11 Eki 2010 10:45
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:42
ERDAL ŞAFAK'IN “VERTIGO” VE “ACROPHOBIA” KORKULARI NEDEN DEPREŞTİ?
Kendisinde bulunan “fobileri” açıklayan Sabah Gazetesi genel yayın yönetmeni Erdal Şafak, son günlerde korkularının depreşmesinin nedenini yazdı.
Vertigo, Acrophobia ve Claustrophobia
SABAH’TAN MEKTUP
Bende doğuştan "Yükseklik korkusu" var. Tıp literatürüyle söylersem, "Vertigo" ile "Acrophobia" karışımı bir şey.
Birinci katın balkonundan bile aşağı bakamam: Başım döner, düşecekmişim gibi bir duyguya kapılırım.
Sadece yukarıdan aşağıya değil, aşağıdan daha aşağıya da bakamam: Örneğin beni ölümle tehdit etseler yine uçurum kıyısına götüremezler. Kuyuya eğilip bakamam; mutlaka bakmam gerekirse, yere yüzükoyun yatarım, ellerimle sıkı sıkıya tutunurum, öyle boynumu uzatabilirim. O da sadece bir-iki saniyeliğine.
Doktorlara göre, genlerimdeki binlerce yıllık bir korkunun kalıntısı bu. Ağaçlarda yaşayan ilk atalarımızın bana armağanı.
Bende doğuştan bir de "Claustrophobia" var: Kapalı yerde kalma korkusu.
Asansörde kalsam, kalp atışlarım ve nabzım hızlanır. Bir süre sonra elimde olmadan soyunmaya başlarım.
O nedenle kışın en soğuk günlerinde bile evimin salonunda, odalarında pencereler hep açık tutulur.
Ölümden korkmam ama mezardan korkarım. İki metrelik çukurda nasıl duracağım diye...
Doktorlara göre, o da genlerime yuva yapmış tarihin ilk zamanlarından kalma bir korku. Mağaralarda yaşayan atalarımızdan.
Şu sıralar hem "Vertigo" ve "Acrophobia" korkularım depreşti, hem de "Claustrophobia" sıkıntılarım.
Nedeni: Kapağını araladığımız Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in 17 Şubat 1993’teki ölümüyle ilgili dosyanın başımı döndürmesi, soluğumu kesmesi, beni görünmez duvarlarla kuşatması...
Dosyanın sayfalarını çevirdikçe huzursuzluğum daha da arttı.
Herhalde bundan sonra iyice kamçılanacak.
Çünkü Bitlis’in ölümüyle ilgili tüm raporları, kanaatleri ve resmi sonuçları alt-üst edecek bilgilere ulaştık.
Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelecek.
Sanırım, Türkiye’nin karanlık bir döneminin kapkaranlık bir olayına çok ama çok güçlü bir projektör tutmak üzereyiz.
Varsın "Vertigo"m, "Acrophobia" m, "Claustrophobia" m depreştikçe depreşsin; rahmetli Eşref Bitlis’in kanını yerde bırakmamak için hepsine değer. Misliyle değer.
Tek bir şey söylemekle yetineceğim: SABAH’ı izlemeye devam edin. SABAH’ınızla gurur duyacaksınız. Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle...
SABAH’TAN MEKTUP
Bende doğuştan "Yükseklik korkusu" var. Tıp literatürüyle söylersem, "Vertigo" ile "Acrophobia" karışımı bir şey.
Birinci katın balkonundan bile aşağı bakamam: Başım döner, düşecekmişim gibi bir duyguya kapılırım.
Sadece yukarıdan aşağıya değil, aşağıdan daha aşağıya da bakamam: Örneğin beni ölümle tehdit etseler yine uçurum kıyısına götüremezler. Kuyuya eğilip bakamam; mutlaka bakmam gerekirse, yere yüzükoyun yatarım, ellerimle sıkı sıkıya tutunurum, öyle boynumu uzatabilirim. O da sadece bir-iki saniyeliğine.
Doktorlara göre, genlerimdeki binlerce yıllık bir korkunun kalıntısı bu. Ağaçlarda yaşayan ilk atalarımızın bana armağanı.
Bende doğuştan bir de "Claustrophobia" var: Kapalı yerde kalma korkusu.
Asansörde kalsam, kalp atışlarım ve nabzım hızlanır. Bir süre sonra elimde olmadan soyunmaya başlarım.
O nedenle kışın en soğuk günlerinde bile evimin salonunda, odalarında pencereler hep açık tutulur.
Ölümden korkmam ama mezardan korkarım. İki metrelik çukurda nasıl duracağım diye...
Doktorlara göre, o da genlerime yuva yapmış tarihin ilk zamanlarından kalma bir korku. Mağaralarda yaşayan atalarımızdan.
Şu sıralar hem "Vertigo" ve "Acrophobia" korkularım depreşti, hem de "Claustrophobia" sıkıntılarım.
Nedeni: Kapağını araladığımız Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in 17 Şubat 1993’teki ölümüyle ilgili dosyanın başımı döndürmesi, soluğumu kesmesi, beni görünmez duvarlarla kuşatması...
Dosyanın sayfalarını çevirdikçe huzursuzluğum daha da arttı.
Herhalde bundan sonra iyice kamçılanacak.
Çünkü Bitlis’in ölümüyle ilgili tüm raporları, kanaatleri ve resmi sonuçları alt-üst edecek bilgilere ulaştık.
Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelecek.
Sanırım, Türkiye’nin karanlık bir döneminin kapkaranlık bir olayına çok ama çok güçlü bir projektör tutmak üzereyiz.
Varsın "Vertigo"m, "Acrophobia" m, "Claustrophobia" m depreştikçe depreşsin; rahmetli Eşref Bitlis’in kanını yerde bırakmamak için hepsine değer. Misliyle değer.
Tek bir şey söylemekle yetineceğim: SABAH’ı izlemeye devam edin. SABAH’ınızla gurur duyacaksınız. Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle...