Erdoğan Fransa'dan topa tuttu! "Maalesef kimi medya mensupları..."
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Fransa'nın Strazburg kentinde düzenlenen "Milyonlar tek nefes teröre karşı tek ses" etkinliğine katıldı.
Burada yaşayan gurbeçilere seslenen Erdoğan "sizler bedeniyle Avrupa’da yaşayan kalbiyle gönlüyüyle her şeyi sonuna kadar yerli milli kardeşlerimizsiniz" dedi. Erdoğan, "Ülkemizde yaşadığı halde o toprakların tarihiyle coğrafyasıyla tarihiyle hiçbir irtibatı kalmamış olanlar var. Bunların kimi siyasetçi kimi medya mensubu, kimi iş adamı" görüşünü öne sürdü.
Avupa'nın göçmen politikasını eleştiren Erdoğan, "Eyy Avrupa İnsan Hakları Beyannamesini hiç okumadınız mı?" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Hepinize selamlarımı sunuyorum.
Sizler hangi toplum içinde yaşarsanız yaşayın, vatanınıza milletinize sırtınızı kesinlikle dönmediniz. Sizler gurbet ateşi yüreğinizi ne kadar yakarsa yaksın ülkenize sahip çıktınız.
Ülkemin havasını soluyup, suyunu içip, bu ülkenin birliğine bütünlüğüne saldıranları asla affetmeyeceğiz. Türkiye terör meselesini çözecek, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu defa geçmiş dönemden farklı olarak, sadece teröriste değil, teröre karşı da mücadele ediyoruz. Biz terörler mücadele ediyoruz, bölgede yaşayan kardeşlerimizle değil.
"Sizler sonuna kadar millisiniz..."
Sizler hangi toplum içinde yaşarsanız yaşayın vatanınıza milletinize sırtınızı dönmediniz. Yiğitçe durdunuz dik durdunuz. Buradaki ateş sizi ne kadar yakarsa yaksın ülkenize sahip çıktınız. Sizler nerede yaşarsanız yaşayın bayrağınıza saygıda kusur etmediniz. Birliğinizi beraberliğiniz hep önde tuttunuz. Ne diyor o güzel Sivas türküsünde, “Sevdiğim cemalim,güneşim ayım, Seni seven aşık, çekmez mi ahı” evet siz ülkenizi çok sevdiğiniz. Ne siz Türkiye’yi unuttunuz ne de Türkiye sizi unuttu. Bugünde ülkemizi silahla bombayla kanla, acıyla terörün karanlık trenlerine sokmaya çalışanlara karşı sizler en gür sada ile sesinizi yükselttiniz. Çünkü sizler bedeniyle Avrupa’da yaşayan kalbiyle gönlüyüyle her şeyi sonuna kadar yerli milli kardeşlerimizsiniz.
"Tarihi ile bağı kalmamış olanlar var; kimi siyasetçi, kimi gazeteci..."
Maalesef ülkemizde yaşadığı halde o toprakların tarihiyle coğrafyasıyla tarihiyle hiçbir irtibatı kalmamış olanlar var. Bunların kimi siyasetçi kimi medya mensubu, kimi iş adamı, kimi şu kimi bu sıfatı taşıyor olabilir…Önemli olan nereye hizmet ettikleridir. Ülkenin havasını teneffüs edip ülkenin birliğine bütünlüğüne saldıranları asla affetmeyeceğiz. Türkiye terör meselesini eninde sonunda çözecek. Puslu havada kendini dev aynasında görenler etraf aydınlığında gerçekle yüzleşecekler.
"HDP, Kürt kardeşlerimin temsilcisi değildir"
Türkiye’nin kararlığı gücü terör örgütünü de arkasındakileri de ezmeye yetecek güçtedir. Buradan ifade ediyorum. Bu defa geçmiş dönemlerden farklı olarak teröristle değil terörün arkasındakilerle de mücadele ediyoruz. Bizi terörle mücadele ediyoruz bölgde yaşayan kardeşlerimizle değil. Bizim sorunumu Kürt kardeşlerimizle değil terörledir teröristledir. Terör örgütü de sırtına ona yaslayan parti de kesinlikle Kürt kardeşlerimin temsilcisi değildir.
