Erdoğan: Hakan Fidan'a hâlâ kırgınım
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti’den milletvekili aday adayı olmak üzere MİT Müsteşarlığı görevinden istifa eden Hakan Fidan’a hâlâ kırgın olduğunu belirterek, “Onu böyle bir göreve getiren benim.
Müsaade edilmiyorsa orada kalması ve ayrılmaması gerekirdi. Tabii
ki kırgınım” dedi. Suudi Arabistan dönüşü uçakta gazetecilerin
sorularını yanıtlayan Erdoğan, özetle şunları söyledi:
İRAN’LA İLGİLİ ÖRTÜŞÜYORUZ
Kralla ilk görüşmeniz nasıl geçti, değerlendirir misiniz?
İkili ilişkilerimizin çok daha iyi bir konuma geleceğine dair
umutlarım artmıştır. Ve özellikle de siyasi, askeri, güvenlik,
terörle mücadele ve insani yardımlar noktasında olsun, müşterek
çalışmalar içerisine girebileceğimizi karşılıklı olarak teyit
ettik. Bölgesel sorunlar, bölgedeki ülkelerle olan ilişkiler
noktasında hemen hemen bütün ülkelerle ilgili yaklaşımımız büyük
ölçüde örtüşüyor. Bu ülkelere İran, Irak, Suriye, Filistin, Libya
da dahil. Mısır’da biraz farklılıklar olsa da, bunlar bizim
ikili ilişkilerimizi etkileyecek noktada değil. Bütün derdimiz
Ortadoğu’da ve İslam dünyasında, özellikle Türkiye ve Suudi
Arabistan ilişkilerinin çok daha güçlü bir zemine oturtulması ve bu
şekilde de geleceğe yürümektir. Örneğin Suriye ile ilgili uçuşa
yasak bölge noktasında, güvenli bölge noktasında ve eğit donat
noktasında aynı şeyleri düşündüklerini ifade ettiler. Buna benzer
konularda işbirliği yapabileceğimize yönelik irade beyanı bizleri
gerçekten umutlandırmıştı. Doğrusu bunlar zaten bizim
beklentilerimiz dahilindeydi. Sağ olsunlar, onlar da
beklentilerimizi karşıladılar. Çanakkale kutlamalarına Suudi
Arabistan’ı da davet etmiştik. (Kral) Gelme arzusundalar,
programları elverirse... G-20 toplantısına zaten gelecekler.
Biliyorsunuz Suudi Arabistan da G-20 üyesidir.
RAHMETLİ İLE İLİŞKİ MISIR’A KADAR İYİYDİ
Yeni Kral’la görüşmeniz, önceki kral döneminde yapılan
görüşmelerden farklı oldu diyebilir miyiz? Özellikle de İslam
dünyasındaki sorunlara bakış açısında bir farklı duruş söz konusu
mu?
Devamlılığın olduğunu gördüğüm gibi, ilgi ve alakada bir artış da
var. Ülkemize yönelik bir sempati var ve her geçen gün artıyor.
Rahmetli Kral Abdullah bin Abdülaziz ile de münasebetlerimiz
aslında Mısır olayına kadar gayet iyiydi. Hakikaten bir abi kardeş
hukuku içerisinde hassasiyet vardı. 2013’de Salman bin Abdülaziz’in
de Türkiye’ye ziyaretleri olmuştu. Biz ilk görüşmemizi orada
yapmıştık. Şimdi tabii Cumhurbaşkanı sıfatıyla buradayız. Bölge
bugün o günlerden çok daha farklı bir travma yaşıyor. Almamız
gereken yükler çok daha fazla.
-En hassas konu Mısır. Mısır konusunda aramızdaki farklar ne?
Bizim Mısır’a bakış açımız noktasında bu hususu ayrı bir kategoride
değerlendirmemiz gerekiyor. Bizim için asıl önem arz eden konu,
Türkiye-Suudi Arabistan arasındaki ilişkileri daha iyi bir noktaya
taşımak. Mısır meselesi, bizim Suudi Arabistan ile ilişkilerimize
gölge düşürmemelidir.
