17 Kas 2016 11:40
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:40
Erdoğan, Pakistan'da Pakistan medyasını eleştirdi: Bazı köşe yazarlarının...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Pakistan ziyareti kapsamında mevkidaşı Memnun Hüseyin'le yaptığı ortak basın açıklamasında Pakistan medyasına eleştiriler yöneltti
Erdoğan, "Bugünkü Pakistan gazetelerinde bazı köşe yazarlarının masum ifadeleri kabul edilemez. Okuyunca üzüntü duydum" dedi. "Pakistan Milli Eğitim Bakanlığı'yla bizim oluşturduğumuz maarif vakfının müşterek çalışmalarıyla bu okullardaki öğrenciler yine yetiştireceklerdir" diyen Erdoğan, "Bu konuda Pakistan'ın gösterdiği dayanışmaya çok teşekkür ediyorum" ifadesini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Pakistan ile ilişkilerimiz başbakanlığım döneminden bu yana 14 yıldır artarak devam ederek gelişmektedir. Başbakanlığım döneminde tesis ettiğimiz ülke düzeyini stratejik konsey çalışmalarıyla 5 yıllık süre içerisinde yaklaşık 50 bin anlaşma yaptık. Tabii aramızda siyasi, askeri, ekonomik birçok çalışmalar devam ediyor. Bütün bu çalışmaların yanında savunma alanında olsun, enerji alanında olsun kaydettiğimiz birçok aşama var. Az önce değerli kardeşimin de ifade ettiği gibi 2017 yılına girmeden serbest ticaret anlaşmasını tamamlamayı hedefliyoruz. Bölgesel ve uluslararası gelişmeleri değerlendirme fırsatı bulduk. Özellikle Keşmir konusunda son dönemdeki gelişmeleri ele aldık. Keşmirli kardeşlerimizin yaşadıkları sıkıntılar ve artan gerilim göz ardı edilemeyecek boyutlara ulaşmıştır. Kontrol hattındaki gerilimi ve can kayıplarını endişeyle izliyoruz. Keşmir sorununun Pakistan ve Hindistan arasında diyalog yoluyla BM kararları çerçevesinde Keşmir halkının talepleri dikkate alınarak çözülmesi gerekiyor. Biz de ülke olarak aynı zamanda İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak elimizden geleni yapacağız. Bunun yanında her ikisi de kardeşimiz, dostumuz olan Pakistan ve Afganistan arasındaki iş birliğini geliştirmek için çalışacağız. Başbakanlığım döneminde başlattığımız Türkiye, Afganistan, Pakistan 3'lü zirvesi bu nedenle çok önemlidir.
Tıpki İstiklal harbimizde olduğu gibi, 15 Temmuz darbe girişimi akabinde de milletimizin kara gün dostu olduğunu Pakistan çok iyi göstermiştir. Darbe teşebbüsünün hemen ardından hep birlikte bizleri aramak suretiyle burada neler yapılabileceğini bizlerle paylaşmış, hüzünlerini ifade etmişlerdir. Ve parlamentonun her iki kanadı da gerek ayrı gerek oy birliğiyle destek kararları, destek ziyaretleri bize destek vermiştir. Pakistan'ın bu duruşunu ve samimiyetini asla unutmayacağız. Bu darbe girişiminin arkasında Fethullahçı Terör Örgütü ve bunun Pensilvanya'daki başının bulunduğu artık kesinlik kazanmıştır. Yıllardır hizmet, eğitim, diyalog gibi en masum kavramları kullanan bu yapının her türlü yola başvurabileceğini 15 Temmuz'da maalesef acı bir şekilde gördük. Geçmiş itibariyle 40 yıla dayalı bir çalışmayla TSK başta olmak üzere polis teşkilatımıza, yargı teşkilatımıza, devletin tüm bakanlıklarına bu masum kavramlar bahane edilerek sızma hareketini gerçekleştirmişlerdir. Bunun neticesinde de o gece tüm milletimizin vergileriyle almış olduğu F-16 uçakları başta olmak üzere helikopterlerle kendi sivil halkına bombalar yağdırmış, Cumhurbaşkanlığı Külliyemizi bombalamış ve İstanbul'umuzun nadide 1. Boğaz Köprüsü'nü bombalamak suretiyle bu alçak darbeye kalkışmışlardır. O gece 248 şehit verdik ve 2193 gazi vererek ülkemiz millet olarak bağımsızlığına sahip çıktı. Milletimiz şehadete yürüdü ve demokrasisine sahip çıktı. Şimdi tüm dostlarımızı bu örgütün karanlık emelleri konusunda uyarıyoruz. Ülkemizdeki FETO kalıntılarıyla kararlı bir mücadele içerisindeyiz. Bugünkü Pakistan gazetelerinde bazı köşe yazarlarının masum ifadeleri kabul edilemez. Okuyunca üzüntü duydum. Pakistan Milli Eğitim Bakanlığı'yla bizim oluşturduğumuz maarif vakfının müşterek çalışmalarıyla buradaki öğrenciler yine yetiştireceklerdir. Bu konuda Pakistan'ın gösterdiği dayanışmaya çok teşekkür ediyorum.
