25 Oca 2010 10:40 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 14:03

ERDAL ŞAFAK SABAH'TAKİ GENEL YAYIN YÖNETMENLİĞİNİ VE SABAH'IN "YARINLARA" YOLCULUĞUNU HANGİ DESTANA BENZETTİ?

Sabah Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak, karanlık sularda gece-gündüz yol alırken hangi hedefleri gözetiyor? Sabah bu yolculukta hangi medya danışmanlık şirketinden destek alıyor? İşte tüm bunların cevapları Şafak'ın yazısında...

Odysseia


SABAH'TAN MEKTUP


Yazının başlığını Homeros'un ölümsüz (2800 yıllık!) destanından aldım. Destan, malum, İthaca Kralı Odysseus'ün Truva'nın düşmesinden sonra evine dönüş yolculuğunu anlatıyor.
Ama ne yolculuk... Gemileri bir adadan öbürüne savuran fırtınalar... Her adada bir başka tehlike: Tek gözlü canavarlar, baştan çıkarıcı şarkılarıyla filoyu kayalara çarptıran ya da karaya oturtan sirenler, lotus çiçeğiyle uyuşturanlar, yamyamlar, ölüler diyarında pusu kuranlar... Yunan mitolojisindeki her tanrının ve tanrıçanın her biri bir başka türlü ortaya çıkan gazapları cabası...
Odysseus'ün (Latince versiyonunda Ulysses - Ülis diye geçer) 10 yıl süren bu dönüş yolculuğu zamanla bir kavram olarak dillere yerleşti. Önce Antik Yunanca'ya, sonra Latince'ye, daha sonra da modern dillere. Uzun, maceralı ve tehlikeli yolculuklar "Odysseia" diye tanımlanıyor.
Türkiye de günümüzde bir "Odysseia" deneyinden geçiyor. Devlet filosunu oluşturan tüm gemileriyle: Yasama, yürütme, yargı, silahlı kuvvetler, siyasi partiler, medya, sivil toplum örgütleri...
Medya gemilerinin en büyüklerinden biri SABAH. O geminin kaptan köşkünde de ben varım. Ve henüz sonu görünmeyen bu "Odysseia" da, karanlık sularda gece-gündüz yol alırken hep iki hedefi gözetiyorum:
1- Yol kazalarını önlemek. Çünkü bazı medya gemilerinin başına geldi; alabora oldular.
2- Varış limanına en görkemli biçimde girmek.
"Görkem"le hem yarasız-beresiz varmayı kastediyorum, hem de en önde demirlemeyi.
SABAH'ın en önemli parçasını oluşturduğu Turkuvaz Medya Grubu şu sıralar dünyanın önde gelen medya danışmanlık şirketlerinden "Booz&Co"dan yönetim ve organizasyon içerikli danışmanlık hizmeti alıyor.
Bu işbirliği birçok amaç içeriyor: Turkuvaz Medya Grubu'na yabancı ama işini bilen kişilerin ayna tutmasını sağlamak, aynadaki görüntüde bazı aksaklıklar ve organizasyon hataları ortaya çıkarsa süratle iyileştirmek... Ve en önemlisi, grubumuzu yarınlara daha iyi hazırlamak.
"Yarınlar"dan ben tek şey anlıyorum: "Ana akım medya" dediğimiz grubumuzda birinci olmak.
Anlamakla kalmıyor, açıkça söylüyorum: "Booz&Co" temsilcileri ne zaman SABAH'la ilgili bilgi almak ya da bilgilerini paylaşmak için odama gelseler, "Hedefiniz ne" sorusuna hep aynı yanıtı veriyorum: "Birinci olmak".
Söylemekle de yetinmiyorum; bu hedefe ulaşmak için bir tarih de koyuyorum. Pek uzak olmayan bir tarih. Aylarla, bilemediniz mevsimlerle ifade edilebilecek bir tarih.
Hem iddialıyım, hem de sonuna kadar inanıyorum: SABAH bu "Odyssseia"yı sadece kazasız-belasız bitirmekle kalmayacak, limana en önde ve en görkemli şekilde girecek.
Bir İsveç atasözünün dediği gibi, "Sakin denizde her geminin kaptanı iyidir, marifet fırtınalı denizde anlaşılır..."
Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle...


Erdal Şafak/SABAH