Gündem
08 Tem 2024 10:44 Son Güncelleme: 08 Tem 2024 10:44

Erdoğan - Özel görüşmesinde ilginç detay! 'Alışkın olmadığımız bir şeydi…'

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Özgür Özel'in görüşmelerinde bulunan AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, görüşmelerdeki ilginç 'not' detayını ilk kez açıkladı.

Siyasette yumuşama ve normalleşme kavramları etkisini sürdürüyor. Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Erdoğan'ın Özgür Özel ve Devlet Bahçeli ile peş peşe görüşmeleri geniş yankı uyandırdı. AK Parti'den Cumhur İttifakı'nın devamına ilişkin kararlı mesajlar gelmeye devam etti. AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş, partisinin CHP'den ve Özgür Özel'den beklentisini açıklarken Erdoğan ile Özel'in görüşmesinde CHP'liler not tuttuğu için not tutmaya başladıklarını ifade etti.

"SEÇİM ZAMANLARI SİYASİ ORTAM AŞIRI GERGİN OLUYOR"

Ekonomi gazetesine demeç veren Mustafa Elitaş'ın yanıtları şöyle:

Yerel seçimlerin ardından siyasette başlayan, 'normalleşme' sürecini ve gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Parlamentoda gerginlik olduğunda, Meclis Başkanvekili, grup başkanvekillerini arka odaya çağırır, "Arkadaşlar ortamı yumuşatalım" der, "Normalleştirelim" denmez. Normal, zaten işin akışıdır, kurallara uymaktır. Siyasetin normal akışı; biri bir fikir beyan edecek, karşı taraf da o fikrin eksiklerini, tamamlayıcı yönlerini ortaya koyacak veya tamamen yanlış olduğunu ifade edecek. Siyasetin normali bu. Ama siyaset son zamanlarda aşırı gergin bir ortamda yapılıyor. Özellikle seçim zamanlarında...

AK PARTİ'NİN MASASINDAKİ 'BAHÇELİ-ÖZEL' ANKETİ

Demek ki yumuşama denilen şey, siyasetin kendi kuralları içine girmesidir. Milletin özlem duyduğu budur. AK Partili seçmenlerin büyük bir kısmı, CHP'yle AK Parti'nin görüşmesini çok olumlu buluyor. Geçtiğimiz günlerde bir araştırma şirketi getirdi; Sayın Bahçeli'yle Sayın Özgür Özel'in görüşmelerini MHP'liler de çok olumlu buluyor. İşin enteresan tarafı CHP'liler daha az olumlu buluyor. Niye öyle olduğunu da tam bilemiyorum, onu kendileri değerlendirirler. Biz ülkeyi idare eden bir siyasi parti olmamız hasebiyle kim olursa olsun, iktidarların en büyük görevi uhuletle ve suhuletle bu işi götürebilmektir.

Özgür Özel, "Siyasetin konuşmadığı, el sıkışmadığı yerde, başka odaklar el ovuşturmaya başlıyor" dedi. Bu ifadeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Doğru, o söyleme ben de katılıyorum. Ben onu hep tarif ediyorum. Arkadaşlara da sık sık söylerim. Ne zaman ki; Türkiye iyi bir yolda, iyi bir adım attı, kötü niyetliler ortaya çıkıyor. Bu kötü niyetliler dışarıdaki sahiplerinin taşeronluğunu yapma yolunda hareket ederlerse, önce parlamentoyu itibarsızlaştırırlar. Parlamentoyu itibarsızlaştırırken de bunu siyasetçiler vasıtasıyla yaparlar. El sıkışmayarak, yumruklarını birbirine göstererek, kaba kuvvetle ya da sadece kaba kuvvet, darp değil, dille de aşırı bir kaba kuvvet olabilir hareket edilirse sıkıntı olur. Biliyorsunuz, dil yarasının ağırlığı çok farklıdır. Öbür yara geçebilir ama dil yarası kolay kolay geçmez. Tedavisi zor olan, ilacı bulunmamış bir unsurdur. Bu buradan başlar ve halka da yansımaya başlar. "Zaten bu parlamentodan bir şey olmaz, bunlar şöyle böyle adamlarmış" derler. Önce siyasetçilerin davranış şekillerini sorgularlar. Sonra aldıkları maaşlarını vesairesini sorgularlar. Sonra başka meselelere girmeye başlarlar. Halbuki demokrasinin olmazsa olmazı milletin temsilcileridir, milletin iradesidir.

