07 Haz 2010 10:58
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:21
ERDAL ŞAFAK KATLİAM YAŞANACAĞINI BİLSE MUHABİR GÖNDERİR MİYDİ?
Sabah Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak "Mavi Marmara"da bir katliam yaşanacağını bilseydim, bir muhabir gönderir miydim?" sorusunu yanıtladı.
Mediha ve Sevilay
Haber Koordinatörümüz Şaban Arslan, "İHH, Gazze'ye insani yardım göndereceği gemiye bir arkadaşımızı almayı kabul etti, gönderelim mi?" diye sorduğunda Mediha Olgun'un Ortadoğu tarihinin kırılma noktalarından birine tanıklık edeceği aklımın ucundan bile geçmedi.
"Mavi Marmara"da bir katliam yaşanacağını bilseydim, gönderir miydim? Cevabı zor bir soru.
Ama ben "Hayır" desem bile Mediha'nın gitmek için gerekirse kapımın önünde sabahlayacağından adım gibi eminim.
Döner dönmez o travmalı haliyle kaleme aldığı izlenimleri dört gündür okuyorsunuz. Gelen mesajlar Mediha'nın ve "Mavi Marmara" yolcularının yaşadıkları dehşet saatlerinden ve daha sonra götürüldükleri cezaevindeki zulümden pek çok okurumuzun etkilendiğini gösteriyor.
O hengâme günlerinde Sevilay Yükselir odama geldi:
- Ağabey, pazar röportajı için bomba gibi birini buldum...
- Kim?
- Haluk Kırcı. İlk kez konuşacak. Ne dersin?
- (Epey düşündükten sonra) Peki.
- Ama Mehmet Ali Ağca muamelesi yapmayacaksın değil mi? (Not: Abdi İpekçi'nin katili cezaevinden çıkınca, prim vermemek için "Tahliye" haberi dışında tüm açıklamalarını ya küçük vermiştim ya da hiç görmemiştim: Sevilay onu kastediyor.) - (Yine epey düşündükten sonra) Olur.
Sevilay'dan ertesi gün telefon: "Ağabey, bomba gibi bir iş oldu..."
Güldüm. Biraz alındı, "Getirince görürsün" diye söylendi.
Dünkü "Evet, 7 TİP'liyi ben öldürdüm" manşetinin öyküsü de böyle.
Özetle, SABAH ailesinde geçen haftaya iki kadın meslektaşım damga vurdu. Helal olsun onlara.
Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle...
Erdal Şafak/Sabah
Haber Koordinatörümüz Şaban Arslan, "İHH, Gazze'ye insani yardım göndereceği gemiye bir arkadaşımızı almayı kabul etti, gönderelim mi?" diye sorduğunda Mediha Olgun'un Ortadoğu tarihinin kırılma noktalarından birine tanıklık edeceği aklımın ucundan bile geçmedi.
"Mavi Marmara"da bir katliam yaşanacağını bilseydim, gönderir miydim? Cevabı zor bir soru.
Ama ben "Hayır" desem bile Mediha'nın gitmek için gerekirse kapımın önünde sabahlayacağından adım gibi eminim.
Döner dönmez o travmalı haliyle kaleme aldığı izlenimleri dört gündür okuyorsunuz. Gelen mesajlar Mediha'nın ve "Mavi Marmara" yolcularının yaşadıkları dehşet saatlerinden ve daha sonra götürüldükleri cezaevindeki zulümden pek çok okurumuzun etkilendiğini gösteriyor.
O hengâme günlerinde Sevilay Yükselir odama geldi:
- Ağabey, pazar röportajı için bomba gibi birini buldum...
- Kim?
- Haluk Kırcı. İlk kez konuşacak. Ne dersin?
- (Epey düşündükten sonra) Peki.
- Ama Mehmet Ali Ağca muamelesi yapmayacaksın değil mi? (Not: Abdi İpekçi'nin katili cezaevinden çıkınca, prim vermemek için "Tahliye" haberi dışında tüm açıklamalarını ya küçük vermiştim ya da hiç görmemiştim: Sevilay onu kastediyor.) - (Yine epey düşündükten sonra) Olur.
Sevilay'dan ertesi gün telefon: "Ağabey, bomba gibi bir iş oldu..."
Güldüm. Biraz alındı, "Getirince görürsün" diye söylendi.
Dünkü "Evet, 7 TİP'liyi ben öldürdüm" manşetinin öyküsü de böyle.
Özetle, SABAH ailesinde geçen haftaya iki kadın meslektaşım damga vurdu. Helal olsun onlara.
Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle...
Erdal Şafak/Sabah