04 Ara 2007 06:00 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:51

ERDOĞAN'IN BAŞLATTIĞI TARTIŞMA!... TÜRKİYE'DE GAZETELERİN TİRAJLARI YÜKSEK Mİ, DÜŞÜK MÜ?.. GAZETELERİN SEVİYELERİ KÖTÜ MÜ?...

Başbakan Erdoğan'ın gerçek dışı haberler üzerine yaptığı değerlendirme, Türkiye'de yeni bir tartışmaya yol açtı.

Gazetecilik ve doğrular

Gazetelerin tirajları yüksek mi, düşük mü?
Gazetelerin seviyesi kötü mü?

Öncelikle altını çizmek gerekir ki, bir ülke tüm kurumlarıyla birlikte yükselir veya geriler.
Basın ne kadar ileri veya geriyse, üniversiteler, partiler, sağlık sistemi, adalet sistemi de o kadar ileri veya geridir.
Elbette her kurumun içinde istisnalar vardır, ülke standartının üzerine çıkan ve uluslararası düzeyde oyuncu olabilecek seviyede olan..

Gazetelerin tirajına gelince, günde bir doların altında bir gelirle yaşamak zorunda olan milyonların olduğu bir üllke için facia diyemeyeceğimiz bir seviyedir.
Liselilerinin okumak yerine iyi test çözmeye yönlendirildiği bir ülke için de iyidir bugünkü rakamlar.

Sorun tiraj sorunu değildir esas olarak.
Asıl sorun, basının kullanılış biçimidir.
Bu ülkede medyanın bir zenginleşme aracı olarak kullanılmasıdır sorun.

Bu ülkede gazete sahipleri en son ne zaman başbakanlarla sadece basının dertlerini konuştular hatırlamıyorum açıkçası.
Medya patronları avantajlı ihale peşinde koştukları, gazetelerini bu hedef doğrultusunda kullandıkları için basın gücünü ve inandırıcılığını yitirdi.

Atılan ve atılmayan manşetlere ilişkin, "neden" sorusu basını yıprattı.
Ancak bütün bu yıpranmaya rağmen bayide parayla satılan gazetelerin bunca rekabete rağmen düşük tirajda olduklarını söyleyemeyiz.
Muhafazakar basının da bundan daha büyük bir sıkıntı içinde olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz.

Burada da bu ülke insanın okuma alışkanlığı devreye giriyor.

Dediğim gibi, ülke bütün kurumlarıyla yükselir, geriler ve bir bütün olarak ülke halkı da bu değerlendirmenin dışında tutulamaz.

Yazılı kültürü tam sindiremeden görsel kültüre geçmiş olan ülkemizde, çoğu gazetenin internet sitesine kadın görüntüsü koymasının sırrı da bu bence.

Okumaktansa resmine bakmak daha çok ilgi çekiyor.

O yüzden gazeteleri tek başına günah keçisi yapmamak doğru olur.
O gazeteleri okuyacak insanların gelişimine fırsat veriyor muyuz, vermiyor muyuz onu da sorgulamak gerekir.

Ergun Babahan/Sabah