Erdoğan'ın eski basın danışmanı Fehmi Koru'yu hedef aldı: FETÖ davasını sulandırmak için...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hayatını anlatan kitabıyla da tanınan ve Erdoğan'ın basın danışmanlığını da yapan eski AKP milletvekili Hüseyin Besli, Fehmi Koru'yu hedef aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hayatını anlatan kitabıyla da tanınan ve
Erdoğan'ın basın danışmanlığını da yapan eski AKP milletvekili
Hüseyin Besli, Fehmi Koru'yu hedef aldı. Besli, Akşam gazetesine
yazdığı bugünkü yazıda Koru'nun son kitabıyla Fethullah Gülen'i ve
çevresini korumaya aldığını söyledi.
Ergenekon ve Balyoz davasına ilişkin tespitlerden sonra "Devran
döndü, şimdi o davaları sulandıranlar ve hatta o davaların
üzerinden güç toplayanlar ve/veya mevcut gücünü tahkim ederek
devleti ele geçirme kalkışmasında bulunanlar yargılanmakta.
Mahkemeler ne der bilmem. Ama kamu vicdanında bu kişiler iki kere
suçludurlar. Birincisi devleti zorla ve cebirle ele geçirmekse,
ikincisi ise aslında bal gibi darbe yanlısı olan kişilerin yargıdan
kurtulmalarına sebep olmalarıdır. Bütün bunlar ayan beyan
ortadayken, hâlâ birilerinin ortaya çıkıp, tıpkı Ergenekon ve
Balyoz davalarında olduğu gibi, söz konusu davaları da sulandırmaya
çalışmaları ibretlik birer levha biçiminde kendini ele vermektedir"
diyen Besli konuyu Fehmi Koru'ya şöyle getirdi:
"Fetullahçılarla yakınlığıyla da tanınan Fehmi Koru, biraz da
güncelden faydalanma güdüsüyle olacak, 17-25 Aralık olaylarından
hareketle hazırlanmış bir kitap yayımladı: ‘Ben Böyle Gördüm’
ismiyle. Koru; her ne kadar objektif bir gazeteci olarak meseleye
bakıyormuş gibi davransa da ya da öyle algılanılması için özel bir
yöntem uygulamaya çalışsa da, kitap satır aralarıyla beraber
okunduğunda, yapılmak istenenin son tahlilde Fetullah Gülen’in bu
meseleden yırtma ihtimaline dair kapıları açık tutmaya yönelik
çabalar olduğu dikkatlerden kaçmıyor" dedi.
KORU GÜLEN'İ KORUMAYA ALIYOR
Kitaptan alıntılar yapan Besli, Fehmi Koru'nun niyetine ilişkin
şunları söyledi: "Kitaptan daha fazla alıntı yapmak bir gazete köşe
yazısının sınırlarını aştığı için bu bağlamda küçük bir anekdotla
yetineceğiz. Ayrı bir başlık olarak yazdığı ‘efsunlu, gizemli
kişilik’ bölümüne ve tamamına baktığımızda kitabın, Koru’nun bugün
de aynı kanaatlerini koruduğunu görmekteyiz. O kadar ki; sadece
birey olarak Gülen’i değil, Gülen’in yakın çevresini de koruma
çemberine alabilmek için Sayın Koru; paralel içinde bir
‘paralel’den söz etmekte. Bu istek ve arzusunu gerçekleştirmek
içinse bazı müşahhas önerilerde bulunmakta.
Koru’ya göre davalar münhasıran devlet memurları için açılmalı,
(nasıl olsa onların sayısı çok, özgül ağırlıkları düşük) bu
davalara siviller dâhil edilmemeli. Cemaatin varlıklarına (okullar,
medya organları, bankalar, şirketler vs.) el konulmamalı, kayyum
atanmamalı. Hele hele yurtdışındaki okullarına zinhar
dokunulmamalı. Paralelci temizliği adı altında kıyım yapmaktan bir
an önce vazgeçilmeli vs. "
Besli, Koru'ya yönelik suçlamasını şöyle bitirdi: "Şimdi, sorulması
gereken şu; 'Sizce de, birileri Fetullahçı Terör Örgütü davalarını
sulandırmak ve anlamsızlaştırmak için özel bir gayret sarf etmiyor
mu?'”