ENİS BERBEROĞLU AYDIN DOĞAN'LA, ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN ALTINI KAZIYORDU!(MEDYARADAR/ÖZEL)
Özlem Kılıç ile Kübra Demir imzalı Bab-ı Ali'nin Dikenleri kitabında yeralan Bekir Coşkun'un sözleri Doğan Medya Grubu'nu karıştıracak.
Basına damgasını vuran ünlü isimlerin işsizlik süreçlerini
anlattığı Bab-ı Alinin Dikenleri kitabı ile birbirinden ilginç
anılar ve yorumlar gün yüzüne çıkıyor.
Özlem Kılıç ve Kübra Demir imzasını taşıyan kitapta 28 Şubat
döneminde yaşadıklarını anlatan Mehmet Ali Birand, zor durumda
kalınca programına konuk ettiği Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcıyı
arayıp yardım istemiş.
İşte Bab-ı Alinin Dikenleri kitabında yer alan ilginç detaylardan
bazıları:
MEHMET ALİ BİRAND
HANEFİ AVCI: GİT KENDİNİ İHBAR ET!
Bab-ı Alinin Dikenleri kitabında yer alan isimlerden Mehmet
Ali Birand 28 Şubat sürecinde kendisi hakkında yapılan andıç haberi
sonrasında yaşadığı kötü dönemlerden çıkış yolu aradığını, bunun
içinde Eski Emniyet Müdür Hanefi Avcıyı arayıp yol göstermesini
istediğini anlatıyor. Birand, Avcının git kendini ihbar et
demesi üzerine ise savcılığa kendisi hakkında suç duyurusunda
bulunmuş. Birand olayı Bab-ı Alinin Dikenleri kitabında şöyle
anlatıyor:
Hanefi Avcıyı 32. Güne çıkarmıştım ve Hanefi Avcı Susurlukla
ilgili çok önemli açıklamalar yapmıştı. İlk defa Susurlukun
kapağını açan adamdır bizim programda. Onu aradım, dedim ki Ne
dersiniz, ne yapayım? Avcı Git savcıya, kendini ihbar et dedi.
Bu kadar yazı çıkıyor, bu kadar haber yapılıyor. Ben kendim,
kendimi ihbar ediyorum, benim için dava açılıyor. Gittim savcıya
başvurdum. Dilekçemi yazdım götürdüm, savcı okudu, Deli
misiniz? dedi. Böyle bir şikayet yok ki dava açacak dedi.
Bir tarafta medyada bambaşka şeyler yazıyor, bir tarafta savcı
bambaşka şeyler söylüyor. Ama kimseye anlatamadım ki.
AHU ÖZYURT
ÖZYURT: 18 YILLIK GAZETECİYİ İŞTEN ATMAK YİĞİT BULUTA
BIRAKILMAZ
CNN Türk editörü Ahu Özyurt ise kitapta Yiğit Bulutun Genel Yayın
Yönetmenliğini yaptığı Haber Türkten atılışına dair süreci
anlatıyor. Özyurt, Yiğit Bulutun atılması için yönetim kademesini
etkilemiş olabileceğini iddia ediyor
Yiğitin de (Bulut) şu onda o kurumda çalışmadığı düşünülürse, bu
karar Yiğitin üzerinde bir karardır. Artı ben o dönemde de
Yiğitin grup içerisinde benim gibi birisini attırabilme etkisine
sahip olduğunu düşünmüyorum. Oradan 18 yıllık bir gazeteci
atılacaksa, bunu Didem Hanım (Ciner) yapar, Kenan Bey (Tekdağ)
yapar. Bu Yiğit Buluta bırakılmaz. Son sözü de söyleyemez.
Etkilemeye çalışmış olabilir, ki yapar.
MEHMET ALTAN
AKPDE BİR TANE PATRON VAR, DİĞERLERİ
YANAŞMA!
Mehmet Altan ise Stan gazetesinden ayrılış sürecini anlatırken Ak
Partiye ağır eleştirilerde bulunmuş.
Niye gideyim de konuşayım, ben kendime patron aramıyorum. AKPnin
kendi kafasında; insanların kendi talepleri olamaz. AKP onun başı,
kendine göre sistem içinde düzenlemeler yapar. Türkiyenin en büyük
talihsizliklerinden biri o. Yani bir tane patron var diğerleri de
yanaşma, ecir, maraba!