Pakistan'ın da güvenliğine ve kamu düzenine karşı tehdit oluşturan bu terör örgütünün bertaraf edilmesi konusunda Pakistan yönetimi en başından gerekli önlemleri almıştır. Şimdi ise örgütle bağlantılı şahısların 20 Kasım'a kadar ülkeyi terk etmelerini istemiştir. Gördüğümüz kadarıyla bu örgüt artık Pakistan'da da barınamayacaktır. Bu kararlı tavrından dolayı şahsım, milletim adına huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Bu tutumun tüm dost ve kardeş ülkelere örnek olmasını temenni ediyorum. Terörle mücadelede Pakistan ile ortak yanlarımız var. Pakistan da Türkiye gibi teröre çok büyük bedeller ödemiş bir ülke. Hala da ödemeye devam ediyor. Şu anda bizler FETO terör örgütü, PKK, YPG, PYD, DEAŞ gibi terör örgütleriyle yoğun bir mücadele veriyoruz. Aynı şekilde terörle mücadelede Pakistan'ı bizler yardım bırakmayacağız. Ve gereken desteği tecrübelerimizle vermekte kararlıyız. Terörle mücadelede uluslararası bir mutabakat olmadıkça netice almak mümkün değildir. Türkiye ve pakistan kenetlendikçe inanıyorum ki refah ve huzuru da yakalayacaktır.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Pakistan ile ilişkilerimiz başbakanlığım döneminden bu yana 14 yıldır artarak devam ederek gelişmektedir. Başbakanlığım döneminde tesis ettiğimiz ülke düzeyini stratejik konsey çalışmalarıyla 5 yıllık süre içerisinde yaklaşık 50 bin anlaşma yaptık. Tabii aramızda siyasi, askeri, ekonomik birçok çalışmalar devam ediyor. Bütün bu çalışmaların yanında savunma alanında olsun, enerji alanında olsun kaydettiğimiz birçok aşama var. Az önce değerli kardeşimin de ifade ettiği gibi 2017 yılına girmeden serbest ticaret anlaşmasını tamamlamayı hedefliyoruz. Bölgesel ve uluslararası gelişmeleri değerlendirme fırsatı bulduk. Özellikle Keşmir konusunda son dönemdeki gelişmeleri ele aldık. Keşmirli kardeşlerimizin yaşadıkları sıkıntılar ve artan gerilim göz ardı edilemeyecek boyutlara ulaşmıştır. Kontrol hattındaki gerilimi ve can kayıplarını endişeyle izliyoruz. Keşmir sorununun Pakistan ve Hindistan arasında diyalog yoluyla BM kararları çerçevesinde Keşmir halkının talepleri dikkate alınarak çözülmesi gerekiyor. Biz de ülke olarak aynı zamanda İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak elimizden geleni yapacağız. Bunun yanında her ikisi de kardeşimiz, dostumuz olan Pakistan ve Afganistan arasındaki iş birliğini geliştirmek için çalışacağız. Başbakanlığım döneminde başlattığımız Türkiye, Afganistan, Pakistan 3'lü zirvesi bu nedenle çok önemlidir.
