13 Nis 2015 12:26 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:28

Erdoğan'ın damadından teşekkür yazısı! "Allah sonumuzu hayreylesin!"

AK Parti İstanbul 1. Bölge 6. Sıra Milletvekili adayı Berat Albayrak, adaylığı sonrası köşesinden teşekkür yazısı yayınladı.

AK Parti adayları listesinin en önemli isimlerinin başında gelen Sabah gazetesi yazarı Berat Albayrak bugünkü köşesinden adaylığına destek verenlere teşekkür etti.

Siyasi hayatının 30 yıl önce başladığını yazan Berat Albayrak, "Biz, bize öğretilen istikamette yeni bir sefere çıktık. Gelecek ve akıbet, muhakkak tüm irade ve gök kubbeyi kuşatan mutlak güç sahibinin elindedir. Allah sonumuzu hayreylesin"dedi.

AK Parti milletvekili adayı Berat Albayrak'ın yazısından öne çıkan bölümler şöyle:

"Bundan yaklaşık 30 küsur yıl önce Yusuf İslam'ın (Cat Stevens) ilk Türkiye ziyaretinde katıldığı bir mitingde, kendisine sahnede çiçek vererek fiili olarak başlayan siyasi yolculuğumuz geçtiğimiz hafta gerçekleşen adaylık süreciyle birlikte artık resmi bir hal aldı.

Biz, bize öğretilen istikamette yeni bir sefere çıktık. Gelecek ve akıbet, muhakkak tüm irade ve gök kubbeyi kuşatan mutlak güç sahibinin elindedir. Allah sonumuzu hayreylesin. Bu vesileyle bize ulaşıp kalben dua eden ve destek veren herkese çok teşekkür ediyoruz. Dostlarımıza selam olsun..."

KİM NE DERSE DESİN...

Berat Albayrak köşesinin başka bir bölümünde ise İlber Ortaylı'nın sözleri ile gündeme gelen Yeni Türkiye tartışmasına dahil oldu.

"Son dönemde özellikle birileri tarafından Yeni Türkiye söyleminin bilinçli ve planlı olarak değersizleştirilmeye çalışıldığına şahit oluyoruz" diye yazan Albayrak, "Ancak kim ne derse desin ne tür plan yaparsa yapsın toplumun bütün paydaşları bu sürece katılmaktadır ve bireylerin kafasında bu zihinsel dönüşüm başlamıştır. Hiç şüphe yok ki bu zihinsel dönüşüm yine muhalefete değil, iktidar partisine nasip olmuştur" tespitinde bulundu.

TOPLUMSAL KARŞILIKLARI HER GEÇEN GÜN ERİYOR

Albayrak şöyle devam etti:


"Yazıktır ki, Yeni Türkiye vizyonunda daha özgür, demokratik, özgüvenli, şuurlu olan, ekonomik ve siyasi olarak da daha güçlü duran bir Türkiye yine aynı grupları rahatsız etmektedir. Bunların toplumsal karşılığı ise her geçen gün erimektedir. Tabii ki, kendilerini mezhepsel ve etnik bir söylemden kurtaramayanların, ülkeyi ve toplumu birleştirici ve kucaklayıcı bir siyaset çizgisinde duramayanların, yahut kendinden menkul elitist bir yaklaşımla sürekli toplum mühendisliğine soyunanların statükodan yana olup "Yeni Türkiye"den rahatsız olmaları gayet doğaldır.

Bugün, bölgesel sorunların her geçen gün daha da tırmandığı, iç ve dış ekonomik tehditlerin daha da arttığı, ülke huzur ve istikrarına yönelik fitnelerin ve provokatif eylemlerin daha fazla gündeme gelmeye başladığı bir süreçte işte bu yeni ve güçlü Türkiye'ye olan ihtiyaç belki de 200 yıldır hiç bu kadar fazla olmamıştır. Tüm Türkiye'yi yekvücut bir söylem ve siyasetle kuşatamayanların bunu anlaması ve buna çözüm üretmesi de beklenemez.

Onun içindir ki, bu tarihsel sürecin ve pozisyonun farkında olan herkese düşen öncelikli görev, bu sürecin ne kadar kıymetli ve ehemmiyetli olduğunun farkında olmayan her bir bireyin idrak edebilmesi için sonuna kadar çalışmaktır. Belki de yıllar sonra bu çalışmanın karşılığını, nesiller boyu süren başka bir "Diriliş" hikâyesine konu olarak muhataplarının duasıyla ahirette alacaklardır..."