Erdoğan'dan 3 Mayıs mesajı: Basın özgürlüğü siyasi kalkandır
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'yle ilgili açıklamalarda bulundu.
Kritder dergisine röportaj veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, söyleşide
daha adil bir dünyayı tesis etmek için çabaladıklarını belirten
Erdoğan, Türkiye'nin bölgesel ve küresel sorunların ve
adaletsizliklerin giderilmesinde öncülük yapmak ve mazlumların sesi
olup onlara ulaşmak için güçlü olması gerektiğini ifade etti.
Erdoğan ayrıca, ''Türkiye'de basın özgürdür. Aksini iddia edenlerin
basın özgürlüğünden anladıkları, eskisi gibi hükümet kurup hükümet
yıkan bir medya gücüne sahip olmaksa, bunun olmayacağı bir
Türkiye'de yaşıyoruz'' dedi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Aynı tavrın siyasette ve dış politikada da örneklerini gördük. Bir
milletvekili, bu milletin askerini ve polisini şehit eden, halkı
göç etmeye zorlayan, şehirleri yaşanmaz hale çeviren teröristlere
destek veren, çanak tutan açıklamalar nasıl yapabilir? Bir devletin
buna sessiz kalması mümkün olabilir mi? Bu anlamda teröre destek
veren milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını da
yine bu milli tutumun gereği olarak görüyorum. Yerlilik ve
millilik, siyasetten iş dünyasına, medyadan eğitime, akademiden
sanata, istihbarattan savunmaya kadar her alanda kriter
olmalı."
Erdoğan, bütün siyasi hayatı boyunca samimi gayretlerinin millet
tarafından karşılıksız kalmadığını belirterek, "Milletimizin layık
gördüğü her görevde olduğu gibi, Türkiye'nin doğrudan milletin
oyuyla göreve gelmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak da her zaman 'daha
fazla hizmet etme' anlayışıyla görevimi yürütüyorum. Sırtını
millete değil vesayet odaklarına dayayanlar, siyaset ve toplum
mühendisliğine girişenler ya da terör örgütlerinden güç alanlar,
bizim bu topraklar ile olan gönül bağımızı anlayamazlar" dedi.
"Ülkemiz, manipülasyonlarla krizlere sokulamayacak sağlam
bir istikrar zeminine kavuşmuştur"
Gezi olayları, 17-25 Aralık darbe girişimi ya da son terör
eylemlerinin arkasında, Türkiye'de son dönemde her alanda yaşanan
gelişmelerden duyulan rahatsızlık olduğunu dile getiren Erdoğan,
"Ama şu gerçeğin de görülmesi lazım; Türkiye, artık eski Türkiye
değil. Ülkemiz, manipülasyonlarla krizlere sokulamayacak sağlam bir
istikrar zeminine kavuşmuştur. 'Yeni Türkiye' yolunda kararlılıkla
yürüyoruz. Önümüze çıkarılan son engel ise en aşağılık, en insanlık
dışı yöntem olan terörün yeniden hortlatılması oldu. Fakat Allah'ın
yardımı ve milletin desteğiyle, bu saldırıların hepsini de boşa
çıkardık, çıkaracağız" değerlendirmesinde bulundu.
''Paralel yapı''yla mücadele
''Paralel yapı''nın devlete ve millete yönelik bir tehdit olduğunu
belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Geçmişte yaşadığımız birçok sorunlu olayın arkasında, özellikle
devletin kritik kurumlarına sızan bu şer örgütün elemanlarının
izine rastlıyoruz. Paralel Yapı, yerleştiği bütün kurumlarımızda
çok büyük tahribat oluşturdu. Bu tahribatı onarmak için daha
yapılacak çok iş olduğunun farkındayız. Şu anda devletimizin tüm
kurumları ve milletimiz bu yapı ile mücadeleyi sahiplenmiştir. Ama
daha etkin bir mücadele sergilemek durumundayız. Benim "tabanı
ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet" diye tarif ettiğim bu
yapının gerçek yüzünü görüp uzaklaşan samimi kardeşlerimiz oldu.
Artık bu yapı marjinalleşen bir örgüt haline dönüşmüştür. Milli
güvenliğimizi tehdit eden her örgüt gibi, bunlarla da mücadeleye
kararlılıkla devam edilecektir."
