14 Haz 2015 22:35
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:39
Erdoğan'ın 'Benim polisim destan yazdı' sözü kitap oldu
Gezi eylemlerinde İstanbul, Ankara, Antakya, Eskişehir, Adana, Mersin ve Antalya’da yaşanan 56 ‘polis ve devlet şiddeti’ tanıklığı bir kitapta bir araya geldi.
Gezi eylemlerinde İstanbul, Ankara, Antakya, Eskişehir, Adana, Mersin ve Antalya’da yaşanan 56 ‘polis ve devlet şiddeti’ tanıklığı bir kitapta bir araya geldi.
H. İlksen Mavituna, Gözde Kazaz, Deniz Koloğlu, Didem Gençtürk ve Saner Şen’in derlediği ‘Polis Destan Yazdı’ isimli kitapta, kendi ifadeleriyle, “Değişik yaşlardan, değişik toplumsal gruplardan, değişik saiklerle protestolara katılmış veya sadece ‘oradan geçerken’ gazın içinde kalmış” 56 mağdur ve tanık, anlattıklarıyla Gezi dönemindeki polis ve devlet şiddetine dair bir arşiv yarattı.
‘Benim polisim destan yazdı’
Adını dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ın Gezi eylemleri sırasında “Benim polisim destan yazdı” sözünden yola çıkarak alan kitap, iki yıllık bir emeğin ürünü.
İletişim Yayınları’ndan çıkan kitabın editörlüğünü Tanıl Bora üstlenirken, kapak fotoğrafı Nazım Serhat Fırat’a ait.
Kitabın önsözünde ise gazeteci Pınar Öğünç’ün imzası var.
‘Devletin vatandaşına açtığı savaş’
Öğünç’ün önsözünden kısa bir bölüm ise şöyle:
“Gezi Parkı eylemlerine katılanların neredeyse yarısı, evden çıkmalarına gerekçe olarak ‘Polis şiddetinin artmasını’ anmıştı. Polis cebri, öngörülenin tersi etki yapmış, iktidarların anlamlandırmaya yanaşmayacağı biçimde, bizatihi toplumsal kalkışmanın yükseltici nedenlerinden biri olmuştu. Olaylar yaygınlaştıkça, Türkiye’de siyasi iktidarlar değişse de sabit kalan polis ‘müdanasızlığında’ da yeni bir evreye geçildi.
Doğrudan dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’dan gelen ‘Emri ben verdim’ güvencesi, tüm Türkiye’nin ‘Gezi’ye açılan sokaklarında devletin vatandaşına açtığı savaş izlenimi veren sistematik, yaygın, sıklıkla hukuk dışına çıkan yoğun şiddete sahne oldu.”
H. İlksen Mavituna, Gözde Kazaz, Deniz Koloğlu, Didem Gençtürk ve Saner Şen’in derlediği ‘Polis Destan Yazdı’ isimli kitapta, kendi ifadeleriyle, “Değişik yaşlardan, değişik toplumsal gruplardan, değişik saiklerle protestolara katılmış veya sadece ‘oradan geçerken’ gazın içinde kalmış” 56 mağdur ve tanık, anlattıklarıyla Gezi dönemindeki polis ve devlet şiddetine dair bir arşiv yarattı.
‘Benim polisim destan yazdı’
Adını dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ın Gezi eylemleri sırasında “Benim polisim destan yazdı” sözünden yola çıkarak alan kitap, iki yıllık bir emeğin ürünü.
İletişim Yayınları’ndan çıkan kitabın editörlüğünü Tanıl Bora üstlenirken, kapak fotoğrafı Nazım Serhat Fırat’a ait.
Kitabın önsözünde ise gazeteci Pınar Öğünç’ün imzası var.
‘Devletin vatandaşına açtığı savaş’
Öğünç’ün önsözünden kısa bir bölüm ise şöyle:
“Gezi Parkı eylemlerine katılanların neredeyse yarısı, evden çıkmalarına gerekçe olarak ‘Polis şiddetinin artmasını’ anmıştı. Polis cebri, öngörülenin tersi etki yapmış, iktidarların anlamlandırmaya yanaşmayacağı biçimde, bizatihi toplumsal kalkışmanın yükseltici nedenlerinden biri olmuştu. Olaylar yaygınlaştıkça, Türkiye’de siyasi iktidarlar değişse de sabit kalan polis ‘müdanasızlığında’ da yeni bir evreye geçildi.
Doğrudan dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’dan gelen ‘Emri ben verdim’ güvencesi, tüm Türkiye’nin ‘Gezi’ye açılan sokaklarında devletin vatandaşına açtığı savaş izlenimi veren sistematik, yaygın, sıklıkla hukuk dışına çıkan yoğun şiddete sahne oldu.”