08 Kas 2017 08:14
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 23:15
Engin Ardıç'a 'Çakma Gaziler' yazısı nedeniyle soruşturma!
Bir grup gazi, Ankara Adalet Sarayı'na giderek Ardıç için suç duyurusunda bulunmuştu
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Sabah Gazetesi yazarı Engin Ardıç'ın "Çakma Gaziler" yazısıyla ilgili soruşturma açtı.
Engin Ardıç, 1 Kasım tarihinde Sabah gazetesinde yayınlanan yazısında gazilere hakaret eden ifadeler kullanmıştı. Ankara Adalet Sarayı önünde toplanan bir grup gazi, Ardıç hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Kılıçdaroğlu'ndan Ardıç'a tepki!
Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da partisinin grup toplantısında Engin Ardıç'ı sert bir dille eleştirmiş ve "Havuz medyasından bir köşe yazarı gazilere şaklaban diyecek kadar aklını yitirmiş. Aslında kendisi şaklaban. Sen bu kelimeyi kullanamazsın diye kapının önüne mi koyacaklar? Merak ediyorum. Bir şaklaban bir gazetede yazı yazamaz. Gazilere sahip mi çıkacaklar, yoksa geçmişte şehitlere kelle dedikleri gibi aynı tavırlarını sürdürecekler mi? Sensin şaklaban.” demişti.
İşte Engin Ardıç'ın o yazısı
Ardıç'ın yazısının ilgili kısmı şöyle:
Türkiye, yalanlarına sımsıkı sarılıp yaşamayı çok seven bir ülkedir.
Bu onu rahatlatır. Bizde "sorgulama" geleneği yoktur. Sorgulamaya kalkanın da iflahını keserler (uğradığımız hakaretlere bakmanız yetecektir.)
Her milli bayramda piyasaya çıkan "malul gazilere" getirecektim sözü… Geçen gün gene ortalıkta görüldüler. Kalpak, ayyıldız, madalya, palaska, çakaralmaz tabanca, kama, bomba, velhasıl herşey yerli yerinde…
Fakat bakıyorum, bu adamlar yaş olarak taş çatlasa benim kadarlar yahu!
Hadi benden beş yaş büyük olsunlar.
Hadi beş de benden koy, on yaş.
Yani "Milli Şef bebeleri" en fazla!
Bu adamlar hangi savaşlara katıldılar da malul gazi oldular? "Malul" olmaları da şart değil, maşallah hepsi benden sağlam.
Bu adamlar "feyk"…
Neyk?
Sahte yani, çakma…
Kurtuluş savaşımıza katılmış (yani kalpak giymiş, İstiklal Madalyası kazanmış) bir askerin, diyelim mücadelenin son yılına, 1922'ye yetişti ve de diyelim o tarihte en az on sekiz yaşındaydı, 1904 doğumlu olması gerekir…
Yani şu anda 113 yaşında!
Eh, Atatürk de 136 yaşında olduğuna ve içimizde yaşadığına göre…
Efendim işte Kore falan diyeceksiniz.
Kore'nin, hatta Kıbrıs'ın kalpakla, cumhuriyetle, bayramıyla ne ilgisi var?
Benim dedelerimden biri de büyük bir ihtimalle Viyana kuşatmasına katılmıştı, yeniçeri kılığına mı gireyim?
15 Temmuz gazileri törenlerde kılık değiştirmediler, kendilerine "şekil" yapmadılar.
Çünkü şaklaban değillerdir.
Engin Ardıç, 1 Kasım tarihinde Sabah gazetesinde yayınlanan yazısında gazilere hakaret eden ifadeler kullanmıştı. Ankara Adalet Sarayı önünde toplanan bir grup gazi, Ardıç hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Kılıçdaroğlu'ndan Ardıç'a tepki!
Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da partisinin grup toplantısında Engin Ardıç'ı sert bir dille eleştirmiş ve "Havuz medyasından bir köşe yazarı gazilere şaklaban diyecek kadar aklını yitirmiş. Aslında kendisi şaklaban. Sen bu kelimeyi kullanamazsın diye kapının önüne mi koyacaklar? Merak ediyorum. Bir şaklaban bir gazetede yazı yazamaz. Gazilere sahip mi çıkacaklar, yoksa geçmişte şehitlere kelle dedikleri gibi aynı tavırlarını sürdürecekler mi? Sensin şaklaban.” demişti.
İşte Engin Ardıç'ın o yazısı
Ardıç'ın yazısının ilgili kısmı şöyle:
Türkiye, yalanlarına sımsıkı sarılıp yaşamayı çok seven bir ülkedir.
Bu onu rahatlatır. Bizde "sorgulama" geleneği yoktur. Sorgulamaya kalkanın da iflahını keserler (uğradığımız hakaretlere bakmanız yetecektir.)
Her milli bayramda piyasaya çıkan "malul gazilere" getirecektim sözü… Geçen gün gene ortalıkta görüldüler. Kalpak, ayyıldız, madalya, palaska, çakaralmaz tabanca, kama, bomba, velhasıl herşey yerli yerinde…
Fakat bakıyorum, bu adamlar yaş olarak taş çatlasa benim kadarlar yahu!
Hadi benden beş yaş büyük olsunlar.
Hadi beş de benden koy, on yaş.
Yani "Milli Şef bebeleri" en fazla!
Bu adamlar hangi savaşlara katıldılar da malul gazi oldular? "Malul" olmaları da şart değil, maşallah hepsi benden sağlam.
Bu adamlar "feyk"…
Neyk?
Sahte yani, çakma…
Kurtuluş savaşımıza katılmış (yani kalpak giymiş, İstiklal Madalyası kazanmış) bir askerin, diyelim mücadelenin son yılına, 1922'ye yetişti ve de diyelim o tarihte en az on sekiz yaşındaydı, 1904 doğumlu olması gerekir…
Yani şu anda 113 yaşında!
Eh, Atatürk de 136 yaşında olduğuna ve içimizde yaşadığına göre…
Efendim işte Kore falan diyeceksiniz.
Kore'nin, hatta Kıbrıs'ın kalpakla, cumhuriyetle, bayramıyla ne ilgisi var?
Benim dedelerimden biri de büyük bir ihtimalle Viyana kuşatmasına katılmıştı, yeniçeri kılığına mı gireyim?
15 Temmuz gazileri törenlerde kılık değiştirmediler, kendilerine "şekil" yapmadılar.
Çünkü şaklaban değillerdir.