16 Mar 2013 16:46 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:05

ENGİN ARDIÇ: RUMLAR GİBİ KÜRTLERİ DE GÖNDERSEYDİNİZ SORUN KALMAZDI!

İmralı görüşmelerinin ardından barış mı geliyor derken Engin Ardıç'ın köşe yazısı çok konuşulacak.

Türkiye'nin birinci gündem maddesi olan Kürt sorunu hakkında yapılan yorumlara her gün bir yenisi daha ekleniyor. İmralı görüşmeleri, silah bırakma derken Nevruz'unda gelmesiyle ülkede bir barış atmosferi oluştu.Sabah yazarı Engin Ardıç'ın bugün kaleme aldığı satırlar ise oldukça şaşırtıcıydı.

İşte Ardıç'ın bugünkü o yazısı..

"SONUNDA BANA DA 'LOZAN' YAZDIRDINIZ"
Yürüyün bre, sonunda bana da "Lozan" yazdırdınız ya... Sürüden daha fazla ayrılırsam kurt kapacak, ben de "necip Türk matbuatının teamüllerine" uydum. Bayram değil seyran değil, bugünlerde gene bir Lozan tartışması başlar gibi oldu. Doksanıncı yıldönümüne, temmuz ayına daha çok var, hayırdır beyler? Bildiğiniz gibi, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel taşı olan Lozan Barış Antlaşması'nı eleştirenler, esas olarak orada "Musul ve Kerkük'ten vazgeçmiş olmamıza" kızarlar, sonra buna hemen Batı Trakya'yı da eklerler. Savunanlar da, Atatürk ve İnönü'nün "gerçekçiliğini" göklere çıkarırlar. Osmanlı borçlarının "Anadolu'ya kalan bölümünü" ödemeyi üstlenmekle, görünürde kesinlikle reddedilen Osmanlı mirasına aslında bir ölçüde sahip çıkıldığı gerçeği pek akıllarına gelmez oysa!...

DİPLOMATLAR DURURKEN NEDEN İSMET PAŞA?
Başka bir eleştiri konusu, meslekten diplomatlarımız dururken, Lozan'a niçin bir askerin, doğru dürüst lisan da bilmeyen İsmet Paşa'nın gönderilmiş olduğudur... Bürokrasinin asker kesimi, kuracağı yeni devlette sözü sivillere asla bırakmak istemez de ondan. Başka bir gerçek, bazı üyeleri Lozan'daki gelişmelere karşı çıkan "ilk meclisin" tasfiye edilmiş, İsmet Paşa'nın kopara bildiklerine asla ses çıkarmayacak yeni bir meclisin toplanmış olmasıdır! Barış görüşmelerine bu amaçla ara verilmiş, 1923 seçimleriyle "çatlak seslerden arındırılmış" ve antlaşmayı tartışmasız onaylayacak yeni meclis toplanınca kalınan yerden devam edilmiştir... Bu pek fazla öğretilmez yeni cumhuriyet kuşaklarına... Öğretilmediği için de, bugün basında "Atatürk ülkemize demokrasiyi getirdi" yazabilen zavallılar türemiştir. Bunu yazanlar, ertesi yıl CHP'ye rakip çıkan ama gene cumhuriyetçi olan bir partinin kapatılabilmesini (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası), daha da ertesi yıl da özel bir kanunla her türlü muhalefetin yok edilmesini hiç mi hiç açıklayamazlar. Belki bütün bunlardan da haberleri bile yoktur.

DOKSAN YILLIK KAMBUR
Neyse, konumuz o değil...Lozan'da "nüfus mübadelesi" fikrini herkes İsmet'in ortaya attığını sanır, oysa bunu Venizelos istemiştir. Fakat ayrım "din esasına" göre yapıldığından, üç-beş kelimeden başka Rumca bilmeyen "ortodoks Türkler" yani Karamanlılar da zorla yerlerinden yurtlarından koparılmışlardır! Asıl çarpıklığa geliyoruz... Yeni Türk devletinin, bir ulus-devlet olacağı söylenen TC'nin de kuruluşu din esasına bağlanmıştır! Karamanlı Türkler sırf Hıristiyan oldukları için gönderilmişler, Kürtler sırf Müslüman oldukları için kalmışlardır. Türk milliyetçileri niçin Kürtler'i de bırakmamışlardır ayrılsınlar? Irak'a eklemlene bilirler, İngiliz mandası altında bir de Kürt devleti oluşturulabilirdi, Fransız mandası altında Suriye ve Lübnan, ya da gene İngiliz mandası altında Filistin gibi... Kuzey Mezopotamya da "Osmanlı'nın terk edilen topraklarından biri" olarak mütalaa edilebilirdi. Niçin sırtımıza yüklediniz doksan yıllık bu kamburu, muhterem Türk bürokratları? Alçaklara kar yağıyor üşümedin, sen bu işin sonunu düşünmedin.