09 Kas 2018 13:00 Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:58

Erdoğan'a hakaretten hapis cezası alan ünlü yazar: “Ferman padişahın dağlar benimdir”

Hüsnü Mahalli Korkusuz gazetesindeki bugünkü “Ferman padişahınsa Dağlar Benimdir” başlıklı yazısında, hapis cezasının ayrıntılarını aktardı.

Gazeteci Hüsnü Mahalli'ye "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan 2 yıl 5 ay hapis cezası verildi. Mahalli'ye "Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine hakaret" suçundan ise 1 yıl 8 ay hapis cezası verilerek bu hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi.

Hüsnü Mahalli Korkusuz gazetesindeki bugünkü “Ferman padişahınsa Dağlar Benimdir” başlıklı yazısında, hapis cezasının ayrıntılarını aktardı.

“Bir günde hazırlandığı belli olan bir dosya ile 13 Aralık 2016 gecesi gözaltına alındım” diyen Mahalli şöyle devam etti:

“Ertesi gün sağlık durumum kötüleşince Vatan Emniyet'ten Cerrahpaşa'ya götürüldüm. Ertesi gün o halimle savcıya gittim ve Savcı 'Kaçabilir ve delilleri karartabilirim' gerekçesiyle tutuklanmamı istedi ve o gece Silivri'ye kapatıldım. Oysa ne kaçabilir ne de delilleri karartabilirdim çünkü delil denilen şey gazete, televizyon ve Tvvitter'de yazıp anlattığım şeylerdi. Silivri'de durumum tekrar ağırlaşınca avukatlarım, sevgili dostum Barış Yarkadaş, medya ve başta CHP lideri Kılıçdaroğlu olmak üzere milletvekillerinin yoğun ilgisi sonucu tekrar Cerrahpaşa'ya kaldırıldım. Başta Nörolojinin çok değerli hoca ve çalışanlarının ilgisiyle 'felç olmaktan kurtuldum' diyebilirim. Bedduadan hiç hoşlanmam ama İslami ve insani olarak beni o hallere düşürenleri varsa hakkımı helal etmiyorum.”

“ERDOĞAN'A DİKTATÖR DİYEREK HAKARET ETMİŞİM”

Hüsnü Mahalli “Gelelim düne. Bana yönetilen suçlamaya bakalım: Halk TV, Yurt Gazetesi ve Twitter'de 'Türkiye; Suriye'de savaşan terör örgütlerine yardım ediyor, yabancı cihatçılar Türkiye'den Suriye'ye giriyor ve yüzlerce TIR Suriye'ye gidiyor' gibilerinden bir şeyler söylemiş ve yazmışım” diyerek şu değerlendirmelerde bulundu:

“Yandaş medya o sıralar bana yönelik iğrenç, rezil ve ahlaksız bir linç operasyonu yürütüyordu. Bunun dışında meğer ben Cumhurbaşkanı Erdoğan'a diktatör diyerek hakaret etmişim. Savunmalarımda özetle: ‘Benin Suriye ve diktatörlük ile ilgili yazıp ve söylediklerimin çok daha fazlasını ve çok daha sert ve detaylısını şu anda iktidarda olan Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu, Tuğrul Türkeş, MHP lideri Bahçeli'nin dışında CHP lideri Kılıçdaroğlu ve Başbakan eski Yardımcısı ve AKP kurucusu Abdüllatif Şener başta olmak üzere onlarca siyasetçi, eski bakanlar, emekli diplomatlar, emekli generaller, meslektaşlarımız, ABD Başkan Yardımcısı Biden, Alman Başbakan Merkel ve daha bir çok yabancı lider ve yöneticisi söylemiş ve yazmıştır... 2016'da Türkiye ile arası bozuk olan Putin benzer konularla ilgili uydu görüntülerini yayınlamıştır... Türkiye; Rusya ve İran ile barıştı ve şimdi birlikte Nusra dahil bütün silahlı gruplarla ilgili olarak İdlib dahil Kuzey Suriye'de ortak hareket ediyor. ÖSO ve diğer silahlı gruplar Suriye devletine göre hepsi terör örgütüdür. Bu da yetmedi TSK Kuzey Suriye'ye girdi ve şimdi o bölgelerde 50 bin kadar ÖSO ve diğer grupların militanlarıyla birlikte hareket ediyor, maaşlarını veriyor ve silah dahil her şeylerini gönderiyor. Günlük yüzlerce TIR'la. Bütün bu onları özetleyen son açıklamayı 27 Ekim 2017'de Katar eski Başbakanı Hamed Bin Casim yaptı. Bin Casin 'Biz, Suudi Arabistan, Türkiye, ABD, batılı ülkeler ve Körfez ülkeleri hep birlikte Suriye'de savaşan gruplara her türlü silah, para ve cihatçı yardımında bulunduk ve her şeyi Türkiye üzerinden yaptık' dedim. Dedim ama mahkeme bütün bu anlattıklarımı, yaşımı ve ağır sağlık sorunlarımı göz önünde bulundurmadı ve kararını verdi: 'Kamu görevlilerine hakaretten 1 yıl 8 ay 25 gün ve Cumhurbaşkanına hakaretten 2 yıl 5 ay 5 gün hapis cezası verdi.”

“ÖZGÜR DOĞDUM KÖLE OLAMAM”

“Hukuki süreç nasıl gelişir bilmem ama mahkemede de söylediğim gibi ben bir GAZETECİ olarak dünya alemin söyleyip anlattığı şeyleri yazıp anlattım” diyen Mahalli yazısını şöyle sonlandırdı:

“Onlar suçlu olmuyor ama ben cezalandırılıyorum. # Bir GAZETECİ olarak benim yaşadığım ve çok sevdiğim ülkeye ve insanlarına karşı bir sorumluluk görevim var ve ben bu görevi yanlışlara dikkat çekerek yerine getirdim. O günlerde yazıp anlattığım her şey doğrulandı, kanıtlandı ve şimdi doğru işler yapılmaya çalışılıyor. Mahkemede söylediğim gibi 'bana ceza değil ödül verilmelidir'. Uzatmaya gerek yok çünkü birileri konuşmamı ya da yazmamı istemiyor. Yani gerçekleri bilmenizi istemiyor. Çünkü ben çok şeyi bilir ve bildiğim tüm gerçekleri anlatmak için yaratılmış iyi bir insan ve iyi bir Müslümanım. Ne demiş Sevgili Peygamberimiz? ‘Haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır'. Yani? Yanisi yok 'Ferman Padişahınsa bu ülkenin dağları benimdir'. Çok daha özgür, demokrat, barışık ve mutlu bir Türkiye ve coğrafya için, Özgür doğdum köle olamam.”