"İTTİFAKTAN ÖTE DOSTLUK, OLAĞANÜSTÜ ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR"

Sayın Bahçeli'nin 'yumuşama' ile ilgili açıklamaları ne anlama geliyor?

Sayın Bahçeli, Türkiye'deki yumuşamanın çok doğru olduğunu, çok uygun olduğunu söylüyor. Şu bir gerçek ki; Sayın Cumhurbaşkanımız ile Sayın Bahçeli'nin 15 Temmuz 2016'den beri yaptıkları ittifak, ittifaktan da öte bir dostluk. Saygı çerçevesinde, nezaket çerçevesinde, olağanüstü bir şekilde devam ediyor. 8 sene dolmak üzere.

"KILIÇDAROĞLU'NUN GİDİŞİ YUMUŞAMAYA ETKİ ETTİ"

Kemal Kılıçdaroğlu'nun, CHP'nin genel başkanlığından ayrılması, Özgür Özel'in gelmesi siyasal iletişimi kolaylaştırdı mı?

Şimdi etkisi var tabii. Vatandaş bunu bizden istiyor. 2002'den bu tarafa 22 yıl geçmiş, 18 sandık önümüze konulmuş. Hele bir yılda 3 sandık ortaya koymuşuz. Yani vatandaş artık bu gerilimden rahatsız oluyor. Türkiye'de siyasetin yumuşamasını istiyor. Ülkeyi normalleştirme sürecine götürmemiz lazım. Ancak bunu yumuşatarak gerçekleştirebiliriz. Sayın Kılıçdaroğlu, "Kaçak Saray" diye başladı, "İşgal edilmiş bir yer" dedi. "Ben onunla gitmem konuşmam" dedi. 7 Ağustos'ta Yenikapı'ya nasıl geldi, acaba gelmek mi istemedi... Çünkü, 7 Ağustos'ta 15 Temmuz Darbe Girişimini lanetledi, arkasından "kontrollü darbe" dedi.

"15 TEMMUZ'DA O BOMBANIN ALTINDA OLAN KİŞİ ÖZGÜR ÖZEL'Dİ"

15 Temmuz gecesi, tüm milletvekillerimizi Ankara'ya davet ettik. 85 civarında AK Partili milletvekili geldi. Ben Kayseri'deydim. Oradan Meclis Başkanımızla görüştük. "Meclisi açalım" dedik. Kayseri'den CHP'nin genel başkan vekilleri hem Sayın Özgür Özel'le, hem Sayın Engin Altay'la, hem Sayın Levent Gök'le konuştum. Parlamentoya davet ettim. "Geliyoruz" dediler. Geldiler, sağ olsun o gün o bombanın altında olan kişi Özgür Özel'di. O girişimin darbe olduğunu içinde ruhuyla hissetti. Ama Sayın Kılıçdaroğlu Bakırköy Belediye Başkanı'nın evinde televizyonun önünde oturarak darbeyi izledi. Sayın Özgür Özel 15 Temmuz günü Meclis'te kürsüdeydi. Hatta bizim bir arkadaşımızın ceketini giyerek kürsüde konuştu.

Sayın Özgür Özel ile geçtiğimiz hafta yayınladığımız söyleşimizde, Şangay'ı kastederek kişi başına "4 bin 500 dolar geliri değil, 45 bin dolar olan yöne gideceğiz" dedi. 45 bin dolardan kasıt AB... Böyle bir ayrımı ortaya koydu. Siz böyle bir ayrıma nasıl bakıyorsunuz, bir de AB ile Gümrük Birliği anlaşmamız var.

