Gündem
15 Nis 2015 15:54 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:29

Erdoğan "okudum" demişti! AKP'nin metninde "Başkanlık" nasıl yer aldı?

AKP’nin seçim beyannamesinde Erdoğan'ın "okudum" dediği başkanlık sistemi de yer aldı.

Beyannamenin açıklandığı programda AKP Genel Başbakan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu kendi imzasını taşıyan 100 maddelik Yeni Türkiye Sözleşmesini de kamuoyuna açıkladı.

ÇÖZÜM SÜRECİ ÇIKARILDI, BAŞKANLIK SİSTEMİ TIRPANLANDI

Öte yandan AK Parti’nin taslak metninde yer alan çözüm süreciyle ilgili bölümün metinden çıkarıldığı da son dakika öğrenildi. Seçim beyannamesinde çözüm vurgusu yapılmadı ancak demokratikleşme ve özgürlük başlığı adı altında çözüm süreci isim verilmeden anlatıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önemle vurguladığı başkanlık sistemi ise seçim beyannamesi kitapçığında çok az yer aldı. Başkanlık sistemi teknik olarak anlatıldı. Davutoğlu daha önceden yaptığı açıklamada seçim beyannamesinde başkanlık sistemiyle ilgili kısmı kendisinin kaleme aldığını söylemişti. Davutoğlu, konuşmasının bir bölümünü de Yeni Türkiye Sözleşmesini okudu. "Ya Allah bismillah" diyerek sözleşmeyi okumaya başlayan Davutoğlu, kendi imzasını taşıyan 100 maddelik “Yeni Türkiye Sözleşmesi”ni partililere aktardı.

Seçim Beyennamesinde Başkanlık Sistemi şöyle yer aldı:

"BAŞKANLIK SİSTEMİ: Mevcut sistem, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın farklı siyasi geleneklerden gelmeleri durumunda, kriz üretme potansiyelini taşımaya devam etmektedir. AK Parti olarak, mevcut sistemin siyasi tarihimizdeki vesayetçi kurgusunu da göz önünde bulundurarak, Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesinin oluşturduğu bu yeni durumun yol açabileceği muhtemel yönetim sorunlarının başkanlık sistemiyle aşılacağına inanıyoruz....AK Parti olarak, demokratik bir perspektifle yapılandırıldığında, parlamenter sistemle başkanlık sistemi arasında demokrasiye uyum açısından bir fark bulunmadığı kanaatindeyiz. Nitekim her iki sistemin de olumlu örneklerine rastlanabileceği gibi olumsuz örneklerine de rastlanabilir. Milletimizin teveccühüyle hazırlayacağımız özgürlükçü ve insan odaklı yeni Anayasa ile seçimlerin istikrar üretebildiği, yasama ve yürütmenin müstakil olarak etkin olduğu, demokratik denge ve kontrol mekanizmalarının öngörüldüğü, toplumsal farklılıkların siyasal temsilinin sağlandığı, ademi merkeziyetçi bir idare sisteminin güçlendirildiği, karar alma süreçlerinin hızlandığı, her türlü vesayetin engellendiği yeni bir siyasal sisteme geçebiliriz."

YENİ TÜRKİYE'DE DE BAŞKANLIK

Yeni Türkiye sözleşmesinde de Başkanlık vurgusu vardı. Sözleşmede sistem şöyle yer buldu:

“Yürütme erkinde yetki-sorumluluk dengesinin hiçbir tereddüde mahal vermeyecek bir açıklıkta ortaya konması yönetimde etkinlik ve hesap verilebilirlik ilkelerinin hayata geçirilmesi açısından bir zarurettir. 2007 yılında yapılan anayasa reformunun ilk uygulaması olarak 2014 yılında Cumhurbaşkanı’nın doğrudan halk tarafından seçilmesi ile birlikte idari yapının Başkanlık sistemi yönünde yeniden yapılandırılmasını, yetki kargaşasının giderilmesi ve hesap verilebilirliğin gerçek anlamda tesisi için gerekli görmekteyiz. Başkanlık sistemini, zikrettiğimiz özgürlükçü Anayasal çerçevede, yasama ve yürütmenin müstakil olarak etkin olduğu, demokratik denge ve kontrol mekanizmalarının öngörüldüğü, toplumsal farklılıkların siyasal temsilinin sağlandığı bir yönetim modeli olarak tasavvur ediyoruz. Bütün siyasi tarafları ve sivil toplum kesimlerini etkin yönetim ve hesap verilebilirlik ilkeleri çerçevesinde bu yeniden yapılandırma sürecine katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Her ne surette olursa olsun yürütme erki de yasama ve yargı erki gibi anayasal denetime açık olacaktır. Yürütme erkinin aygıtları olan sivil ve askeri bürokrasi, kadim siyaset kültürümüzden gelen ehliyet ve liyakat esasları ile çağdaş bürokrasinin rasyonel ve profesyonel kuralları içinde yapılanırlar ve çalışırlar. Üstlendikleri işlevler ve görevler açısından hesap verme makamında bulunan ve milli iradeyle göreve gelmiş sivil otoriteye tek tek ve bir bütün olarak tâbidirler.”