ERDOĞAN MEDYAYA NEDEN TAVIR ALDI?..GÜL VE ERDOĞAN YER Mİ DEĞİŞTİRECEK?..BAŞBAKAN'IN CEVABI ÜZERİNE NELER HİSSETTİ?...HEDEFTEKİ GAZETECİDEN İLGİNÇ AÇIKLAMALAR!..
Başbakan Erdoğan'ın "Sevsinler seni" diyerek eleştirisine uğrayan Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru Vatan'a konuştu. İşte Koru'nun uzun zaman konuşulacak çarpıcı açıklamaları....
Başbakan Erdoğan´ın Fehmi Koru´ya cevabı "Sevsinler seni, yazıklar olsun" oldu. Fehmi Koru, Başbakan´dan böyle bir cevap beklemediğini söylüyor. "Erdoğan´da karizma var, beklentilerin çok yüksek olduğu biri ama bir üslup sorunu var, bu kesin" diye eleştiriyor.
Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´ün öğrencilik döneminden ev arkadaşı, Başbakan Erdoğan´ı da belediye başkanlığı döneminden beri tanıyor. AKP´yi en iyi tanıyan gazetecilerden biri Koru. Türk basınında yıllardır çift imzası var. Herkes onu aynı zamanda Taha Kıvanç imzasıyla da biliyor. ABD seçimleriyle ilgili olarak katıldığı bir canlı yayın programında AKP ve Başbakan için, "Obama gibi geldiler, Bush gibi oldular" deyince ortalık karıştı. AKP´yi yakından bilen bir gazetecinin bu yorumu üzerine yazılıp çizildi, Başbakan da çok geçmeden yanıtı sert bir şekilde verdi. Koru ile Ankara´da gazetecilik yaptığım dönemden beri tanışıyoruz.
Kendisiyle defalarca röportaj yaptım, her seferinde iç siyaset ve dış ilişkilerle ilgili söylediklerinin zaman içinde karşıma çıktığını gördüm. Bu röportajın sonunda Koru´nun, "Başbakan Gül, Cumhurbaşkanı Erdoğan olsaydı ne değişirdi?" soruma bakın nasıl yanıt verdi.
Yasaklı olmasına rağmen söke söke milletvekili oldu
Başbakan´ı kızdırdınız. Kimse sizden Başbakan ve AKP´ye yönelik böyle bir eleştiri beklemiyordu. AKP için, "Obama gibi geldiler, Bush gibi oldular" tespitini yapmanıza ne neden oldu?
Aslında o gün canlı yayında ABD seçimlerini konuşuyorduk. Obama, Bush, Irak ve Kürt sorunu gündeme geldi. Terörle ilgili konuşurken, 1990´ların başından itibaren Türkiye´nin şiddete karşı şiddet politikası uyguladığını ve başarılı olamadığını anlattım. "AKP son zamanlarda neden böyle?" diye sorulunca, ben de "Sorun da buradan başlıyor, metaforu Tayyip Erdoğan´dan ödünç alıyorum. Zamanında "Türkiye´nin zencileri biziz" demişti. "Tayyip Erdoğan Obama´dır, Amerika´da bir zencinin başa gelmesi devrimdir" diye başladım anlatmaya.
Aynı şey mi?
Türkiye´de bu devrim 2002´de yaşandı. Erdoğan siyasi yasaklıydı, milletvekili olamamıştı. Sonra söke söke milletvekili oldu, başbakanlığa geldi. 2007´de de Abdullah Gül´ün cumhurbaşkanı olmasının önüne her türlü engel çıkarıldı ve sonra ne gördük? Abdullah Gül de cumhurbaşkanı oldu. Şimdi Kürt Sorunu´na bakarsak, evet Bush´un politikalarına yakın bir çizgi izleniyor. Ben böyle düşünüyorum.
Yorumunuz maksadını aştı diye düşünüyor musunuz?
Ben söylerken hafif, sanki, gibi demiştim ama benzetme kuşkusuz çok çarpıcı. Ama benim "Bayrak açayım" diye bir tavrım yoktu. Eleştirilerimi de yazıyorum, hiç eleştirmeyen biri de değilim. Örneğin Alevilerle ilgili de 2 ay önce 3 yazı yazdım. Hükümetin bu konuyu ele alması gerektiğini, yanlış çözümlerin bize dayatılacağını, kendi çözümümüzü üretmemiz gerektiğini, insanlar kendilerini nasıl tanımlıyorlarsa öyle olduklarını, ibadet yerleri açmalarına müsade edilmesi gerektiğini yazdım.
Böyle yanıt vereceğini hiç hesap etmedim
n "Her yaptıklarını alkışlayan biri olmadım" diyorsunuz ama sizin bu son yorumunuza Başbakan çok sert çıktı... Bu bardağı taşıran son damla mıydı?
1 Mart Tezkeresi döneminde de ben başka şeyler yazdım. AB politalarında gevşediklerini de yazdım. Bu yorumun böylesine kar topu gibi büyeyeceğini, 2 gün sonra da Başbakan´ın bana böyle bir yanıt vereceğini hiç hesap etmemiştim.
"Sevsinler seni, Yazıklar olsun" dediğinde Başbakan ne hissetiniz? İzliyor muydunuz Başbakan´ın konuşmasını?
Dinlemiyordum. Bir arkadaşım aradı, haber verdi ama televizyon izleyebilecek bir yerde değildim. Akşam izleme fırsatı buldum.
Bu yorumunuzun ve Başbakan´ın size yanı