Ülkemizin bütünlüğü milletimizin birliği hiç bir Kürt kardeşimizin 78 milyon vatandaşımızdan farklı düşünmediğini biliyorum . Bu ayrımı yapmayan herkes karşısında önce bizi bulur. Türk Türkmen yörük kardeşlerim var mı? Burada benim Kürt, Zaza kardeşlerim var mı? Burada benim Arap, Boşnak kardeşlerim var mı? Burada benim her mezhepten kardeşlerim var. Her bölgeden ilden kardeşim var mı? İslam coğrafyasının farklı yerlerinden gelmiş kardeşlerim var mı? Öyleyse biz biriz beraberiz hep birlikte Türkiye’yiz.
"Bizim için tehlike, terör örgütünün eylemleri değil"
Terör örgütünün ve onu maşa olarak kullananların hedefi bizim birliğimizi bozmaktır. Bizim için tehlike terör örgütünün eylemleri değildir. Onları üstesinden geliyoruz gelmeye de devam edeceğiz. Bu kadar yetti ara verelim yok. Devam. Milletimin huzurunu birliğini tesis edinceye kadar devam. Asıl tehlike milletimin birliğini beraberliğini 1000 yıllık kardeşlik hukukumuzun zarar görmesi.
Yüreklerimiz 1071’de sultan Alparslan’ın yanında olduğu Kudüs’te Selahaddin-i Eyyübi’nin yanında olduğu Osmangazi’nin otağında olduğu gibi Fatih Sultan Mehmet’le İstanbul surlarından olduğu gibi Çanakkale’de Gazi Mustafa Kemal’le olduğu gibi, Hacı Bayram camiinde tekbirlerle Meclis’e yürüdüğümüz gibi Yüreklerimiz toplu vuruyor Allah’ın izniyle devam edecek. İşte bu ruhu yaşayan herkes ülkemizin öz evladıdır. Asli mensubudur.
"Tabi ki bu arada şehitlerimiz oluyor..."
Devletimize milletimize sıkılan kurşunların atılan roketlerin birliğimizi hedef aldığını biliyorum. Şuanda bu devasa salonun içinde 10 bini aşkın siz değerli kardeşlerimizle birlikte bu oyunu bozacağız. Tabi ki bu arada şehitlerimiz oluyor. Ama şunu da bileceğiz. Az önce Cumhurbaşkanlığı Beştepe Camii’nin imamı değerli hocamız okuduğu ayetlerde işte sizin bu söylediklerinizi ve onlar Allah tarafından rızıklandırıldılar ama biz onu anlayamayız. Onlar diridir ölü değildir onu da anlayamayız. Ve sevgili kardeşlerim milletimizi mahsun etmeyecek bayrağımızı yere düşürmeyeceğiz. Minarelerimizi ezansız mihraplarımızı namazsız bırakmayacağız. Şehitlerimiz aziz hatıralarını unutmayacağız.
"Tek millet, Türk anlamına gelmez"
İyiyle kötünün, zulümle adaletin kıyamete kadar sürecek mücadelesinde hak bildiğimiz safı asla terk etmeyeceğiz. Biz irademizi birlikte yaşadığımız ortak geçmişten kültürden alıyoruz. Tek millet demek Türk anlamına gelmez. Ülkemde yaşayan 78 milyon var. Kürt’üyle Arnavut’uyla Boşnak’ıyla herkes var.
Biz bu ülkeyi çapulculardan teslim almadık. Onun içinde 3-5 çapulcuya teslim etmeyeceğiz.
"Paralel, PKK ile iş tuttu"
Bu paralel devlet PKK terör örgütüyle beraber iş tuttu. Bunu takip ettik, sonuna kadar izleyeceğiz, takip edeceğiz. Onlar da sürekli Türkiye'den kaçıyorlar. Suçlu değilseniz niye kaçıyorsunuz? Ne diyor bakıyorsunuz bilmem buranın imamı emniyetin imamı yargının imamı imam dediğin mihrapta olur siz ne iş yapıyorsunuz ya? Bunların derdi başka, ne demiştim hatırlayın inlerine gireceğiz demiştim. Hepsinin inlerine giriyoruz. Ulusal birliğimizi tehdit eden, legal görünüm altındaki bütün illegal girişimlerin karşısındayız.