-Suud Kralı dün de Sisi’yle görüştü. Size Sisi’den herhangi bir
mesaj iletildi mi? Bu konuda arabuluculuk girişimi var mı?
Hayır, bize herhangi bir mesaj iletilmiş değil.
SUUDİLER ADIM ATARSA DEVRAN TERSİNE DÖNER
Mısır konusunda İhvan liderlerinin siyaset yapabilmeleri, idam
cezalarının kaldırılması gibi hususlar gündeme geldi mi?
Mısır meselesi konuşulurken, kendilerinin dikkatini oradaki duruma
çektim. Şu anda, yüzde 52 oyla iş başına gelmiş olan bir
Cumhurbaşkanı halen içeride. Yaklaşık 18 bin siyasi tutuklu var.
Binlerce insan idama mahkûm edildi. Tüm bunlar orada bir gaz
sıkışması olduğunu gösteriyor. Kontrollü bir yumuşama olmazsa,
yaşananlardan dolayı sosyal patlama olabilir. Öyle bir durumda da
Mısır’da ne istikrar kalır ne de güven! Mısır, 90 milyon nüfusu
itibarıyla bizim o bölgede en önemli kardeş ülkemiz. Mısır’ı asla
yok farz edemeyiz. Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiye; bu üçlü ayak,
bölgenin en önemli ülkeleri. Bölgenin barışı, huzuru, refahı için
hepimizin üzerimize düşen görevler var. Burada her ülke üzerine
düşen görevi yerine getirecek olursa, inanıyorum ki çok daha rahat
bir şekilde neticeye ulaşırız. Bana göre Mısır konusunda, en etkin
olabilecek olan ülke Suudi Arabistan’dır. Bunu kendileriyle de
paylaştım. Eğer burada Suudi Arabistan bir adım atacak olursa,
devran tersine dönebilir.
POLİSLERİN SERBEST KALMASI ŞAŞIRTICI
Sizin de mağduru olduğunuz bir ‘yasadışı dinleme’ soruşturmasında
gözaltına alınan 54 kişi serbest bırakıldı. Nasıl
yorumluyorsunuz?
Serbest bırakılma konusundaki haber benim açımdan da şaşırtıcı
oldu. Ancak konu tabii yargı sürecinde bir mesele olduğu için,
değerlendirmeye girmem uygun olmaz. Bahsettiğiniz uzantıların, o
tür bir dil kullanmasından toplum da rahatsız elbet. Toplum
huzurunu kaçırıp, “Ben bilmediklerinizi biliyor, duymadıklarınızı
duyuyorum” diye adeta devletle dalga geçmeye kalkışıyorlar. Devlet,
her türlü kanunsuzluğun, yasadışı işlerin elbette peşinde
olacaktır. Er ya da geç gereği yapılacaktır. Daha sonra da yargı bu
konunun değerlendirmesini yapacaktır.
FİDAN MİT’TEN AYRILMAMALIYDI
Hakan Fidan meselesinde kırgın olduğunuzu söylemiştiniz. Hâlâ aynı
hissiyatta mısınız?
Biz devlet yönetiyoruz. O konuya ilişkin kanaatimi daha önce de
söyledim. Kanaatlerimizi ifade etmiş olmamıza rağmen istifa edip
adaylık söz konusu olmuş ise elbette bir kırgınlık söz konusudur.
MİT sıradan bir kurum değildir. Devletin en önemli kurumudur.
Devletin Milli İstihbarat Teşkilatı zayıfsa, o devletin ayakta
kalması mümkün değildir. Şimdi biz onu böyle bir göreve getirdik.
Getiren de benim. Madem öyle, ayrılırken de, eğer müsaade
edilmiyorsa orada kalması ve ayrılmaması gerekirdi. Dolayısıyla
tabii ki kırgınım.
İç Güvenlik Paketi’ne yönelik muhalefetin eleştirileri var. Yasa
Tasarısı’nı inceleyebildiniz mi?
İç Güvenlik Yasa Tasarısı taslağını inceledim. Eksiği var, fazlası
yok.
(Akif Beki-Hürriyet)