ERCAN SAATÇİ'DEN TSYD'YE İLGİNÇ ÇIKIŞ!
Hürriyet Spor'un 'eniştesi' Ercan Saatçi, TSYD'den öyle tuhaf bir istekte bulundu ki...
Sevgili TSYD...
Ben seni çocukluğumda oynanan ‘TSYD Kupaları’ndan tanıyorum...
O zamanlar ne işe yaradığını bilmediğimden(!), sadece iple çektiğim FB-GS-BJK turnuvası düzenlediğin için bilmeden (!) seni çok seviyordum... Öyle ki, çocukluğumun önemli simgelerinden (Ankara Gazozu, Melek Sakızı, Alaska Frigo, Vadideki Hayat, Cemil Turan, Günebakış, Dandy, Koş Joe...vs gibi) biri olarak hatırlıyorum.
Belki de o zamanlar yazar-yorumcu-basın ve kulüpler arasında bugünkünün aksine bir samimiyet ve aile ortamı vardı... Şimdi görüyorumki başka bir kutuba geçmişsiniz. Kendi kutubunuza... Bugün “TSYD ne yapar?” diye baktığımızda; kendi üyelerine yapılan eleştirel saldırılarda bildiri yayınlayan, tesislerinde üyelerine restoran hizmeti veren, anma günleri tertipleyen ve dünya spor yazarlarıyla entegre olarak toplantılar düzenleyen bir kurum görüyorum. Uluslararası alanda TSYD Başkanı Esat Yılmaer’in çok çalıştığına da bizzat şahit olmuş birisiyim.
Fakat...
TSYD, temsil ettiği topluluğun içinde de, asırlık çınar olsun olmasın kulüplere, yöneticilerine, sporcularına, taraftarlarına, şuursuzca eleştiri yapılırken, kişisel nedenlerle karalama kampanyaları yapılırken nerelere kayboluyor merak ediyorum doğrusu..!
Malum soruşturma yapılırken, hakim ve savcı kesilen yayın organlarını ve yazarlarını da bildiri yayınlayıp kınıyor mu, onları da protesto ediyor mu? HAYIR (!)
Tamam şunu kabul edelim ki taraftarlar camialarını kollayan basın istiyorlar ve eleştirilere kapalılar. Ancak unutulmamalıdır ki, taraftar duygusaldır. Para için ya da görev diye sevmezler takımlarını. Sevdanın ta kendisidir taraftarlık... Peki TSYD’nin duygusal olmaya hakkı var mı? Sadece üyelerini koruyarak olmamaları gereken bir refleks silsilesi içine girmiyorlar mı, duygusal davranıp defans yapmıyorlar mı? Böylesine kabus gibi bir süreçte F.Bahçe taraftarını anlamaya çalışmak, yanlarında olmak yerine vurmaya devam edenlere göz yummuyorlar mı?
SAKIN GELME !
İLKELERDEN bahseden TSYD, gizlilik ilkesi olmasına rağmen çarşaf çarşaf ‘cımbızlanmış belge’ yayınlayarak, kamuoyunu ve yargıyı etkileme, yanlış yönlendirme suçu işleyen üyelerine de kınama mı gönderiyor, yoksa ‘kına’mı gönderiyor bu da merak konusu...
İzleyince içimden ‘Protesto öyle değil böyle yapılır’ demek geçti, şimdi anlatacağım olayla ilgili... Fenerbahçe’yi protesto eden ve kınayan TSYD de geçenlerde ‘delikanlı bir protestoya’ maruz (!) kalmış... Öyle ellerindeki basın gücüyle kınama mektubu falan yayınlayarak protesto yapmak değil ama... Fenerbahçe taraftarı bizzat TSYD Tesisleri’ne rezervasyon yaptırıp gitmiş ve hem de yüzlerine (!) şarkılar söyleyerek protesto etmiş TSYD’yi;
Bir maç değil, bütün sene Kadıköy’e sakın gelme,
Diyeceğin birşey varsa biz burdayız buyur söyle...
Şimdi bu olaydan sonra da TSYD’den şarkılı bir kınama (!) bekliyoruz, haberiniz olsun.
FUTBOL MAHKEMEDE
ŞİKE soruşturmasıyla ilgili hemen her haberi ve programı takip ediyorum. Birincisi yeni bir gelişme var mı diye, ikincisi etik yayın yapıp yapmadıklarını, taraf olup olmadıklarını anlayabilmek için... Etliye sütlüye dokunmayan yayınlar da var, kahin gibi önceden kimlerin gözaltına alınacağını, hatta sorguda neler sorulacağını bilen (!) yayınlar da var. Bunun yanında gerçekten objektif ve doğru bilgiyle yayın yapan programlar ve yayınlar da var. Bunların başında da Türk Futbolu Mahkemede isimli program var. CNN Türk’ü ve spor servisini alkışlıyorum...
ŞİKEYLE SUÇLANAN TAKIMIN MİLLİLERİ
VOLKAN Demirel, Fehmi Mert Günok, Gökhan Gönül, Serdar Kesimal, Emre Belözoğlu, Selçuk Şahin, Semih Şentürk.
10 Ağustos’ta Estonya ile karşılacak A Milli Takımımız’ın Fenerbahçeli futbolcuları onlar. Kendi ülkelerinde de milli formayı giyecek Fenerbahçelileri saymıyorum.
‘Geçen yıl şike yaparak şampiyon oldu’ iddiasına maruz kalan kulübün oyuncuları onlar. Azı var fazlası yok.
A Milli Takımımızın iskeletini oluşturuyorlar. Hiddink ve yardımcıları, üst düzey futbolcu olduklarından ve milli takımımız başarılı olsun diye davet ediyor onları...
Biraz tuhaf değil mi?
Ercan Saatçi/Hürriyet