"Türkiye dışındaki Osmanlı topraklarından çekildiğimizden beri, zulüm var!"
Çünkü onlar birliğimizi bozmaya çalışıyorlar. Sonuna kadar devam edeceğiz. Onlara bu fırsatı ermeyeceğiz. Birliğimize vatanımızın bütünlüğüne devletimizin bekasına kast eden herkes bizim can düşmanımızdır. Birliğimizi muhafaza edemezsek geleceğimizi karartırız. Devletimizi kaybedersek diğer her şeyi kaybederiz. Biz millet olarak Anadolu her şeyi yaşadık. Biz bu coğrafyada suyumuzu kazandık da içtik. Ekmeğimiz böldük de yedik. Alkışı da gördük acıyı da gördük. Sesimizde oldu sessizliğimizde ama hep birlikte olduk. Bu şekilde dünyanın en büyük devletini kurduk. Medeniyetimizi zirveye ulaştırdık. Osmanlı coğrafyasının Türkiye dışındaki topraklarında, biz oradan çekildiğimizden beri zulüm var gözyaşı var.
Bizim kimsenin toprağında malında mülkünde gözümüz yok kimsenin bizim üzerimizden hesap yapmasına tahammülümüz yok. Hele hele birliğimize kardeşlerimize saldırmasına hiç tahammülümüz yok. Terör örgütleri akrep gibidir. Kendini destekleyenleri eninde sonunda sokarlar. Gelin bu terör örgütüne karşı hep birlikte mücadele edelim. İnanın o zaman çok daha güvenli bir Türkiye’ye değil bir Avrupa’ya, dünyaya kavuşacağız.
"Avrupa vatandaşlığına başvurun"
Kimi ülkemiz vatandaşı, kimi Avrupa vatandaşı kardeşlerimiz yaşıyor. Fransa çifte vatandaşlığına izin verdiği için orada 650 bin Türk vatandaşımız var. Bunların için 300 bini aynı anda Fransa vatandaşı peki 350 bin neden vatandaşlığa başvurmuyor. Cumhurbaşkanınız olarak söylüyorum gidin başvurun. Verirler. Siz başvurun verirler. Ben yöneticileri görüşürken sürekli olumlu. Ama bana birçok vatandaşım “kendi pasaportumuzda başka pasaport kullanmak istemiyorum” diyor. Başvurun. Birçok kardeşim orada seçildi. Hepsini tebrik ediyorum. Ama 650 bin vatandaşa 84 kişi çok az. Vatandaşlık hakkınızı inşallah başvurarak güçlendirin. Gerek yerel gerek ulusal meclislerde temsil edilmelisiniz. Birlik içinde hareket etmeli herkesin desteğini almalısınız.
İnancımıza dilimize kültürümüze ait birçok dernek var. Bu derneklerin birlikte hareket etmesi gerekir. 650 bini kişiyi temsil eden böyle bir güce bigane kalamaz. Avrupa’nın birçok kentinde olduğu gibi Fransa’da da dini ve etnik temeli ayrımcılığını arttığını biliyoruz. Birlik içinde olduğunuzda çok daha güçlü bir mücadele ortaya koymayı becerebilirsiniz. Yarım asırı aşan vatandaşlık zamanında artık... Sizler sadece Avrupa’ya gelen mevcut anlayışı, farklılıkları değer olarak gören Avrupa değerleri vatandaşlarımızın kimliklerini tanıyarak kabul etmek durumdadır. Hem anadilinizi hem de yaşadığını ülkenin dilini öğrenmek zorundasınız. Anadilini unutan benlini kaybeder. Yaşadığı ülkenin hayatını yaşamakta zorlanır. Fransa ve Tüm Avrupa’da kendi kültürünüz koruyarak her alanda varlık göstermelisiniz. Siz burada mülteci, yabancı değil.
