Erdoğan medyayı sert sözlerle eleştirdi: Kapılarına kilit vurulurdu!
Muhtarlar buluşmasında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, medyaya ağır eleştirilerde bulundu.
Bazı medya organlarının Çağlayan'da rehin alınan Cumhuriyet Savcısı
Mehmet Selim Kiraz'la ilgili yayınlarına tepki gösteren Erdoğan,
çok sert konuştu.
Bu yayın kuruluşlarının bilinçli olarak aynı amaca hizmet
ettiklerini savunan Erdoğan, konuşmasında; "Demokrasinin hak ve
özgürlüğünün beşiği olarak kabul edilen batı ülkelerinde böyle bir
duruma asla şahit olamazsınız. Kapılarına anında hukuk eliyle kilit
vurulur" ifadelerini kullandı. İşte, Erdoğan'ın konuşmasından öne
çıkan başlıklar:
"SEHİT SAVCI ÖNEMLİ MESAFE KAYDETMİŞTİ"
Mehmet Selim Kiraz odasına giren iki terörist tarafından şehit
edildi. Öncelikle bu alçakça saldırıda şehit edilen savcımıza
cenabı Allah'tan rahmet diliyorum. Şüphesiz bu olay bir çok
bakımdan üzerinde durulması, dersler çıkarılması gereken bir
hadisedir. Bir kısım basın yayın kuruluşlarının bu hadiseyi
insanlığa ahlaka vicdana hakka hukuka sığmayacak şekilde
verdiklerini ifade etmek isterim. Mağdurun değil teröristlerin
yanında yer alan bu basın yayın kuruluşlarını şiddetle
kınıyorum.
Sayfalarını ve ekranlarını teröristlerin propagandalarına açan
kuruluşlar, savcımızın şehit edilmesine ortak olmuşlardır.
Teröristlerin bu eylemdeki amacının asla intikam olmadığı
ortadadır. Bu savcımız, eyleme konu edilen failleri bulmaya
çalışan, önemli mesafe kaydeden birisidir. Savcımızı öldürmenin
eyleme konu edilen olayın aydınlığa kavuşturulmasına hizmet
etmeyeceği de açıktır, ortadadır. Bu hadisenin amacı hadisenin
karanlıkta kalarak, terör örgütlerinin meseleyi propaganda olarak
kullanılmasını temin etmektir.
"KAPILARINA KİLİT VURULURDU"
Basın yayın kuruluşları da bilinçli olarak aynı amaca hizmet
ediyorlar. Demokrasinin hak ve özgürlüğünün beşiği olarak kabul
edilen batı ülkelerinde böyle bir duruma asla şahit olamazsınız.
Kapılarına anında hukuk eliyle kilit vurulur. Türkiye’de çok yanlış
bir durum var. Batı ülkelerinin de çifte standardını çok iyi
biliyoruz. Kendi ülkelerinde en küçük bir harekete izin
vermeyenler, sözüm ona demokrasi özgürlük adına hemen karşımıza
dikiliyorlar. Bir kısım basın yayın kuruluşlarının sürekli ortaya
koydukları bir yaklaşımdır.
“BATIDAKİ GÜYA BASIN MESLEK KURULUŞLARI…”
Teröriste çiçek çocuk muamelesi yaparak asıl niyetlerini amaçlarını
ifşa ediyorlar. Türkiye bu anlayışla yoluna devam edemez. Bu konuda
mutlaka en azından batı ülkelerindeki standartlarına yakın bir
uygulamayı bizde hayata geçirmeliyiz. Batıdaki güya basın meslek
kuruluşları, insan hakları örgütleri tarafından hapisteki
gazeteciler diye sürekli önümüze çıkartılanlar, işte bu tür
teröristlerdir.
“ELİNE BİR TANE BASIN KARTI UYDURMUŞ DOLAŞANLAR
BUNLAR”
Geçen geldiler ve içerdeki basın mensuplarının serbest bırakılması
konusunu görüştüler. Dedim sizin basın mensubu dediklerinizin kim
olduğunu biliyor musunuz? Bunlar polis bekçi katilidir, bunlar
bankamatik soyguncusudur. Eline bir tane basın kartı uydurmuş
dolaşanlar bunlar. Bunların mahkumiyetleri kesilmiş. Asker
öldürmüşler, bomba atmışlar. Gazeteci diye bunları
sıfatlandırıyorsunuz. Bunları malzeme olarak kullanıyorsunuz. Var
mı başka diyeceğiniz dedim, hiçbir şey söyleyemediler. Tabi
döndüler, aynı şeyleri yazdılar çizdiler. Kardeşlerim artık bu
oyunları hep birlikte bozacağız. Şu anda yaşanan olayda ben
bir açıklama yaptım. Yurtdışından geliyordum. Dedim ki ‘adalet
saraylarına adliyelere giren tüm insanlar, buna avukatlar da dahil.
Hepsi aranmalıdır’ dedim.