"CHP'DEN, SAYIN ÖZELDEN BEKLENTİMİZ ŞU"

Özgür Özel'e bir daha sorun bir araştıralım. Mesela bir siyasi partiye üye olan bir başkasına üye olamaz, bir spor kulübüne üye olan bir başkasına üye olamaz... Ama Şangay 5'lisi ile AB herhalde birbirini engellemez diye tahmin ediyorum. Biz şunu söylüyoruz; 1994'teki Gümrük Birliği'nin revize edilmesi şart. CHP'den Sayın Özel'den beklentimiz şu. Kendisi Sosyalist Enternasyonel'in başkan yardımcısı olmuş. Orada Gümrük Birliğini gündeme getirmeli. AB'de de Sosyalist Enternasyonel'e dahil olan partiler etkin. Şunu söylemeli; AB dünyadaki 70'e yakın ülke ile serbest ticaret anlaşması (STA) yapıyor. Biz Gümrük Birliği gereği o ülkelerin AB ile STA'larına uymak mecburiyetindeyiz. Ama o muhatap üçüncü ülke, buna uymak zorunda değil. Biz ayrıca o ülkelerle yeniden STA yapabilmeliyiz. Gümrük Birliği bu şekilde düzenlenmeli. Bu hem Türkiye ekonomisi hem de dış politika ile ilgili; Gümrük Birliği tek ses olmamız gereken bir nokta.

"BİZ ONLAR TUTUYOR DİYE NOT TUTTUK"

CHP ile güzel görüşmeler oldu. O görüşmelerimizde not tutuldu. Niye not tutuldu? Onu bilmiyorum. Onlar tutuyor diye biz de not tuttuk. Satır satır da yazdık. Alışkın olmadığımız bir şeydi. Diplomatik işlerde not olur. Ben pek çok kez siyasi görüşmelere katıldım ama hiç not tutulmadı. Bu tür görüşmeler, bir uzlaşma varsa ya metne dökülür veya söylenen şeyler varsa orada bilgi paylaşılır; "Şöyle olsun biz böyle düşünüyoruz, öyle yapıyoruz" diye. Ama söylenen sözleri farklı noktaya doğru götürüp, farklı algılarla yapılması kurallara uygun bir iş değil.

"TERCİHİ ONLARA BIRAKTIK"

İki siyasi partinin genel başkanı görüşüyor. Ama aynı zamanda ülkenin cumhurbaşkanının görüşmesi. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımız Külliye'de randevu verebilirdi. Sayın Cumhurbaşkanımız, bize ilettik biz de onlara sorduk; "Külliye'yi mi istersiniz, Çankaya Köşkü'nü mü, Genel Merkez mi istersiniz? Tercihi sizin" dedik. Sayın Özgür Özel de çok teşekkür etti. Genel Merkezi tercih etti.

'KOLTUK' DETAYI ÇOK KONUŞULMUŞTU

Koltukla ilgili durum şu: Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Devlet Bahçeli ile görüştüğünde, nasıl bir koltuk daha varsa, Sayın Özgür Özel'le yapılan görüşmede de aynı koltuk var. Yani Sayın Cumhurbaşkanı'nın birini, AK Parti'de kabul etmesiyle, Çankaya Köşkü'nde, Külliye'de ya da herhangi bir mekânda kabul etmesi arasında bir fark yok. Bu onun Cumhurbaşkanlığı makamını kaldırmaz. CHP ev sahipliği yaptığında, koltukları yan yana koymuş, ona da diyecek bir şeyimiz yok. Çünkü ev sahibi öyle demiş. Sayın Cumhurbaşkanı'nı da nezaketli karşıladılar. Biz de teşekkür ediyoruz bu nezaketleri için. Çok güzel hazırlanmışlar. Güzel karşılama oldu.