"Türkçe'yi, İngilizce'yi Fransızva'yı öğrenin"
Avrupalı Türklersiniz. Türkiye sizin anavatanınızın Avrupa ise geleceğini inşa ettiğiniz yeni vatanınız. Türkiye vatandaşlarını darda, yolda bırakmamıştır. Sizi de bırakmaz. Dışişleri büyükelçi, cumhurbaşkanlığıyla Türkiye sizin yanınızdadır. Bundan emin olun. Özellikle, gençlerimize seslenmiyorum. Avrupa’da her alan da mücadele edin. Kendinize hedefler koyun başarılı olmak için her alanda çalışın ama inancınızı kültürünüzü vatanınınız asla unutmayın. Türkçe’yle birlikte İngilizce’yi, Fransızca’yı, yaşadığınız ülkenin dilini öğrenin. Üniversitelere gidip kariyerlerini geliştirmelidir. Gençler. Türkiye olarak kreş çağından itibaren tüm eğitim kademelerinde elimizden gelenleri yapıyoruz. Bilhassa buradaki sivil toplum kuruluşlarımızın birlikte hareket ederek getireceği projelere her türlü desteği veririz.
Siyasi hayata katılmanız için çok önemli Avrupa’da ama Türkiye’deki seçimleri de asla ihmal etmeyin. Biliyorsunuz Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk defa oy kullanabildiği yurt dışında vatandaşlarımız. İlk defa bunu başbakanlığım döneminde biz getirdik. 7 Haziran’da siyasi tercihinizi sandıklarınıza yansıttığınız için Teşekkür ediyorum. Sizin oy kullanmanızı Cumhurbaşkanı olarak çok önem taşıyor. İnanıyorum ki 1 Kasım seçiminde siyasi iradenize seçme hakkınıza çok daha sahip çıkacak sandıkları patlatacaksınız buna inanıyorum Tabii birileri benim bu açıklamalarımdan rahatsız olabilir. Cumhurbaşkanı niye karışıyor olarak.
Halkının oylarıyla ilk defa seçilen biri olarak milli iradeyi anlatmak durumundayım. Elimizden geleni gayreti ortaya koymak zorundayım. 1 Kasım seçimlerinde ülkemizde vatandaşlarımızla birlikte size çok fazla iş düşüyor. Terörü sandıkta siz bitireceksiniz. Siyasi belirsizlik ortamı sisli havayı sevenleri hemen ortaya çıkardı. Ülkemizin ciddi bir sıkıntı yaşamadan o ülkemizi seçimlere götürdük. Terör örgütüyle anladığı dilden konuşma kararlılığına sahiptir. Bizim üzen şehitler, masumlar onların aileleridir. Yoksa terörün üstesinden geleceğimiz konusunda en küçük sıkıntımız yoktur. Sizler burada teröre karşı terör örgütüne karşı doğrudan veya dolalı destekleyenlere karşı bize ve güvenlik güçlerine moral verdiniz.
"Eyy Avrupa İnsan Hakları Beyannamesini hiç okumadınız mı?"
Kasım seçimlerinde de bu kararlı duruşunuzu dünyaya Avrupa ülkemiz içindeki bir takım kesimlere mesaj vereceğimizi biliyorum. Mısır’da, Suriye’de Afganistan’da Afrika ülkelerinde meydan gelen büyük bir insanlık dramıyla karşı karşıyayız. Türkiyte Suriye’deki çatışmaların başladığı 2011’den beri sınırlarını da gönlünde açık tuttu. Bugün ülkede 200 bini kamplarda olmak üzere 2 milyon Suriyeli kardeşimizi var. Dünyada hiç bir ülkenin altından kalkamayacağı bu yükü tek başımıza göğüsledik. Şuana kadar Suriye ve Irak’tan gelen bu kardeşlerimizi bize yükü 7.5 milyar dolardır. Bize gelen destek 41milyon dolardır. Biz 2 milyonu misafir ederek Avrupa, 200-250 bin kişiyi misafir etti. Bize bir de nasihat çekiyorlar bunlar sizde kalsın bunları sakın bize göndermeyin. Türkiye’nin kampları dünyanın hiç bir yerinde yok diyorlar. Bu bizim insani vicdani ve İslami bir anlayışımızdan kaynaklanıyor. Biz bunlara açık kapı politikamızı da sürdüreceğiz. Eyy Avrupa İnsan Hakları Beyannamesi’ni hiç okumadınız mı ya? Niye BM, mülteciler komisyonunu kurdunuz ya? Bunlar ne işe yarar.