ABDURRAHMAN DİLİPAK
ALİ AKELİN YENİ ŞAFAKTAN ATILMASI NORMAL
DEĞİL
Yeni Şafak yazarı Ali Akelin gazeteden ayrılış sürecine yönelik
değerlendirmelerde bulunan Abdurrahman Dilipak ise Akelin
yazılarına son verilmesi için normal değil açıklamasını yapmış.
Dilipaka göre medya üzerinde doğrudan bir baskı da söz konusu
değil. Daha çok basının sermaye yapısı ve teknolojik gelişmelerle
ilgili yaşanan sıkıntılar var.
Tarafların bu konuya ilişkin düşüncelerini tam olarak bilmiyorum
ama dışarıdan bakıldığında normal değildi. Ve tek normal olmayan da
bu değildi. İnsanlar eleştirebilir. Ama küfür olmasın, iftira
olmasın ve gazetecilik endişesi dışında başka bir endişesi olmasın
Daha detaylı bilgiye sahip olmak gerekiyor. Bir politikacı arayıp
atın bunu dediyse ve attılarsa bu ayrı bir şey. Patronun başka bir
hesabı varsa onu da bilmek gerekir.
MEHMET BARLAS
SAYFAYI KAPATINCA ÇÖLAŞANLA YÜZ YÜZE
GELİYORSUNUZ
Mehmet Barlas ise Hürriyetin sahibi Erol Simavi ile yaşadığı bir
anısını şöyle anlatıyor:
Emin Çölaşanla sürekli bir polemik halindeydik. Erol Simavi bir
gün evime geldi. Ona dedim ki, Senin gazetende yazıyorum, senin
gazetende benim aleyhime yazılar çıkıyor. Yanlış oluyor.
Arabasından bir gazete getirdi Almanya baskısıymış. Bak, Emin
Çölaşanla seni orta sayfaya koydum. Kapatınca yüz yüze
geliyorsunuz dedi. Sanki o kavgayı övermiş gibi.
AHMET KEKEÇ
MEHMET ALTAN, KURUMUNA SAYGISI OLMADIĞI İÇİN ATILDI
Ece Temelkuran, Nuray Mert ve Mehmet Altanın kurumlarından
ayrılmalarını değerlendiren Ahmet Kekeç ise eski iş arkadaşı Mehmet
Altana ağır eleştiriler yöneltmiş. Altanın muhalif yazıları
nedeniyle değil, kurumuna saygısı olmadığı için yolların
ayrıldığını söylemiş.
ANFye verdiği röportaj, yönetimi Mehmet Altanla devam edelim mi
etmeyelim mi noktasında karşı karşıya getirdi. Tabiî ki Mehmet
Altan kendi açısından haklı. Mehmet Altan ne kadar berbat bir adam,
ne kadar kötü işler yapıyor sonucu çıkmasın buradan. Ama sonuçta
Mehmet Altan, ANFye verdiği röportajdan değil, başka platformlarda
da, mecralarda da gazetesi, işgal ettiği yer konusunda müstehzi,
kırıcı, zaman zaman da aşağılayıcı bir tavır içinde oldu. Sürekli
her zaman böyleydi. Bunu televizyon yayınlarında da görmek
mümkündü. Yönetim Mehmet Altanın bu tutumlarından çok rahatsızdı,
bu sır değil. Hepimiz duyuyorduk. Bu nedenle Mehmet Altan örneği,
Nuray Mert ve Ece Temelkuran örneğine oturmuyor, uymuyor.
BEKİR COŞKUN
ENİS BERBEROĞLU AYDIN DOĞANLA, ERTUĞRUL ÖZKÖKÜN ALTINI
KAZIYORDU
Bekir Coşkun ise Hürriyette çalıştığı döneme ilginç ilginç bir
iddiada bulunmuş. Coşkun'un iddiasına göre Berberoğlu ve Doğan
Ertuğrul Özkökün arkasından iş çeviriyordu.
Enis Berberoğlu Aydın Doğanla o zamanlarda Ertuğrulun (Özkök)
altını kazıyordu bir taraftan. Bir taraftan da bana Manisalıya
dokunma, Kayseriliye dokunma diye baskı yapıyordu. Bir şekilde de
olsa Ankara temsilcisi olduğu halde görevini yapmaya başlamıştı.
Ben de telefonda bağırıp çağırıyordum. Manisalıyı yazma,
Kayseriliyi yazma, Urfalı ne yazacak diyordum. Bu dönemlerde bazen
yazı yazmıyordum, yazmayı bırakıyordum. O zaman kıyamet kopuyordu,
herkes beni arıyordu
MEDYARADAR/ÖZEL