Tıpki İstiklal harbimizde olduğu gibi, 15 Temmuz darbe girişimi akabinde de milletimizin kara gün dostu olduğunu Pakistan çok iyi göstermiştir. Darbe teşebbüsünün hemen ardından hep birlikte bizleri aramak suretiyle burada neler yapılabileceğini bizlerle paylaşmış, hüzünlerini ifade etmişlerdir. Ve parlamentonun her iki kanadı da gerek ayrı gerek oy birliğiyle destek kararları, destek ziyaretleri bize destek vermiştir. Pakistan'ın bu duruşunu ve samimiyetini asla unutmayacağız. Bu darbe girişiminin arkasında Fethullahçı Terör Örgütü ve bunun Pensilvanya'daki başının bulunduğu artık kesinlik kazanmıştır. Yıllardır hizmet, eğitim, diyalog gibi en masum kavramları kullanan bu yapının her türlü yola başvurabileceğini 15 Temmuz'da maalesef acı bir şekilde gördük. Geçmiş itibariyle 40 yıla dayalı bir çalışmayla TSK başta olmak üzere polis teşkilatımıza, yargı teşkilatımıza, devletin tüm bakanlıklarına bu masum kavramlar bahane edilerek sızma hareketini gerçekleştirmişlerdir. Bunun neticesinde de o gece tüm milletimizin vergileriyle almış olduğu F-16 uçakları başta olmak üzere helikopterlerle kendi sivil halkına bombalar yağdırmış, Cumhurbaşkanlığı Külliyemizi bombalamış ve İstanbul'umuzun nadide 1. Boğaz Köprüsü'nü bombalamak suretiyle bu alçak darbeye kalkışmışlardır. O gece 248 şehit verdik ve 2193 gazi vererek ülkemiz millet olarak bağımsızlığına sahip çıktı. Milletimiz şehadete yürüdü ve demokrasisine sahip çıktı. Şimdi tüm dostlarımızı bu örgütün karanlık emelleri konusunda uyarıyoruz. Ülkemizdeki FETO kalıntılarıyla kararlı bir mücadele içerisindeyiz. Bugünkü Pakistan gazetelerinde bazı köşe yazarlarının masum ifadeleri kabul edilemez. Okuyunca üzüntü duydum. Pakistan Milli Eğitim Bakanlığı'yla bizim oluşturduğumuz maarif vakfının müşterek çalışmalarıyla buradaki öğrenciler yine yetiştireceklerdir. Bu konuda Pakistan'ın gösterdiği dayanışmaya çok teşekkür ediyorum.
Pakistan'ın da güvenliğine ve kamu düzenine karşı tehdit oluşturan bu terör örgütünün bertaraf edilmesi konusunda Pakistan yönetimi en başından gerekli önlemleri almıştır. Şimdi ise örgütle bağlantılı şahısların 20 Kasım'a kadar ülkeyi terk etmelerini istemiştir. Gördüğümüz kadarıyla bu örgüt artık Pakistan'da da barınamayacaktır. Bu kararlı tavrından dolayı şahsım, milletim adına huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Bu tutumun tüm dost ve kardeş ülkelere örnek olmasını temenni ediyorum. Terörle mücadelede Pakistan ile ortak yanlarımız var. Pakistan da Türkiye gibi teröre çok büyük bedeller ödemiş bir ülke. Hala da ödemeye devam ediyor. Şu anda bizler FETO terör örgütü, PKK, YPG, PYD, DEAŞ gibi terör örgütleriyle yoğun bir mücadele veriyoruz. Aynı şekilde terörle mücadelede Pakistan'ı bizler yardım bırakmayacağız. Ve gereken desteği tecrübelerimizle vermekte kararlıyız. Terörle mücadelede uluslararası bir mutabakat olmadıkça netice almak mümkün değildir. Türkiye ve pakistan kenetlendikçe inanıyorum ki refah ve huzuru da yakalayacaktır.