Bunu biz yapıyoruz birilerine şirin görünmek için değil sadece rabbimizin rızasını kazanmak insani vicdani görevimizi yerine getirmek. Türkiye’de bazı siyasiler ne dediler biz bunları Suriye’ye göndereceğiz dediler. Hayır biz bombalara teslim etmeyiz mağdurları. Şuan da sadece yılbaşından bugüne kadar Akdeniz’de denizden topladığımız insan sayısı 60 bin. Ya biz böyle bir milletiz be. Biz bük bir milletiz be. GSMH fazla olması bunu halletmiyor. Eğer bu iş para olsaydı bu insanlara neden yardım elinizi uzatmıyorsunuz. Öylede olsa böylede olsa açık kapı politikasıyla evimizde misafir etmeye devam edeceğiz. Mağdur insanları. Bunlar devam ederken, Fransa’nın güneyinde bir sel felaketi yaşandı bugün 16 kişi hayatını kaybetti. Ben bundan dolayı da Fransa yönetimine geçmiş olsun diliyorum.
Değerli kardeşlerim ülkemizde yaşayan vatandaşlar Suriyelilere ensar olarak davranmış onlara muhacir givbi bakmıştır. Avrupa kapılarını uzun süre kapalı tuttu. Bir lider veya bir yönetici ülkemizde çok sayıda Müslüman istemiyoruz bunu diyor. Ama biz peygamberin merhametine Mevla’nın hoşgörüsünü bilerek Avrupa’ya ders verdiğimizi biliyoruz. Iraktan Ezidiler geldi Hıristiyanlar geldi biz kapımız açtık. Bizde ayrım yokta bunun için. Ötekinin kendinden bilmek, sofrada yer açmak, kimseye kökenin sormadan yer açmak bir Anadolu ahlakıdır biz böyle gördük. Günümüzün en büyük medeniyeti olduğunu söyleyen bu coğrafya gerçek medeniyetin ne olduğunu gösterdiniz.
Kardeşlerim bunları anlatırken bir şeyi özellikle söylemem lazım. Hamd olsun artık 2002 Türkiye’si yok. Dünya ekonomik nalamda çok ciddi sıkıntılar yaşarken Bizim ilk yarıda büyüme oranımızı 3,2 olarak netlemiş vaziyette. Yatırımlarımız karlılıkla devam ediyor. Biliyorsunuz üniversite olmayan ilimiz yok. Böyle bir noktadayız. Hamd olsun derslikler arttığı gibi sınıflardaki mevcutlar 30’a doğru iniyor. Hastanelerimiz hamd olsun gayet modern.
Kim derdi Hakkari’ye 10 yıl önce havaalanı dek inanır mıydı. Zaten o inşaatı bitirene kadar bize atla karayı seçtirdiler. Usanmadık yılmadık bunu bitireceğiz dedik. Selahaddin’i Eyyubi havaalanını bitirdik. Aynı şeyi Muş’ta Ağrı’da Iğdır’da yaptık. Buralarda havaalanı olacak dese kim inanırdı* Şuan bunlar hizmet veriyor niye? Biz de ayrım yok bölücülük yok. Söz verdik oralarda olacak dedik.
Fatih Sultan Mehmet karadan yürüttü bizde Marmaray’ı denizin altından yürüttük. Önümüzdeki yıl Avrasya tünelini açıyoruz. 3 köprü devam ediyor. Ve Yavuz Sultan Köprüsü’nde 4 gidiş 4 geliş ortasından metro, o duasını yapmadan bu işi bitirmek mümkün değil.
Bölücülük fitnesine, Ali’siz Alevilik fitnesine dayanışmanızı güçlendirmenizi sizlerden rica ediyırum. Bir kasımda sandıklarına gitmenizi sizden rica ediyorum.