine döndü' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı ve AK Part Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın
başbakanlığı döneminde danışmanlığını da yapan Karar yazarı Akif
Beki, bir hatırlatma yaptı. Beki'ye göre, Erdoğan sık sık
tekrarladığı Hürriyet'in "Muhtar bile olamaz" manşetine karşı
"çarpışa çarpışa" geldi. Beki, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem
İnce'nin haber kanalları tarafından mitinginin yayımlanmamasına
ilişkin olarak, "Roller tersine döndü" yorumunu yaptı.
İnce, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından cumhurbaşlığı
adaylığının açıklanmasının ardından ilk mitingini memleketi
Yalova'da yapmış, neredeyse hiçbir haber kanalı İnce'nin mitingini
canlı vermemişti.
İnce bunun üzerine haber kanallarına tepki göstererek, ambargoya
devam etmeleri durumunda, mitinglerini haber kanallarının binaları
önünde yapacağını söylemişti.
Beki, Erdoğan'ın 'mağduriyet'ini anlattığı yazısında roller bu
seçimde değiştiğini İnce'nin 'mağdur' olduğunu söyledi.
Karar yazarı Beki yazısında şu ifadeleri kullandı:
‘Muhtar bile olamaz’ manşetleriyle çarpışa çarpışa iktidara
geldiğini boşa söylemiyor Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Şimdi de CHP adayı Muharrem İnce ‘Manşetlerle çarpışa çarpışa
mücadele’den söz ediyor.
Roller tersine döndü sadece.
Eskinin kartel medyası öldü, yaşasın beter olan yenisi mi!
İşte Beki'nin bugünkü "'Sözde bile olamaz'
manşetleri" başlıklı yazısı:
Cumhur İttifakı’na dört dörtlük ‘Cumhur İttifakı’ diyen ama Millet
İttifakı’na ‘sözde Millet İttifakı’ bile diyemeyen
manşetler!...
FETÖ’nün sözde lideri, PKK’nın sözde yöneticisi, sözde mahrem yargı
imamı, sözde kanton bölge sorumlusu tanımlamalarındaki sihirli
sözcük var ya...
Cümlede, varlığını tanımak istemediğinizden önce zikrettiğinizde
onu tanır duruma düşmekten sizi kurtaran, gayrimeşruyu tanımadan
tanımlamak için kullanılan sözcük hani...
İşte resmi ideolojilerimizin evvel ezel çok sevdiği o ‘sözde’
nitelemesini dahi Millet İttifakı için çok görüyorlar.
PKK’nın kendi terör şeflerine taktığı rütbeleri yok saymaya
yarıyor. FETÖ’nün ihanet kurmaylarına biçtiği makamları ademe
mahkum etmeye yetiyor. Kanunsuzların kendilerine layık gördükleri
korsan ünvanları meşrulaştırmadan anmaya imkan sağlıyor bu
sözcük.
Fakat meşru demokratik iktidar mücadelesine giren siyasi aktörleri,
kendilerine uygun gördükleri adlandırmayla anmaya yetmiyor. YSK’ya
bildirerek resmen tescil ettirdikleri, oy pusulasına işlettirme
hakkı kazandıkları, siyasi varlıklar envanterine kaydettirdikleri
halde hem de...
Devlet tanıyor, baskın manşetler yine de ‘siyaseten sakıncalı’ diye
tanımıyor, tanımazdan geliyor.
Yokmuş, külliyen bir yalanmış gibi de yapmıyorlar. Şeytanlaştırmak
için hakaret lakapları bulup takıyorlar.
‘FETÖ İttifakı’ kulpuyla açtılar bahsi, ‘İlkesizler İttifakı’ ve
benzeri aşağılayıcı yakıştırmalarla ilerliyor.
Sanmayın ki gazeteciliğin şekil şartlarına riayet ya da zevahiri,
görüntüyü kurtarmak gibi kaygıları var.
Hayır, iktidar sözcülerine söyletip onların ağzından vermiyorlar
tahkiri. Doğrudan yerine geçip iktidar ağzıyla muhalefete cevap
veriyor, laf yetiştiriyor, polemiğe giriyorlar.
16 yıldır ‘Buysa yere batsın sizin gazeteciliğiniz, habercilik bu
değil, eleştiri değil militanlık yapıyorsunuz, muhalefetin yerine
geçip kayıtdışı siyasi aktörlüğe soyunuyorsunuz, halkı aydınlatmak
yerine AK Parti’ye karşı karalama kampanyası yürütüyorsunuz,
hortumları kesilen besleme medyasınız, vesayetin propaganda
ayağısınız, düzeniniz bozulduğu için hırçınlaştınız, nereden
saldıracağınızı şaşırdınız, sevsinler sizin tarafsızlığınızı,
yemezler’ diye mangalda kül bırakmayanlar onlar değilmiş
gibi...
Neyi savunageldilerse tam zıddını hiç sıkılmadan, üstüne de
fazlasını koyarak yapmayı içe sindirenlerin, manşetlerinden ilke ve
ahlak sattığı yerde... Millet İttifakı, bir ‘sözde’ bile
olamıyor.
***
O kadar ki...
Siyasi hayatı boyunca sözlerinin cımbızlanmasından,
çarpıtılmasından, montajlanmasından şikayet eden rahmetli
Erbakan’ı, yattığı yerde de rahat bırakmadılar.
Sırf Saadet’i ve Karamollaoğlu’nu çürütmek uğruna... Rahmetliyi
“CHP’ye aldanıp kuyruğuna takılmayın, sonra dövecek diz de
bulamazsınız” derken gösteren bir video sürdüler dolaşıma. Meğer
“AKP’nin kuyruğuna takılmayın” diyormuş orijinalinde, montaj
çıktı.
Bu filmi seyretmiştik, yöntemin kaba sabalaşmasından başka ne
değişti?
Şu irtica tehlikesi, bu bölücü tehdit diyerek güya öcüleştirdikleri
Milli Görüş gibi sözde yıkıcı siyasi cereyanlar, 40 yıl az mı çekti
eskinin kartel medyasından...
‘Muhtar bile olamaz’ manşetleriyle çarpışa çarpışa iktidara
geldiğini boşa söylemiyor Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Şimdi de CHP adayı Muharrem İnce ‘Manşetlerle çarpışa çarpışa
mücadele’den söz ediyor.
Roller tersine döndü sadece.
Eskinin kartel medyası öldü, yaşasın beter olan yenisi mi!