IŞİD ile mücadele
Erdoğan, IŞİD ile mücadeleyi Türkiye kadar sonuç alıcı şekilde
gerçekleştiren başka bir ülke bulunmadığına dikkati çekerek, bazı
ülkelerin IŞİD'le mücadele bahanesiyle Suriye'de kendi bölgesel
projelerini hayata geçirmeye çalıştığını kaydetti. Türkiye böylesi
bir çaba göstermesine rağmen, bazı ülkelerin bir kısım terör
örgütlerine karşı hareketsiz kaldığına işaret eden Erdoğan,
"Ülkemizde alçak terör eylemleri gerçekleştiren PKK veya PYD için
Avrupa'da her türlü destek ve propaganda faaliyetlerine sessiz
kalınabiliyor. Bu tablo, 'terörle mücadelede uluslararası
dayanışma' mesajlarına gölge düşürüyor. 'Bana dokunmayan yılan bin
yıl yaşasın' ikiyüzlülüğü ile bu iş çözülemez. Uluslararası
kurumlar ve tüm devletler, ayrım yapmadan bütün terör örgütlerine
karşı samimi bir şekilde ortak tavır almalıdır" ifadelerini
kullandı.
"Şimdi operasyonlar dönemi"
Kimsenin bu milletin huzuruna, birliğine, canına kastetmesine izin
vermeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, çözüm sürecinin istismar
edildiğini ve şimdi operasyonlar dönemi olduğunu söyledi. Terör
örgütü PKK'nın, etkin operasyonlar karşısında sıkışınca bazı
yabancı devletler, aktörler ya da medya üzerinden "silah bırakma",
"yeniden masaya dönme" gibi çeşitli mesajlar gönderme yolunu
denediğini aktaran Erdoğan, bu aşamadan sonra çözümün, terör
örgütünün en küçük bir unsuru dahi kalmayacak şekilde ülke
topraklarından sökülüp atılması olduğunu ifade etti. Erdoğan,
terörle mücadele sürecinde halk desteğine ilişkin soru üzerine,
"Burada, beni en çok sevindiren şey, bölge halkının, Kürt
kardeşlerimizin terör örgütünün karanlık amacını çok iyi görmesi ve
bunların yanında yer almaması oldu. Teröristler ve siyasi
destekçileri kendi kendilerine özerklikçilik oynadılar, yalnız
kaldılar ve kaybettiler. Milletin desteğinin ve duasının elde
edildiği her mücadele gibi, terörle mücadele de başarıyla
sonuçlanacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Türk tipi başkanlık
Erdoğan, yeni anayasa ya da başkanlık sistemi tartışmalarının,
büyüyen Türkiye'nin yeni ihtiyaçları dolayısıyla gündeme geldiğini
belirterek, "Türk tipi başkanlık sistemi olmaz" diyenlerin, bu
milletin iyi bir şey ortaya çıkarabileceğine hiçbir zaman
inanmayanlar olduğunu dile getirdi. Zaten dünyada uygulanmakta olan
tek bir başkanlık sistemi modeli bulunmadığına dikkati çeken
Erdoğan, evrensel standartların Türkiye'nin kendi
tarihi ve kültürüyle sentezlendiği bir modelde özgün bir başkanlık
sisteminin elbette olabileceğini ifade etti.
"Basın özgürlüğü meselesi, siyasi bir kalkana dönüşmüş
durumda"
Basın özgürlüğü konusunda Türkiye'nin içeriden ve dışarıdan haksız
eleştirilere maruz kaldığına değinen Erdoğan, "Türkiye'de basın
özgürdür. Aksini iddia edenlerin basın özgürlüğünden anladıkları,
eskisi gibi hükümet kurup hükümet yıkan bir medya gücüne sahip
olmaksa, bunun olmayacağı bir Türkiye'de yaşıyoruz. O günler geçti
artık. Elbette özgürlükleri daha da genişleteceğiz. Ama bugün
Türkiye'de basın özgürlüğü meselesi, siyasi bir kalkana dönüşmüş
durumdadır. Bunu gündeme getirenlerin aslında medya ile ilgili bir
dertleri yoktur" yorumunu yaptı.
Erdoğan karşıtlığı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasette 'Erdoğan karşıtlığının' bir kimlik
halini almasına ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı:
"Bu, şahsımla ilgili değil, millete karşı bir tutumdur. Asıl önemli
olan, bu karşıtlığın kimleri yan yana getirdiğidir. Bakıyorsunuz
terör örgütü PKK destekçileri ile Paralel yapı üyeleri yan yana. Ya
da bugüne kadar birbiriyle kavga edenler kol kola. Bu süreç aynı
zamanda maskelerin düşmesini, millete cephe açanların gerçek
yüzünün görülmesini de sağladı. Bu açıdan hayırlı da olmuştur."